Qinggeda, Moğolcada "Tanrı suyu" demek. Xinjiang'da Wujiaqu kentinin güneyinde yer alan Qinggeda Gölü'nün, "Tanrı Dağı'nın bir damla gözyaşı" olduğuna inanılıyor. Çünkü bölgedeki doğal suların en önemli kaynağı, Tanrı Dağı'nda eriyen karlar.
1955 yılında yapımı tamamlanan Qinggeda Gölü, Bingtuan'in bölgeye hediyelerinden biri. Çöl ve dağ arasında yer alan göl, Urumçi'nin arka bahçesi olarak anılıyor.
Çin tarihinde binlerce insanın emeğiyle ve yıllarca süren çabayla yaratılmış pek çok eser var; Qinggeda Gölü de bunlardan biri; bu göl, Çin halkının emeğinin ve sabrının en güzel ürünlerinden.
Göl, çok sayıda bahçe eklenerek 2002 yılında sulak alana dönüştürülmüş. Bu alanda en çok dikkat çeken manzaralardan biri nilüfer bahçesi. Burada 27 çeşit nilüfer yer alıyor. Öğlen yemeğimizde nilüfer kökü yediğimizi ve çok lezzetli olduğunu da not etmeliyim.
Qinggeda Gölü ve çevresindeki sulak alanda 121 çeşit bitki, 205 çeşit kuş ve 100 çeşit hayvan yaşıyor. Nilüfer, lale ve şakayıklar, bu alanı cennete dönüştürüyor.
Qinggeda Sulak Alanı, senede iki festivale ev sahipliği yapıyor, Lale Festivali ve Nilüfer Festivali. Her yıl Temmuz ayında düzenlenen Nilüfer Festivali, 2013 yılında 150 bin kişiyi ağırlamış. Aynı yıl Qinggeda Sulak Alanı'nı ziyaret eden kişi sayısı ise 450 bin.
Bingtuan'in bölgedeki çalışmalarını incelediğimiz gezide dünkü durağımız Qinggeda Gölü oldu. Tanrı Dağı'nın gözyaşlarının bütün coğrafyaya hayat vermesi ümidiyle oradan ayrıldım...