"Sarıgöl" anlamına gelen "Sarkol" adı, bu yemeğin görünüşünden kaynaklanır. Çünkü "Sarkol", görünüş itibariyle dağların arasındaki bir altın gölü andırır.
Sarkol, pirinç, süt ve tereyağından yapılır. Önce sütle pirinç pilavı pişirilir, oldukça yapışkan olan pilav, oval bir tabağa konulur. Bu pilav yığınına dağ tepeleri şekli verildikten sonra tabağın ortasında bir çukurluk oluşur. Oraya erimiş tereyağı dökülerek sarı bir "mini göl" oluşturulur. Sütlü pilav bembeyaz karlı dağları, pilavın sıcaklığından kaynaklanan buharlar da karlı tepeleri saran bulutları andırır. Böylece doğanın güzel manzarası, sofraya taşınmış olur.
Sarkol, genellikle elle tabaktaki "göl suyu" olan tereyağına batırılarak yenilir. Kırgızların misafirperverliğinin bir göstergesi olan Sarkol, aynı zamanda estetik bir haz da verir.
"Boza", Kırgızlar arasında çok yaygın ve besin değeri yüksek bir kış ikramıdır.
Yapışkan akdarı unundan yapılan bir lapa olan bozanın tadı, hem biraz tatlı, hem de biraz ekşidir. Küçük bir oranda alkol içeren boza, insan vücuduna enerji verdiği için hemen hemen bütün Kırgız ailelerinin vazgeçilmez kış içeceğidir.
Boza hazırlamak için önce yapışkan akdarı unuyla lapa pişirilir. Pişmiş lapa, tahta kovaya konulur, soğuyunca içine malta unundan hazırlanan maya ilave edilir. Bir gün bekletilip mayalanan lapaya soğuk su ilave edildikten sonra boza hazırlanmış olur.
Birçok besleyici madde içeren Boza, Kırgız çobanlar tarafından kansızlığı gidermek için ilaç olarak da kullanılır. Aynı zamanda bozanın sindirimi kolaylaştırma işlevi bulunur. Bu nedenle Kırgızların zengin sofrasında bozanın her zaman yeri vardır.