Beyaz yün şapka, Kırgız erkeklerin en önemli simgelerinden biridir. Kuzu yününden yapılan bu şapkaların alt kenarında siyah çizgi vardır. Yaz kış demeden yıl boyu uzun çizme giyen Kırgız erkeklerin üstünde, yazın kısa gömlek ve bol pantolon, kışın ise yakasız palto bulunur. Kırgız kadınlara gelince, kadife şapka, onların giyim kuşamının vazgeçilmez unsurudur. Ayrıca kadın veya erkek, yaşlı veya genç bütün Kırgızlar, yelek giymeyi sever.
Kırgız çobanlar çadırlarda, köylüler ise toprak ve ahşap evlerde yaşar. Duvarda kilim, yatakta yün halı ve üzerinde oturma minderi, bütün Kırgız ailelerinin olmazsa olmaz eşyalarıdır. Kırgız kadınların göz nuruyla yaptıkları nakışlar, bu eşyaları birer sanat eserine dönüştürür.
Kırgızların et ve süt mamullerine dayalı yemek alışkanlığı vardır. Kırgızlar, sütlü çaydan ayrı yaşayamazlar. Buğday, arpa ve sebzeler ise, Kırgızlar için olmazsa da olur yiyeceklerdir.
Kırgızlar'ın çok gelişmiş müzik kültürü vardır. Kumuz denilen üç yaylı çalgı, Kırgızlar'ın milli çalgısıdır. "Doğumuna ve ölümüne eşlik eden kumuzdur" şeklindeki atasözü, kumuzun Kırgızlar'ın yaşamındaki önemli konumunu anlatır. Aynı şekilde Kırgızlar'ın çok zengin ve değerli halk edebiyatı vardır. Destan, türkü, rivayet, masal, atasözü hikaye, Kırgız halk edebiyatının başlıca unsurlarıdır. Kırgızlar'ın ünlü Manas Destanı, dünya medeniyetinde önemli bir konuma sahiptir.
Kırgızlar'ın özgün eğlenceleri de vardır. Bunların en ilginç olanı, Kazaklar'ın "Kız kovalama"sının tam tersi olan "Kızı kovalama"dır. Bu eğlencede bir kız ve bir delikanlı, önce birer ata binerek yan yana belirlenen noktaya kadar ilerler, yol boyunca delikanlı kızla istediği biçimde şakalaşabilir, evlilik bile teklif edebilir. Ancak belirlenen noktaya gelince kız, atını geri çevirerek hızla geri döner, delikanlı ise onu kovalamaya çalışır. Eğer bitiş noktasına kadar delikanlı, kıza yetişebilirse, kalabalık önünde kızı kucaklar veya okşar. Aksi takdirde delikanlı, gülünç duruma düşer.