CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
" Çinlilerin, yaşam tarzları çok farklı." (Taysun WANG)
  2012-02-10 19:29:19  cri

    Soğuk ama güneşli Beijing havasından merhaba sevgili dinleyiciler. Umarım kış mevsiminin bu soğuk yüzü yanında neşeniz ve keyfiniz yerindedir. Bugün konuğum, Taysun Wang' la hoş sohbet bir program geçirmek umuduyla karşınızdayız.

    CRI- Taysun Bey programımıza hoş geldiniz. Dinleyicilerimize kendinizi tanıtmanızı rica ediyorum. Kimdir Taysun Wang?

    Taysun Wang- Hoş bulduk. Adım, Taysun Wang. Çinli bir baba ve Türk bir anneden dünyaya geldim. İstanbul'da doğdum. İlkokulu Hasan Ali Yücel İlkokulu ve The British İnternational Community School'da gündüzcü ve akşamcı olarak iki ayrı vardiyayla ilkokulu bu şekilde okudum. Çocuk yaşta İngilizce eğitim almaya başladım Türkçeyle beraber. Ortaokul hazırlık, ortaokul ve lise komple Maslak Özel Boğaziçi Lisesi'nde yine İngilizce olarak okudum. Üniversite yıllarım çok başarılı geçmedi. Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini kazandım. Orada iki yıl okuyup, bırakmak durumunda kaldım. Hem dersler, hem okulun bulunduğu yer, evime çok uzak olduğu için bırakmak zorunda kaldım. O sıralar işe başladım. Havaalanında free shopta çalıştım bir sene. Daha sonra da annemle ortak bar açtık. Gayet başarılı geçti ilk iki yıl. Bir takım durumlardan dolayı bar işi kötüye gitmeye başladı. En son açtığımız dördüncü bar, bir tek açılış yapıldı onun dışında hiç iş yapmadı Ankara'da ve bütün elimizde olan yerleri devretmek zorunda kaldık. Ondan sonra herhangi bir iş durumu, üniversite durumu olmadığı için ben de askere gittim. Orada Muhabere bölüğünden Afganistan'a gönderdiler. Afganistan'da bir yıl görev yaptım.

    CRI- Çok zor şartlarda mıydı o görev?

    T.W.- Çok! Çok zor şartlarda! Yani 2007 yılı televizyonlarda, haberlerde Taliban'ın savaş yılı olarak geçiyordu. Çok tehlikeli bir yıldı. Patlamalar, çatışmalar bir sürü olaylar oldu. Bizim bulunduğumuz yer güvenli sayılırdı. Daha sonra Türkiye'ye döndüm. Türkiye'de altı ay kadar bir dinlenme süreci, bir o askerlik şokunu atlatma süreci. Bu süre içerisinde televizyondan Beijing'deki olimpiyatları seyretme imkanım oldu. Açıklayamayacağım bir şekilde büyülendim. İnanılmaz bir reklam! Sadece Beijing, olarak değil. Çin'in, inanılmaz bir reklamına tanık oldum.

    CRI- Açıkçası bizler olimpiyat hazırlığı öncesinde de buradaydık, sonrasında da burada kaldık ve hepimiz biliyorduk ki bazı şeyler kusursuz gidecekti. Ama gerçekten Çin, olimpiyat konusunda sıfır hatayla her şeyi tamamladı. Büyük bir gösteri şöleni oldu ve hepimiz inan, hem hazırlık aşamasında, hem sonrasında o büyüyü yaşadık.

    T.W.- Evet, o kadar iyi oldu ki bütün dünya televizyonları, bütün dünya haberleri eksileri bulmaya çalıştı. Yani neler yanlış yapıldı, neler kötü oldu, neler beğenilmedi. İyi taraflarından çok, kötü taraflarını yansıtmaya çalıştılar ama şuanda görüldüğü gibi, hiçbir şekilde etkilemedi.

    CRI- Evet, ciddi anlamda güzel bir emek verilmişti. İyi bir para harcanmıştı ve dünyayı sarsacak bir reklamla karşılığını geri aldı Çin. Sen, bu reklamdan etkilendin ve Çin'e gelme fikri mi oluştu?

    T.W.- Aslında evet, etkisi oldu olimpiyatların gerçekten etkisi oldu. Ama en büyük etkisi; babam, Çin Lokantası işletmeciğinin yanı sıra şuanda Çin'le bağlantılı bir firmaya danışmanlık yapıyor. Bunun etkisi oldu. İş imkanı çok fazla Çince, Türkçe, İngilizce bilen elemanlar, gerçekten çok büyük maaşlara, çok güzel mevkilerde, güzel iş bulabiliyorlar. Bunun etkisi oldu. Ailem zaten yarı Çinli.

    CRI- Hemen o konuya gelelim. Baban ve babanın ailesi Çin'den Türkiye'ye yerleşme kararı alarak gitmişler. Peki, sonra annenle evliliği nasıl gerçekleşmiş?

    T.W.- Babam, ilkokul, ortaokul, lise yani bütün eğitim hayatı, Türkiye'de büyüdü sayılır. Çok küçük yaşlarda Çin'e komünizm rejiminin girmesiyle, Himalayaları aşarak Pakistan'a, Pakistan'dan, Arabistan'a, Arabistan'dan da en son Türkiye'ye gelmişler. Türkiye'ye gelmelerinin nedeni; dedem, üniversiteyi Türkiye'de okuduğu için eski profesörünü bulmak ümidiyle Türkiye'ye gelmişler. Bu arada dedem, çok büyük bir Atatürk hayranı. Üniversiteyi Türkiye'de okuma sebebi bu. Türkiye'ye yerleştikten sonra, dedem vefat ediyor. Babaannem de Türkiye'de yerleşme kararı alıyor, sekiz çocukla beraber.

    CRI- Kalabalık bir aile olarak.

    T.W.- Bir amcam, altı tane halam.

    CRI- Ankara'ya mı yerleşiyorlar ilk olarak? İstanbul'a mı?

    T.W.- İlk olarak Ankara, Ankara olması lazım. Dedem vefat etmeden önce, Ankara Üniversitesi'nde Sinoloji Bölümünü kurmak amacıyla bir çalışma yapıyorlardı. Sanırım o zamanlarda vefat etti. Şuan Sinoloji bölümü dedemle beraber mi kuruldu, yoksa dedem temelini attı, başkası mı kurdu? Bu konu hakkında net bir bilgim yok.

    CRI- Ama bu konuda çalışmaları olduğunu biliyorsun.

    T.W.- Bu konuda çalışmaları olduğunu duydum. Dedem öldüğünde babam, aşağı yukarı on beş-on altı yaşlarındaymış. Daha sonra, İstanbul'a yerleşiyorlar ve İstanbul'da Türk birisiyle ortak bir Çin lokantası açılıyor. Yalnız ortakla aralarındaki bir problemden dolayı, o lokanta iş yapmıyor. Daha sonra Lamartin Caddesinde, bodrum katında ufak bir restoran açıyorlar. Babaannem mutfağında Çin yemekleri yapıyor, babam garson olarak yardım ediyor, servis yapıyor. O zaman Yakar Amca, Yakar Çakar Bey, efsane adam, kendisi servis yapıyor. Duyduğum kadarıyla bir sürü ünlü yabancı televizyon yıldızı, başkana servis yaptığını söylüyor ama…

    CRI- Çin yemekleri o dönemde ne kadar tanınıyor?

    T.W.- Çin yemekleri, tabii şuan da bile birtakım insanlara sorarsanız Çin'de, Çin yemekleri, böcektir, işte akıllarda hep bu şekilde kalmış.

    CRI- İnanılmaz yanlış bir tanıtım.

T.W.- Kesinlikle yanlış bir tanıtım! Tamam, bazen yedikleri bazı şeyler garip. Ama yeni lezzetler denemekte de bir sakınca görmüyorum.

     CRI- Kesinlikle yenilmeyecek hiçbir şey yok içlerinde. Elbette kültürel, elbette çok geçmişten getirdikleri yemek tarzları, yemek ürünleri, yemek yaptıkları malzemeler var ama, o yüzden de bu kültür çok önemli bir mutfağa sahip. Bunu da denemek, tatmak çok önemli.

    T.W.- Babaannem bunun farkındaydı. O yüzden yaptığı yemekler içerisinde hiçbir şekilde Türklerin yiyemeyeceği bir sebze ya da herhangi bir ürün kullanmadan, sadece yemekleri Çin usulü yaparak bu lezzeti, Türklerle tanıştırdı. Bu Türkiye'nin ilk Çin Lokantası olarak geçiyor. 1955 yılında açıldı. İşler çok iyi olunca daha büyük bir yere taşınmak zorunda kaldılar. Sırada bekleyenler, masada oturmak için sırada bekleyenler olunca daha büyük bir yere taşındılar. Labartin Cad. Numara 17'de iki katlı bir Çin Lokantası açıldı. Uzun yıllar, 1990'lara kadar tek tabanca olarak çalıştı. 1990'lı yıllarda da artık bir sürü Çin Lokantası, açılmaya başladı, İstanbul'da olsun, diğer şehirlerde olsun.

    CRI- Çin, tanınmaya başlandıkça Çin'e, gidip gelişler başlandıkça, tat da yayılmaya başladı.

    T.W.- Hatta pazarlarda Çinli satıcılar bile gözükmeye başladı.

    CRI- Çinli görünümünüze gelelim Taysun. Soyadın, Wang. Zaten bu bir farklılık, ayrıca annen Türk.

    T.W.- Evet, Türk olarak büyüdüm. Türkiye'de büyüdüm.

    CRI- Türkiye'de büyüdün fakat fiziki olarak Türklerden biraz farklısın. Bu farklılığını okul arkadaşların, oyun arkadaşların, çevrendeki insanlar nasıl karşılıyorlardı?

    T.W.- Küçükken, ilkokula giderken genellikle dalga geçerlerdi. "A! Japon, a! Çinli" Yani, Çin'i, Japon'u ayırt edemeyenler vardı.

    CRI- Tüm Uzakdoğulular çekik gözlüdür.

    T.W.- Tüm Uzakdoğulular çekik gözlüdür. Hepsi Japon'dur. Bu şekilde dalga geçerlerdi ufakken. Ortaokul, lise zamanında biraz daha farklı bir boyut kazandı. O zamanlar herhalde yaşatan dolayı olsa gerek, Kung Fu filmlerine fazla meraklılar. " Ağabey, sen Kung Fu biliyor musun? Şu çocuk bana yanlış yaptı, bunu halletsene, ona sataşsana, buna sataşsana." Ortaokul, lise dönemi birazcık böyle geçti. Bu sefer bütün çekik gözlüler, Japon değil de, bütün çekik gözlüler, Kung Fu biliyordur, karate biliyordur diye bir boyut kazandı.

    CRI- Peki, merak uyandırıyor muydu? Bu tür sorular alıyor muydun? " Neden senin gözlerin bizden farklı?" Soyadın farklı.

    T.W.- Bu sorularla her zaman karşılaştım. Soyadımı okuyamayanlar, hatta şey, Wang soyadı "W'yla" yazılıyor. Türkiye'de ilk alfabe dışında bir karakter, ilk bizim nüfus cüzdanımıza yazıldı. Okuyamayanlar işte, bakıyor bakıyor " bu nedir ya !" diyor. Vergi dairesinde her zaman problem oldu bu. Bir sürü zorluğu var. Üniversite zamanında gayet normal oldu çok şükür! Üniversite'de bir sürü yabancı öğrenci falan karşımıza çıktı, o yüzden fazla yadırganmadı. Şimdi baktığımız zaman artık dalga geçmek yerine, saygı olayına dönüştü. Çin'in ekonomisi gitgide gelişiyor, teknolojisi gitgide gelişiyor, insanı gitgide gelişiyor. Yani, inanılmaz bir değişiklik söz konusu eski Çin'e göre. Şuanda "yabancımızın?" yabancıyım. "Nerelisin?" Çinliyim diyince, artık eski o alaycı gözleri görmüyorum. Daha çok eskiye nazaran bir saygı görüyorum. Askerde yine bu olay maalesef döndü, dolaştı yine başıma vurdu. Başçavuşum soruyor bana: " Oğlum sen nerelisin?" Türküm. " Bu isim ne ismi?" Ben, Çinliyim. "Sen Çinliysen, niye buradasın?"

    CRI- Türkiye'de doğdun, büyüdün. Türk olarak yaşadın. Ama aslında Çinli yanında var. Bu sana neler hissettirdi? Nasıl bir duygudur bu, hem o ülkeye ait olmak, hem bu ülkeye ait olmak? Fakat iki ülke arasındaki mesafenin çok uzak olması.

    T.W.- Aslında ben, yarı Çin'e ait olduğumu çok yakın zamanda anlamış oldum. Uzun süre işte bu yabancı gözüyle bakılmasından dolayı Çinli, olduğumu reddettim. Türkiye'de doğdum, Türkiye'de büyüdüm, ben Türküm. Ben, yıllarca ortaokulda, lisede törenlerde Türk Bayrağı taşıdım. İyi bir öğrenciydim, öğretmenlerim hep severdi beni. Türk Bayrağını ben taşıdım. Yani bu herhalde örnektir. Yabancı uyruklu bir öğrenci Türk Bayrağı taşıyor. Gururla taşıdım. Hala gururla taşırım, o ayrı bir mesele. Şuanda iki ülkeye ait olduğumu tam olarak anlamış oldum. Çin'e gelmemim buna çok büyük bir etkisi oldu. Burada artık insanından mı kaynaklanıyor, havasından mı suyundan mı bilemiyorum. Kimse yabancı gözüyle bakmıyor. Burada insan gözüyle bakıyorlar.

    CRI- İki toplum içerisinde de yaşadın. İki toplumun benzer ve farklı yanlarını konuşalım. Türkiye insanı da çok hümanisttir aslında. Çok içine alır. Fakat farklı yapılarda dikkat çeker. Peki, Çin ve Türk toplumunu karşılaştıralım. Genel anlamda, yaşam şekli anlamında, karşılıklı iletişim anlamında. İki toplumu da çok iyi biliyorsun. Benzerlikleri ya da farklılıkları nelerdir?

    T.W.- Şu şekilde söyleyebilirim bunu; birtakım alışkanlıklar dışında yaşam, aynı. Herkes, hayatta kalma mücadelesi veriyor, yaşam mücadelesi veriyor. İşsizlik yine aynı şekilde. Bu alışkanlıklar da bir takım aslında Türkiye'de görmediğimiz şey değil. Yolda yürüyüp de boğazını temizleyip, tükürenler. Tamam, burada çok fazla, ulu orta genci, yaşlısı, kadını, erkeği herkes yapıyor. Ama, gitgide azalmakta. Onun dışında, yemek alışkanlıkları. Çin'de, her bölgenin kendine has yemek alışkanlıkları var. Bazı bölgelerde tatlı seviyorlar, bazı bölgelerde ekşi seviyorlar. Bazı bölgelerde acı seviyorlar. Mesela, kuzeyde makarna yeniliyor. Güneyde, pilav yeniliyor. Birtakım bu gibi alışkanlıkları var. Yaşam tarzları da çok farklı. Çinli insanlar, güne çok erken başlıyorlar. Sabah beşte, altıda yola çıkanlar ya da beşte, altıda dışarı çıkıp Tai Qi, vücut egzersizi yapıyorlar. Burada saat beş buçuk, altı diyince herkes ayakta.

    CRI- Bu genel anlamda hepimizin hayranlık duyduğu bir şey yalnız. Hem çok erken başlıyorlar, hem kendi bedenlerine ve çevrelerine çok ciddi saygı gösteriyorlar. Çok güzel spor yapıyorlar. Müzikle çok iç içeler. Sokaktaki ilk dikkatimi çeken şey; bir bahardı ilk geldiğimiz dönemde, bir park önünden geçerken insanların dans ettiğini gördüm. Dedim bir grup herhalde, burada gösteri yapıyor. Bir süre sonra belli yerlerde yine insanlar gösteri yapıyor durumundaydı. Sonradan öğrendim ki güzel havalarda sokakta, müzik eşliğinde herkes, partneri olsun olmasın, o dansı bilsin bilmesin, topluluk halde dans edebiliyorlar. Bu çok güzel bir şey.

    T.W.- Vücut egzersizi yani. Sağlıklarına çok önem veriyorlar. Sigara içen, alkol alan insan ne kadar çok gözükse de Çin'in, geneline baktığımız zaman yine az, yine azınlıkta kalıyor. Çin'in nüfusu çok fazla. Nüfus fazla olduğu için çok gözüküyor. Ama aslında o kadar değil. Sağlıklarına gerçekten çok önem veriyorlar. Güne erken başladıkları için, erken yemek yiyorlar ve erken bitiriyorlar. Saat 11: 00'de öğlen yemeği başlıyor, saat 13.00'de bitiyor. Eskiden 13.00'de öğlen yemeği yiyip, akşam 19.30- 20.00 gibi akşam yemeğine otururduk. Şimdi yok, saat 11.30-12.00 öğlen yemeği yenmiş oluyor.

    CRI- Günden daha fazla yararlanıyor o anlamda.

    T.W.- Kesinlikle günden, çok daha fazla yararlanılıyor ve vücut kendini daha dinç hissediyor.

    Sevgili dinleyiciler, Sayın Taysun Wang'la sohbetimizin ikinci bölümünde, görüşmek dileğiyle.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China