Doğuda ortaya çıkan şahinle avlanma geleneğinin 4000 yıllık geçmişi var. Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ne bağlı Kızılsu Kırgız Özerk İli'nin Aheqi ilçesi, "av şahinlerinin memleketi" olarak adlandırılıyor. İlçedeki Kırgızlar şahinle avlanma geleneğini nesilden nesile aktarıyor. Bugün sizleri Aheqi ilçesine götüreceğim.
Aheqi ilçesi Kırgızların toplu halde yaşadığı bir yer. İlçenin nüfusunun yüzde 80'e yakın bölümünü Kırgızlar oluşturuyor. İlçede ilkel şahin avlama ve evcilleştirme yöntemleri hala korunuyor, bu nedenle ilçedeki Kırgızlar da "şahin kralı" olarak görülüyor. İlçe yönetiminde görevli Yasin Yunus, bu konuda şu bilgileri verdi.
"Şahin yetiştirmeyle ilgilenen bir İngiliz 1991 yılında Aheqi ilçesinin Sumtaş kasabasına gelip incelemelerde bulunmuş ve av şahinlerinin memleketinin Sumutaş kasabası olduğu sonucuna varmıştı. Bu kasabadaki 400'den fazla çoban ailesinin herbiri şahin avlama ve yetiştirme işi yapıyor. Kış mevsimi gelince Sumtaş kasabasında yüzlerde evcilleştirilmiş şahin toplanır, birkaç gün süren şahin avlama yarışı yapılır. Bunu izlemek, İspanya'daki boğa güreşinden daha heyecanlı olur."
Yerli Kırgızlar için av şahini kullanma, en geleneksel avlanma yöntemidir. Av şahini besleyen Tursun Yusuf, şöyle konuştu.
"Geçmişte av köpeği dışında av şahini, en geleneksel avlama aletimizdi. Av şahiniyle yabani tavşan ve tilki gibi yabani hayvanları avluyoruz. Göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar kış günlerinde atlarını sürerek ve kollarında şahin tutarak, av köpeklerinin eşliğinde dağlar arasında yabani hayvan avlamaya çıkar. Genellikle her seferinde birşeyler yakalanır, tabii bu cesur şahinlerin sayesinde olur."
Geçen Mart ayında Aheqi ilçesinde 2. Av Şahini Festivali yapıldı. Yerli Kırgızlar ilçenin hipodromunda toplanarak, kendi yetiştirdikleri 100'den fazla av şahinini sergiledi. Festival saat 11:00'de açıldığında, av şahini yetiştiricisi 100'den fazla atlı, bir vadinin dimdik yamacını tırmanarak, 100 metre yüksekliğindeki tepeye çıktı ve tepede bir sıra oluşturdu. Kollarında avcı şahinler vardı. Bu sırada önlerine büyük bir yabani tavşan çıktı, şahinlerden biri hemen kendisini göğe attı, bir daire çizerek uçtuktan sonra hemen yabani tavşana doğru dalışa geçti. Tavşan daha tehlikenin farkına bile varmadan şahin tavşanı yere yatırdı. Keskin pençesi ve gagasını hemen tavşanın vücuduna geçrdi, tavşan hiç mücadele edemeden öldü. Ancak av şahini avını hemen yemedi, sahibi geldikten sonra onun izniyle yedi. Satamiş adlı Kırgızın bu şahini, bir kış mevsiminde 200'den fazla tilki avlamış. Bugün artık yaşlı bir kişi olan Satamiş artık at sürmüyor, ancak yine de şahiniyle birlikte yaşıyor.
"Av şahini benim en iyi dostum ve ortağım. Artık şahin avlamakla geçinmiyorum, ama yine de ölene kadar şahin yetiştireceğim."
Şahin yetiştirme geleneği ve yöntemleri ağızdan ağıza aktarıldığı için, hiç yazılı kayıt yok. Buna rağmen Kırgızlar arasında şahin yetiştirme yöntemleri korundu.
"Geçmişte şahin yetiştirmenin sırları nesilden nesile aktarılıyordu, soy dışındaki hiçkimseye bir şey anlatılmazdı. Şahin avlama ve yetiştirme, büyük sabır ve emek gerektirir, bu nedenle şahin avlama ve yetiştirmeyi öğrenmek isteyen pek yoktur. Av şahini genellikle daha yavruyken yetiştirilir, adım adım evcilleştirilir, ancak zamana ihtiyaç vardır. Evcil şahinin saldırı gücü fazla değildir. Ayrıca şahin yuvasına gidip yavru şahini almak çok tehlikelidir. Fark edilirse dişi ve erkek şahinler saldırır. Bu nedenle gerçek bir şahin yetiştiricisi doğrudan yetişkin şahin avlayıp yetiştirir. Zor olmasına rağmen, bir gün evcilleştirildiği takdirde bu şahin çok güçlü olur."
Modern çağda av şahinlerin rolü giderek azalıyor. Çobanlar bunu sadece bir eğlence tarzı olarak görüyor. Ancak yine de her nesilden çok sayıda genç geniş vadilerde koşup, şahin avlama ve yetiştirme tekniğini aktarıyor.