Gezdiğimiz yerlerde arkadaşlarımın yüzünde yüreklerinin mutluluğunu yakalıyorum, kendi yüzümü de adeta görür gibi oluyorum. Buralara gezmeye gelen Çin halkının sıcak ilgisi beni çok mutlu ediyor.
Göllerden taşan sular aşağıya inildikçe şelaleleri oluşturuyor. Beni en çok "İnci Şelalesi" etkiliyor, gerçekten de suları adeta inci taneleri gibi dökülüyor. Çin'in en ünlü edebiyat klasiklerinden biri sayılan "Batıya Yoculuk" adlı kitabın televizyon dizisinin bir kısmı burada çekilmiş.
Gün biz farkında olmadan bitiveriyor, uzun yürüyüş temiz hava, yüreğimizi aydınlatan güzel manzaralar karnımızı iyice acıktırmış, bu sefer yolumuz "Tibet Saray Mutfağı"ndan seçme yemekleri sunan bir Çin lokantasına düşüyor. Sofrada favorilerim arasında yörenin ünlü hayvanı Yak'dan yapılan etli yemek, bir çeşit Tibet kurabiyesi olan "Zanba" ve sadece Jiu Zhai Guo Vadisinde yetişen "Bing Xüe Yu-Soğuk Kar Balığı" oluyor.
Enerjimizi yemekle toparladıktan sonra, yörenin kültürel müziğini yansıtan "Tibet Operası"na gidiyoruz. Sahnenin o çok renkli ışıkları altında yapılan gösteriler hayli keyifli, gösteri sonunda davetlilerin tümünün sahneye davet edilerek oyuncularla anı fotoğrafı çektirmelerini sağlamaları çok hoşuma gidiyor.