他
1: pron. 他:zm. O (erkek):
他是我的好朋友。O, benim iyi arkadaşımdır.
我和他是同学。Ben ve o sınıf arkadaşıyız.
2: pron. 另外的;别的:zm. Başka, diğer:
其他 Başka; diğer
他人 Başka insan
他乡 Memleket dışındaki yer
tā
它 pron. 指动物或事物:zm. O (hayvan veya eşya)
看那只狗,它好可爱啊!O köpeğe bak, ne kadar sevimli!
tā
她 pron. 她:zm. O (kadın)
她是我们的听力老师。O, bize dinleme dersi veriyor
tái
台
(臺)
(檯)
1: n. 像台的东西:is. Taraça, teras:
窗台 Denizlik│讲台 Platform, kürsü
站台 Platform, istasyon
2: n. 节目制作的地方:is. TV veya radyo istasyonu:
电视台 TV istasyonu
有线电台 Kablolu TV istayonu
tài
太
1: adv. 表示程度极高或程度过了头:zf. Çok; fazla; aşırı:
太好了! Çok iyi!
这里的人太多了。Burası çok kalabalık.
2: adv. 用于否定句,使语气委婉:zf. Çok (olumsuz cümlede kullanılır):
不太好 İyi değil
他看上去好像不太高兴。Canı sıkkın görünüyor.
tán
谈
(談) v. 说出;对话;讨论:f. Konuşmak, tartışmak, görüşmek:
谈判 Görüşme│谈论Konuşmak
他们俩很谈得来。O ikisi, iyi geçiniyor.
tānɡ
汤
(湯) n. 食物做熟后的汁:is. Pişmiş yemeğin suyu:
米汤 Pilâv suyu│面汤 Makarna suyu
鸡汤的味道很新鲜。Tavuk suyunun tadı çok lezzetli.
tánɡ
堂 n. 专为某种活动用的大房屋:is. Özel işlevli büyük oda:
课堂 Dershane│礼堂 Toplantı salonu
他在食堂吃饭。Kantinde yemek yiyor.
tánɡ
糖
1: n. 食糖:is. Şeker:
红糖 Esmer şeker │白糖 Toz şeker
他不喜欢吃糖。O, şeker sevmiyor.
2: n. 糖制的食品:is. Şekerden yapılan gıda:
奶糖 Süt şekeri│水果糖 Meyve şekeri
喜糖 Nikah şekeri
这糖果太甜了。Bu şeker fazla tatlıdır.
tǎnɡ
躺 v. 身体平卧:f. Uzanmak, yatmak:
躺下 Yatmak
他正躺在床上休息。O, yatakta uzanarak dinleniyor.
ténɡ
疼
1: adj. 伤、病等引起的不舒服的感觉:s. Ağrı, acı, rahatsız:
脚疼 Bacağı ağrımak
他有点儿头疼。Onun başı biraz ağrıyor.
2: v. 关怀;喜爱:f. Sevmek, sevgi göstermek:
疼爱 Sevmek
爸爸很疼她。Babası, onu çok seviyor.
tī
梯 n. 梯子:is. Merdiven:
楼梯 Merdiven│梯子 Merdiven
这个电梯能坐十个人。Bu asansör 10 kişi taşıyabilir.
tí
提
1: v. 垂着手拿: f. Taşımak:
提书包 Okul çantasını taşımak
他提着一桶水。O, bir kova su taşıyor.
2: v. 往上或往前移:f. Yükseltmek, kaldırmak, daha üste (bir sınıfa) geçirmek:
提高 Yükseltmek│提早 Bir işi öngörülen tarihten önce tamamlamak
他提前完成了学业。Öngörülen tarihten önce öğrenimini bitirdi.
3: v. 说起;谈起:f. Bahsetmek, söz etmek:
别提了。Lafını etmemek; bahsetmemek
这事以后不准再提。Bu işten bundan sonra bahsetme.
4: v. 举出;指出:f. İleri sürmek, ortaya koymak;
提名 Aday göstermek│提问题 Soru sormak
请多提宝贵意见。Değerli teklif ileri sürün.
tí
题
(題)
1: n. 题目;标题:is. Konu, başlık:
题目 Başlık, konu│命题 Konu belirtmek
文不对题。Konu dışı
2: n. 练习或考试时要求解答的问题:is. Soru, problem:
习题 Egzersiz, pratik│考题 Sınav soruları
3: v. 写;签上:f. Yazmak, imza atmak:
题名 Ad vermek, imza atmak
题词 Birkaç söz yazmak, mesaj bırakmak
请人题字。Birinden özel bir olay için birkaç söz yazmasını istemek
tǐ
体
(體)
1: n. 人或动物的全身或身子的一部分:is. İnsan veya hayvan vücudunun tümü veya bir parçası:
体重 Vücut ağırlığı│体形 Vücut yapısı
手和脚都是人体的一部分。El ve ayaklar, insan vücudunun bir parçasıdır.
2: n. 事物的形状或状态:is. Biçim; şekil:
固体 Katı│气体 Gaz
正方体 Küp
3: n. 事物的本身或全部:is. Vücut, bir şeyin ana bölümü:
整体 Bütün│集体 Kolektif
全体起立! Herkes ayağa kalksın!
tiān
天
1: n. 天;日:is. Gün:
今天 Bugün│明天 Yarın
昨天 Dün|前天 Bir önceki gün
后天我就回国了。Öbür gün ülkeye döneceğim.
2: n. 天空:is. Gök:
天空 Gök│天上 Gökte
天体 Gök cismi
天黑了。Hava karardı.
3: n. 气候;天气:is. İklim, hava:
天气 Hava│雨天 Yağmurlu hava
天凉起来了。Hava soğumaya başladı.
4: n. 季节;时令:is. Mevsim:
春天 İlkbahar│夏天 Yaz|秋天 Sonbahar
这里冬天不太冷。Burada kış aylarında hava çok soğuk değil.
tián
甜
1: adj. 像糖或蜜的滋味:s. Tatlı:
甜食 Tatlı│甜菜 Şekerpancarı
这糖真甜。Bu şeker çok tatlıdır.
2: adj. 使人舒适、愉快:s. Rahat, mutlu:
睡得真甜 Mışıl mışıl uyuyor
姑娘笑得真甜。Bu kız çok tatlı gülüyor.
tián
填
1: v. 把低的或空的地方变平或加满:f. Doldurmak; dolmak:
把沟填平。Hendeği doldurmak
2: v. 按要求在表格、单据等的空白处写:f. Form doldurmak:
填空 Boşluk doldurmak│填表 Form doldurmak
请填上您的姓名。İsminizi yazın.
tiáo
条
(條)
1: n. 泛指细长的东西:is. Uzun ve ince parça; şerit:
金条 Altın çubuğu│面条 Makarna│纸条 Kağıt şeridi
2: classifier. 用于分项的东西或细长的东西:sınıflandırıcı.
Parça, madde, ya da uzun ve ince şeyler ifade edilirken veya özne detaylandırılırken kullanılır
一条街 Bir cadde|一条河 bir nehir
两条新闻 İki haber
三条建议 Üç maddelik öneri
tiáo
调
(調) v. 使配合均匀或适合要求:f. Uyum sağlamak:
调味品 Baharat︱调色 Renkleri birbirlerine karıştırmak
调整 Ayarlamak, düzeltmek, düzenleme yapmak
See diào on p.61 61. sayfadaki diào'ya bak
tiào
跳
1: v.跳:f. Atlamak:
跳高 Yüksek atlama│跳远 Uzun atlama
他高兴得直跳。O, sevinçten hopladı.
2: v. 一起一伏地振动: f. Vurmak, aşağı yukarı hareket etmek:
心跳 Kalp atışı
我眼皮跳个不停。Göz kapaklarım durmadan seğiriyor.
tīnɡ
听
(聽)
1: v. 用耳朵接收声音:f. Dinlemek:
听歌 Şarkı dinlemek│听广播 Radyo dinlemek
接听电话 Telefona cevap vermek
2: v. 依从;接受:f. Söz dinlemek, kabul etmek:
听话 İtaat etmek, Söz dinlemek
我想听听大家的意见。Herkesin önerisini dinlemek istiyorum.
tínɡ
停
1: v. 运动的物体不再移动:f. Durmak:
停车 Otomobili park etmek
风停了。Rüzgâr durdu.
我的车停在门口。Arabam kapı önünde park edildi.
2: v. 短时间地住或留:f. Kısa bir süre kalmak:
停留 Kısa bir süre kalmak
我在广州停了两天。Guangzhou'da iki gün kaldım.
tōnɡ
通
1: v. 可以穿过:f. Açmak, geçmek:
通行 Geçmek│通风 Havalanmak
那条路早就修通了。O yol, çoktan yapıldı.
2: v. 告诉;使知道:f. Bildirmek, haber vermek:
通告 Duyuru, bildiri
通电话 Telefon etmek
你通知他下周三来参加晚会。Önümüzdeki Çarşamba günkü eğlence partisini ona haber ver.
3: v. 了解;懂得:s. Öğrenmek, anlamak, bilmek:
精通 Çok iyi bilmek
中国通 Çin hakkında her şeyi bilen kişi
他通五种语言。O, beş dil biliyor.
4: adj. 共同的;一般的:s. Ortak, olağan, genel:
通病 Ortak sorun
他通常星期五去打排球。O, genellikle Cuma günü voleybol oynuyor.
5: adj. 思路和文字顺畅:s. Düz:
通顺 Düz
这句话不通。Bu cümle bozuk.
tónɡ
同
1: adj. 一样;没有差别:s. Aynı, farkı olmayan:
同时 Aynı zamanda│相同 Aynı
我和他同岁。Ben ve o, aynı yaştayız.
2: adv. 一同;一起:zf. Birlikte, beraber:
同事 Meslektaş
我们是同班同学。Biz, sınıf arkadaşıyız.
3: prep. 跟…一样:e. ---ile aynı:
我同他一样高。Ben ve o, aynı boydayız.
4: conj. 跟;和…一起:bağ. ---ile birlikte:
我同他一起去。Ben, onunla birlikte gittim.
tǒnɡ
统
(統)
1: n. 事物的连续关系:is. Birbirine bağlı olma; bağ:
传统 Gelenek
血统 Soy
2: v. 管辖:f. Yönetmek, liderlik etmek, kontrol etmek:
统管 Yönetmek, kontrol etmek
统领 Liderlik etmek, komuta etmek
统治 Yönetmek, idare etmek, hâkim olmak
tóu
头
(頭)
1: n. 头:is. Baş, kafa:
头皮 Kafa derisi│头脑 Beyin, akıl
低头 Başını eğmek
他回过头来看了我一眼。O, kafasını çevirip bana bir baktı.
2: n. 事物的起点或终点:is. Hareket noktası ya da bitiş noktası:
从头做起 Başından başlamak
一年到头 Bütün yıl
3: num. 第一:sayı. Birinci, ilk:
头一次 İlk defa
他每天都坐头班车上班。O, her gün ilk servisle işe gidiyor.
tú
图
(圖) n. 图画;地图:is. Resim, harita:
图画 Resim│地图 Harita
请你给我画一张线路图吧。Benim için bir yol haritası çizin.
tǔ
土
1: n. 土壤;泥土:is. Toprak:
黄土 Toprak│沙土 Kumlu toprak
土地 Toprak
2: adj. 家乡;本地:s. Memlekete ait, yerli:
土话 Lehçe│土产 Yöresel ürünler
他从小就不说家乡的土话。O, küçük yaşlardan beri memleketinin lehçesini konuşmadı.
tuán
团
(團)
1: v. 聚集;会合:f. Toplanmak, birleşmek:
团圆 Bir araya gelmek│团结 Dayanışmak; birleşmek
团结就是力量。Dayanışma, kuvvettir.
2: n. 从事某种工作或活动的集体:is. Grup, topluluk, dernek, örgüt:
代表团 Heyet
社团 Dernek, birlik, lig, kurum
买团体票要便宜一些。Grup bileti daha ucuz oluyor.
tuī
推
1: v. 推:f. İtmek, sokmak:
推车 Arabayı itmek
推门 Kapıyı itmek
我推了他一下儿。Onu ittim.
2: v. 推行;使开展:İlerletmek, başlatmak:
推动 İlerletmek, hız vermek|推行 Yerine getirmek, uygulamak
语言推广是一种文化交流。Dilin yaygınlaştırılması, bir kültürel değişimdir.
3: v. 推迟;延期:f. Ertelemek:
推后 Ertelemek│推迟 Ertelemek
会议已推到明年了。Toplantı, önümüzdeki yıla ertelendi.
4: v. 推选;举荐:f. Seçmek, teklif etmek:
推选 Seçmek
大家推举他当班长。Arkadaşlar, onu sınıf başkanı seçti.
tuǐ
腿
1: n. 腿:is. Bacak:
大腿 Uyluk│小腿 Baldır
站得时间长了,腿都有点儿麻。Çok uzun ayakta durmamdan dolayı, bacaklarım biraz uyuştu.
2: n. 像腿一样的支撑物:is. Bacak gibi dayanak:
桌子腿 Masa bacağı
一个椅子四条腿。Bir masanın dört bacağı var.
tuì
退
1: v. 向后移动;衰减:f. Geri çekilmek, geri adım atmak:
后退 Geri çekilmek; geri adım atmak
洪水退下去了。Sel suyu çekildi.
2: v. 离开;脱离:f. Ayrılmak; çekilmek; bırakmak; vazgeçmek:
退伍 Askerlik görevini bitirip ordudan ayrılmak
退出 Çekilmek, ayrılmak, vazgeçmek; bırakmak
他去年就退休了。O, geçen yıl emekli oldu.
3: v. 交还;送还:f. Geri vermek, iade etmek:
退钱 (Alınmış parayı) geri vermek, geri ödemek│退货 Mal geri vermek
我得去火车站退票。Bileti geri vermek için tren istasyonuna gitmek zorunda kaldım
tuō
脱
v. 取下;除去: f. Çıkartmak:
脱鞋 Ayakkabı çıkartmak
脱衣服 Elbise çıkartmak
天热,你把上衣脱了吧。Hava çok sıcak, ceketini çıkart.