Kırgız duvar kilimlerinde birbirleriyle zıt tonlarda renk kullanılır. Kırgızlar uzun yıllar bozkırlarda ve yaylalarda hayvancılığa dayalı bir yaşam sürdürdükleri için, duvar kilimlerindeki başlıca motifleri dağlar, göldeki dalgalar, bulutlar, çiçekler, otlar ve ağaç dalları oluşturur.
Tamamen elle yapılan duvar kilimlerinde çok değişik nakış teknikleri kullanılır. Kırgız kadınların hepsi, birer nakış uzmanı olduğu gibi birer kilim ustasıdır. Bir kilimin nakışlanması, birkaç aydan altı aya kadar sürer. Duvar kilimleri nakışlamak, evlenme yaşına gelen kızların en önemli işlerinin başında gelir. Çünkü nakış becerisi, delikanlıların gelin seçerken dikkat ettiği önemli bir kıstastır.
Kumuz, Kırgızların duygularını en iyi ifade eden bir müzik çalgısı olarak kabul edilir. Kırgızların "Sana doğumunda ve ölümünde kumuz eşlik etsin" şeklindeki atasözü, kumuzların Kırgızların yaşamındaki yerini ortaya koyuyor.
Kırgızların zengin duygularını ifade etmek için en sık kullandıkları alet olan kumuz, Kırgız dilinde "Gizemli ağız" anlamına geliyor. Kumuzun değişik çeşitleri vardır. Bunlardan "Yakçi Kumuz", tamamen tahtadan yapılan üç yaylı bir çalgı çeşididir. "Tumir Kumuz" ise demirden yapılır.
Son derece güzel sesler çıkaran kumuzun çok uzun geçmişi vardır. Tarih kayıtlarına göre Kırgızlar, M.S 7. yüzyıl dolayında kumuz çalgısını dönemin merkezi yönetimi olan Tang Hanedanı İmparatoru'na sunmuştu. Daha sonra kumuz, Tang Hanedanı'nın Japonya'ya hediye ettiği müzik aletleri arasında yer aldı.
Kumuz, Kırgızların yaşamının bir parçası ve vazgeçilmez bir "dostu"dur. Bayramlarda, düğünlerde, boş zamanlarda Kırgızlar, hep kumuz çalarak eğlenir, üzgün olduklarında da kumuz çalarak üzüntülerini müzikle dile getirirler.