Bugün Kızılsu Kırgız Özerk İli'nde ve Kırgızistan sınırının yanıbaşında bulunan Kızıl Vadi'nin tertemiz havasında bir fotoğraf molasından sonra Kaşgar'a ulaştım.
Kente girer girmez, Uygur İslam yaşantısına ilişkin görsel ipuçlarıyla müthiş bir mistik havayı da solumaya başladım.
Böylesi bir duyguyu daha da güçlendiren bir diğer mekan ise, bugüne kadar korunarak gelen ve en iyi geleneksel İslam kenti olarak tanımlanan Eski Kaşgar oldu. Halen içinde yaşantının sürdüğü olağanüstü görünümlü bu 400 yıllık tarihsel yapılar bugün koruma altına alınmış durumdalar. Yetkililerden aldığım bilgiye göre bir bölümü restore edilen evlerin yanısıra, halen yıkıntı olarak görünen ve etrafları paravanlarla çevrilen bazı evlerin de ayağa kaldırılacaklarını ifade ettiler. Doğrusu da, 4-5 yıl kadar önce Kaşgar Belediyesi'nin ifade etmiş olduğu gibi 'eski kenti' yıkıp depreme karşı dayanıklı yeni bir 'eski kent' yapmak yerine, eski kenti güçlendirerek korumak olmalıdır zaten.
Beni tedirgin eden bir konuya da ayrıca değinmek istiyorum. Tam da tarihi kentin arkasından akan ve yaklaşınca pis kokular gelen, bu haliyle sağlıksız olduğunu düşündüğüm derede pek çok küçük çocuğun serinlemek ve oyun amacıyla bulunduğuna tanık oldum. Öncelikle toplum sağlığı açısından ve durumun bu kente yakışmaması nedeniyle, yerel yönetimin önlem alarak aileleri uyarması gerektiğini düşünmekteyim.
Diğer yandan, yeni Kaşgar'ın ışıl ışıl görünümünden ve müthiş çağdaş bir görüntü veren kültür merkezinden de çok etkilendiğimi ifade etmeliyim.