CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
"Kazan-kazan iş birliğine dayalı yeni ortaklık kurmak ve insanoğlu için ortak kader topluluğu oluşturmak üzere birlikte çalışmak"
  2015-11-09 15:34:41  cri

Sayın Başkan,

Sevgili meslektaşlarım,

70 yıl önce, bir önceki neslin kahramanca savaşarak dünyanın faşizme karşı savaşında zafer elde etmesiyle insanlık tarihindeki karanlık bir sayfa kapandı. Zafer, kolay kazanılmadı.

70 yıl önce, o nesil, vizyon ve öngörüyle daha önce rastlanmamış evrensel bir girişim olarak, en geniş temsile ve en büyük otoriteye sahip uluslararası örgüt olan Birleşmiş Milletler'i (BM) kurdu. Bu örgüt, insanoğlunun yeni bir geleceğe dönük umutlarını taşıdı ve yeni iş birliği çağını başlattı.

70 yıl önce, atalarımız bilgeliklerini bir araya koyarak BM Tüzüğü'nü hazırladı. Bu girişimle çağdaş uluslararası düzenin temel taşları döşendi, çağdaş uluslararası ilişkilerin esas ilkeleri kuruldu. Bu başarı, derin bir etki yarattı.

Sayın Başkan,

Sevgili meslektaşlarım,

3 Eylül günü Çin halkı, diğer ülkelerden halklarla birlikte, Çin Halkının Japon İşgaline Karşı Direniş Savaşı ve dünyanın faşizme karşı savaşında elde edilen zaferlerin 70. yıldönümünü andı. Doğu'daki ana savaş sahası olan Çin, büyük bir ulusal fedakârlıkla Japon militarizmi karşısında 35 milyon can kaybı verdi. Sadece kendisini ve halkını işgalden kurtarmadı; Avrupa ve Pasifik'teki savaş sahalarında savaşan güçlere de büyük destek vermiş oldu. Böylece, nihai zaferin kazanılması için tarihî bir katkı yaptı.

Tarih, bir aynadır. Yalnızca tarihten dersler almak, dünyayı geçmişteki felaketlerden koruyabilir. Tarihe huşu içinde ve insancıl bir vicdan ile bakmalıyız. Tarih değiştirilemez, fakat gelecek şekillendirilebilir. Tarihi anmak, kin ve düşmanlığı sürdürmek anlamına gelmiyor; insanlığın aldığı dersleri unutmaması gerektiğini hatırlatmayı amaçlıyor. Tarihi anmak, geçmişe kafayı takmak anlamına da gelmiyor; daha iyi bir gelecek yaratmayı ve barış meşalesini nesilden nesile aktarmayı amaçlıyor.

Sayın Başkan,

Sevgili meslektaşlarım,

Geride bırakılan 70 yılda BM, zamanın sınamasından geçti. Birçok ülkenin barışı korumak, kendi ülkesini inşa etmek ve iş birliğini kovalamak için sarf ettiği çabalara tanık oldu. Yeni bir tarihî başlangıç noktasına ulaşan BM, 21. yüzyılda dünyada barış ve kalkınmanın nasıl daha iyi ilerletilebileceği konusunun üzerine eğilmeli.

Dünya, hızla değişen tarihî bir süreçten geçiyor. Barış, kalkınma ve ilerlemenin ışığı, savaş, yoksulluk ve geri kalmışlığın bulutlarını dağıtmak için yeterince güçlü. Çok kutuplu bir dünyaya doğru olan meyil, yeni kalkınan piyasaların ve gelişmekte olan ülkelerin yükselişi tarihsel süreçte karşı koyulmaz bir eğilim hâline geldi. Ekonominin küreselleşmesi ve enformasyon çağının gelmesi, geniş toplumsal üretim güçlerini ortaya çıkarttı ve yükseltti. Bu, emsalsiz kalkınma fırsatları yaratırken, diğer yandan da adil biçimde yaklaşmamız gereken yeni tehditler ve zorluklar doğurdu.

Eski bir Çin vecizesi der ki, "En büyük ülkü, sahiden herkesçe paylaşılan bir dünya kurmaktır." Barış, kalkınma, eşitlik, adalet, demokrasi ve özgürlük, tüm insanlığın ortak değerleri ve BM'nin ulvi hedefleridir. Bu hedeflere ulaşmak için kat edilecek daha çok mesafe var; bu yüzden çabalarımızı sürdürmeliyiz. Bugünün dünyasında, tüm ülkeler birbirine bağlılar ve ortak bir geleceği paylaşıyorlar. BM Tüzüğü'nün amaç ve ilkelerine bağlılığımızı yinelemeli, karşılıklı faydaya dayalı ortaklık içeren yeni tip uluslararası ilişkiler kurmalı ve insanoğlu için ortak kader topluluğu yaratmalıyız. Bu amaca ulaşmak için ise çabalarımızı şu konulara yönlendirmeliyiz:

-Eşitlik ile karşılıklı istişare ve anlayışa dayalı ortaklıklar oluşturmalıyız. Egemenlik eşitliği ilkesi, BM Tüzüğü'nün zeminini teşkil etmektedir. Geleceğin dünyası tüm ülkelerce şekillendirilmelidir. Bütün ülkeler eşittir. Büyük, güçlü ve zengin olan, küçük, güçsüz ve yoksul olana zulmetmemelidir. Egemenlik ilkesi, sadece hiçbir ülkenin egemenlik ve toprak bütünlüğünün ihlal edilemez olması fikriyle sınırlı değildir; aynı zamanda, ülkelerin iç işlerinin bir müdahale konusu olamayacağını da içerir. Ayrıca, tüm ülkelerin kendi toplumsal sistemlerini ve kalkınma yollarını seçmelerine, ekonomik ve sosyal gelişmelerini ilerletmek ve halklarının yaşam koşullarını geliştirmek için çaba harcamalarına saygı göstermek anlamına da gelir.

-Çok taraflılığa bağlı olmalı, tek taraflılığı reddetmeliyiz. Herkes için olumlu neticeler arayan yeni bir vizyon benimsemeli, bir tarafın kazandığı, diğer tarafın kaybettiği yahut kazananın her şeye sahip olduğu çağdışı zihniyeti reddetmeliyiz. İstişare, demokrasinin önemli bir biçimidir ve çağdaş uluslararası idarenin tatbikinde önemli bir araç hâline gelmiştir. Anlaşmazlık ve farklılıkları diyalog ve istişare yoluyla çözmeliyiz. Hem uluslararası hem de bölgesel seviyelerde küresel ortaklık oluşturmalı , devletler arası ilişkilerde zıtlaşma yerine diyalog içeren ve ittifak yerine ortaklık arayan yeni bir yaklaşım benimsemeliyiz. Büyük ülkeler, ilişkilerini ele alırken çatışmama, zıtlaşmama, karşılıklı saygı ve karşılıklı yarara dayalı ortaklık ilkelerini izlemeliler. Büyük güçler, küçük ülkelere eşitlik temelinde yaklaşmalı, adalete ahlaki bir şekilde yaklaşmalı ve adaleti kendi çıkarlarının önüne koymalıdır.

–Adalete, ortak katılıma ve karşılıklı faydaya dayalı bir güvenlik düzeni kurmalıyız. Ekonominin globalleştiği çağımızda, tüm ülkelerin güvenliği birbiriyle bağlantılıdır ve her bir ülke diğer ülkeleri de etkilemektedir. Hiçbir ülke salt kendi gücüne dayanarak mutlak güvenliği sürdüremez ve hiçbir ülke diğer ülkeleri istikrarsızlaştırmak suretiyle istikrara kavuşamaz. Orman kanunları, zayıfı güçlünün insafına bırakır; ancak bu, ülkeler arasındaki ilişkilere uymamaktadır. Kendi çıkarları için kuvvet kullananlar, aslında yalnızca kaldırdıkları taşlarla kendi ayaklarını ezmektedirler.

Soğuk Savaş zihniyetini tamamen terk ederek, ortak, kapsamlı, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir bir güvenlik vizyonu oluşturmalıyız. BM'nin ve Güvenlik Konseyi'nin çatışmalara son verilmesi ve barışın korunmasında oynadığı rolü desteklemeliyiz. Düşmanlığı dostluğa dönüştürmek için anlaşmazlıklara barışçıl çözümler aramayı ve bazı zorlayıcı eylemleri düzenlemeyi birlikte sağlamalıyız. Hem ekonomik hem de sosyal alanlarda uluslararası iş birliğini güçlendirmeli ve geleneksel ve geleneksel olmayan güvenlik tehditlerine karşı ortaklaşa mücadele ederek çatışmaların önüne geçmeliyiz.

–Herkese fayda sağlayan dışa açık, inovasyona dayalı ve kapsayıcı gelişmeyi sağlamalıyız. 2008 yılında meydana gelen küresel finansal krizi, bize sermayenin körü körüne kâr peşinde koşmasının kaosla neticeleneceğini, küresel refahın ahlaki sınırlardan mahrum ve sallanan temeller üzerine kurulamayacağını gösterdi. Zengin ve fakir arasındaki büyüyen gelir farkı ne adildir ne de sürdürülebilirdir. Hem görünen hem de görünmez elleri kullanmak suretiyle piyasa güçleri ve hükümet fonksiyonları arasında sinerji oluşturarak verimli ve adil bir düzen oluşturmak için mücadele etmek bizim için önemlidir.

Kalkınma, kapsayıcı ve sürdürülebilir olduğu takdirde anlamlıdır. Bu tür bir kalkınmaya ulaşmak da açıklık, karşılıklı destek ve ortaklık gerektirir. Bugün dünyamızda yaklaşık 800 milyon kişi aşırı yoksulluk içinde hayatını sürdürmekte, her yıl yaklaşık 6 milyon çocuk 5 yaşından önce hayatını kaybetmekte ve yaklaşık 60 milyon çocuk okula gidememektedir. Yakın tarihte sonlanan BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde 2015 Sonrası Kalkınma Gündemi kabul edildi. Sözlerimizi eyleme dönüştürmeli ve herkesin yoksulluktan kurtularak gelişme hakkına sahip olduğu, refah içinde yaşadığı bir durum yaratmak için çalışmalıyız.

Medeniyetler arası teması artırarak uyum, kapsayıcılık ve farklılıklara saygıyı ilerletmeliyiz. Kültürel çeşitlilik, dünyayı daha renkli bir hâle getirmektedir. Çeşitlilik, iletişimi doğurmakta, iletişim bütünleşmeyi yaratmakta ve bütünleşme de ilerlemeyi mümkün kılmaktadır.

Medeniyetler, etkileşimleri esnasında birbirlerinin farklılıklarını kabul etmelidir. Dünya, ancak karşılıklı saygı, karşılıklı öğrenme ve ahenkle bir arada yaşama yoluyla çeşitliliğini ve iyileşmesini sürdürebilir. Her toplumsal model, halkının özgün görüşünü ve katılımını temsil eder ve hiçbir model diğerlerinden üstün değildir. Farklı medeniyetler, birbirlerini dışlamak veya birbirlerinin yerini almak yerine, diyalog ve teması yoğunlaştırmalıdır. İnsanlık tarihi, medeniyetler arasındaki aktif bir iletişim, etkileşim ve bütünleşme sürecidir. Her medeniyete saygı göstermeli ve birbirimize eşit davranmalıyız. İnsanlığın yaratıcı gelişmesini ilerletmek için birbirimizden ilham almalıyız.

–Tabiat Ana'yı ve yeşil kalkınmayı ön plana koyan bir ekosistem inşa etmeliyiz. İnsan doğadan istifade edebilir, hatta onu değiştirmeyi deneyebilir. Fakat, tabiatın bir parçası olarak biz, kendimizi doğanın üzerinde görmemeli, doğayı korumalıyız. Endüstriyel gelişme ile tabiatı uzlaştırmalı, tüm dünyada sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve insanlığın çok yönlü gelişimi için insan ve doğa arasında uyumu kovalamalıyız.

Sağlıklı bir ekoloji inşa etmek, insanlığın geleceği için hayati önemdedir. Uluslararası toplumun tüm üyeleri, sağlıklı bir küresel eko-çevre inşa etmek için birlikte çalışmalıdır. Doğaya saygı duymalı, doğanın yollarını izlemeli ve doğayı korumalıyız. Yeşil, düşük karbonlu, döngüsel ve sürdürülebilir kalkınma arayışında olmalıyız. Çin, bu konuda üzerine düşen sorumlulukları omuzlayarak, bu ortak mücadeledeki rolünü sürdürecek. Aynı zamanda, gelişmiş ülkeleri tarihî sorumluluklarını yerine getirerek, emisyon azaltımı sözlerine sadık kalmaya ve gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele etmesine yardım sağlamaya çağırıyoruz.

Sayın Başkan,

Sevgili meslektaşlarım,

1,3 milyardan fazla Çinli, Çin ulusunun kalkınmasını sağlayacak Çin Rüyası'nı gerçekleştirmek için çaba harcamaktadır. Çin halkının rüyası, dünyadaki diğer halkların rüyalarıyla da yakından bağlantılıdır. Çin Rüyası'nı istikrarlı bir uluslararası düzen olmadan, dünyanın geri kalanının anlayış, destek ve yardımı olmadan gerçekleştiremeyiz. Çin Rüyası'nın gerçekleştirilmesi, diğer ülkelere de büyük fırsatlar getirecek ve küresel barış ve kalkınmaya katkı sağlayacak.

Çin, dünya barışının sağlanması için katkı yapmaya devam edecek. Barışçıl kalkınma yolunu izleyen Çin, uluslararası koşullar ne kadar değişirse değişsin ve kendi gücü ne kadar olursa olsun, asla hegemonyacılık peşinde koşmayacak veya etki alanları kurmaya çalışmayacak.

Çin, küresel kalkınmaya katkı yapmaya devam edecek. Ortak ilerleme arayışını ve dışa açılma stratejisini izlemeyi sürdüreceğiz. Tecrübelerimizi ve fırsatlarımızı diğer ülkelerle paylaşmak, bu yolculukta onların da bize katılması, ortak kalkınmaya doğru bizle beraber yol alması için hazırız.

Çin, uluslararası düzeni korumaya devam edecek. İşbirliği yoluyla kalkınmaya bağlılığımızı koruyacağız. BM Tüzüğü'ne ilk imza atan ülke olan Çin, BM Tüzüğü'nün amaç ve ilkelerinin zeminini teşkil ettiği uluslararası düzen ve sistemi korumaya devam edecek. Çin, diğer gelişmekte olan ülkelerin yanında durmaya devam edecek. Uluslararası düzenin idaresinde, gelişmekte olan ülkelerin, bilhassa da Afrika ülkelerinin daha fazla söz ve temsil hakkı almasını kararlılıkla destekliyoruz. Çin'in BM'deki oyu, daima gelişmekte olan ülkelere ait olacak.

Bu fırsatı değerlendirerek, Çin'in, BM'nin çalışmalarını desteklemek, çok taraflı iş birliğini ilerletmek ve dünya barışı ve kalkınmasına daha fazla katkı yapmak için 10 yıl süreli ve 1 milyar ABD Doları tutarındaki Çin-BM Barış ve Kalkınma Fonu'nu kurmaya karar verdiğini açıklamak istiyorum. Çin'in yeni kurulan BM Barış Koruma Yetenek Hazırlık Sistemi'ne katılacağını, kalıcı barış koruma polis birliği ve 8 bin kişilik barış koruma ihtiyat kuvveti kuracağını duyurmak istiyorum. Ayrıca, Çin'in önümüzdeki 5 yılda Afrika Birliği'ne toplam 100 milyon ABD Doları değerinde karşılıksız askerî yardım sağlayarak, Afrika İhtiyat Gücü ve Afrika Krize Anında Karşılık Gücü'nün kurulmasını destekleyeceğini duyurmak istiyorum.

Sayın Başkan,

Sevgili meslektaşlarım,

Birleşmiş Milletler, yeni bir 10 yıla girerken, el ele vererek karşılıklı yarar sağlayan iş birliğine dayalı yeni bir ortaklık ve insanoğlu için ortak kader topluluğu oluşturalım. Dünyanın savaştan uzak olmasını, barışın kalplerimize kök salmasını sağlayalım. Kalkınma, refah ve adalet arzularının tüm dünyaya yayılmasını sağlayalım!

Teşekkür ederim.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China