birkusak-20150513
|
Uzun tarihi ve renkli kültürüyle Türkiye, turistik kaynaklar açısından da oldukça zengin. Çin ile arasındaki siyasi güvenin durmaksızın güçlenmesi ve ticari ilişkilerin gelişmesiyle Türkiye, Çinli turistlerin yeni durağı oldu.
Türk turizm dünyasından gelen değerlendirmelere göre Çin'in "Bir Kuşak, Bir Yol" stratejisi iki ülke arasındaki turizm ilişkilerini bir adım öne taşıdı. Karşılıklı anlayış ve iletişimin güçlenmesi ve Çin-Türkiye turizminde "Yeni İpek Yolu" kurulması bekleniyor.
Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'un işlek caddelerinde onlarca turizm acentası ve vize başvuru merkezi ardı ardına açılıyor. Bunların arasında en hareketli olanı da Ligarba Turizm Acentası. 2004 yılında kurulan Ligarba Turizm, Türkiye'ye gelen Çinli turistlere ve iş adamlarına hizmet sağlıyor. Aynı zamanda Çin'i ziyaret edecek Türk vatandaşlarına Çin vizesi hizmeti de sunuyor.
Acenta genel müdürü İrfan Karslı, şu günlerde yeni ofisinin yerleştirilmesiyle meşgul. Son yıllarda turizm ve vize alanlarındaki hizmetlerin gelişimini takiben başlangıçta yalnızca beş altı kişinin sığabildiği Ligarba Turizm'in ofisi, bugün ondan fazla çalışan ve sürekli gelip giden müşterilerle iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık. Bu nedenle acilen yeni bir ofise geçilmesi gerekiyor. Dahası, Türk hükümetinin Çinliler için vize almayı kolaylaştıran e-vize başvuru prosedürünü yayınlamasıyla Karslı, ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyenlerden her gün onlarca telefon alıyor. Hatta bazen telefonunun pili yarım günde tükeniyor.
İlk defa 1997'de Çin'e gelişini hatırladığında Karslı, o dönem Çinliler Türkiye'yi tanımazken bugün Türkiye'nin Çinliler için çoktan sıcak bir seyahat noktasına dönüştüğünü söylüyor.
"Önceden Türkiye'ye gelen Çinlilerin çoğunluğu iş amacıyla geliyordu. Mesela biz on sene önce Adana'ya, Kayseri'ye, Afyon'a gelen mermercileri, madencileri veya fabrika kurmak isteyenleri görüyorduk. Şimdi Çinliler Türkiye'yi gezme amaçlı da geliyor. Yani mesela 1997 yılına baktığımızda görüyoruz ki Çinliler Türkiye'yi bilmiyorlar. Daha sonra, son beş altı yıl içerisinde, özellikle son iki-üç yılda artık Çinliler farklı bir coğrafya, farklı bir kültür görmek için Türkiye'ye daha fazla gelmeye başladılar."
Türkiye, uzun bir geçmişe ve zengin kültürel kaynaklara sahip bir ülke. Üç eski hanedanlık da İstanbul üzerinden Avrupa'ya geçiş sağlamıştı. Ege Denizi ve Akdeniz'deki doğal manzaralar ile tarihi ve kültürel mirasların birleşimi gözlere adeta bir ziyafet sunuyor. Çin-Türkiye arasında siyasi güven zemini oluşturulması, ticari bağların sıkılaştırılması Türkiye'ye seyahat eden Çinli sayısının da artmasını sağladı. Türkiye Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın verilerine göre 2014 yılında Türkiye'ye gelen Çinli turist sayısı 200 bine ulaşarak önceki yıla göre yüzde 40 artış gösterdi. Karslı'nın da belirttiği gibi Türkiye, Çinliler için gizemli olsa da buraya gelen Çinlilerin hepsi oldukça memnun.
"Son zamanlarda turistik amaçlı gelenlerin sayısı da artıyor ve daha da artacak. Çinliler buraya geldikleri zaman aslında Türkiye'yi müslüman bir ülke olarak bildikleri için Arap ülkeleri gibi zannediyorlar. Fakat bir Çinli gelip geri döndüğü zaman on tane arkadaşı da geliyor ve hepsi gerçekten memnun olarak ayrılıyorlar. Türkiye gerçekten gezilmesi gereken bir yer."
Karslı, son yıllarda Çin tarafından ortaya konulan "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" düşüncesinin de iki ülke halkına karşılıklı anlayış getirdiğini ve turizm sektörünü de geliştirdiğini söyledi ve ekledi:
"Eski bir yolun, eski bir kültürün yeniden canlandırılması iki ülke arasında güçlü bir bağın daha güzel bir şekilde kurulmasını sağlıyor. Şu anda Türkiye'ye gelen Çinli turist yaklaşık 200 bin civarında. Ama bence bu sayı milyonlara ulaşacaktır."
Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi araştırma görevlisi Gülay Mutlu'ya göre "Bir Kuşak, Bir Yol" stratejik düşüncesi turizm sektörünün gelişmesine de büyük etki edecek. İki ülkenin de turizm sektörünü canlandıracak. Bu strateji, iki ülke arasında karşılıklı anlayışın güçlendirilmesi için hayati bir önem taşıyor.
"İpek Yolu'nun açılmasıyla birlikte turizm de mutlaka desteklenmiş olacak. Ülkelerin birbirini tanıması çok önemli. Yani Türkiye Çin'de yeterince bilinmiyor. Bu durumu gelecekte daha iyi kılmak tek taraflı olacak bir şey değil. Çin'in de buna destek vermesi gerekiyor."