然
1: adj. 对;正确:s.Doğru, haklı:
他对此事不以为然。O, bu olayı hiçe saydı.
2: pron. 这样;那样:zm. Böyle, öyle:
不尽然 Tam böyle değil.
知其然,不知其所以然。Bir olayın asıl sebebini bilmemek.
3: 附在某些词后面,表示事物或动作的状态:Bazı sıfat veya zarf kelimelerinin eki:
显然 Besbelli, açıkça
他突然笑了起来。Aniden gülmeye başladı.
rànɡ
让
(讓)
1: v. 把方便或好处留给别人:f. Başkalarına kolaylık veya yarar sağlamak:
礼让 Kibarca reddetmek│推让 İstememek, kaçınmak
他主动给老人让座。O, yerini yaşlı adama verdi.
2: v. 让开;避让:f. Yol vermek;
退让 Geri çekilmek; kenara çekilmek|让路 Yol vermek
请让开点。Yoldan çekilir misiniz, lütfen?
3: v. 把东西转给别人:f. Vermek, satmak:
出让 Satmak|转让 Bir şeyin mülkiyet haklarını devretmek, el değiştirmek
他把房子转让给弟弟了。O, evinin mülkiyet hakkını küçük erkek kardeşine devretti.
4: v. 使:f. Bir kişinin bir şeyi yapmasını sağlamak:
让您久等了。Sizi çok beklettim.
让我好好想想。İyi düşüneyim.
5: prep. 用于被动句,相当于"被":e. Pasif cümle için kullanılır:
稿子让小狗搞乱了。El yazısı kitap, köpek tarafından karıştırıldı.
行李让雨淋了。Bagaj, yağmurda ıslandı.
rè
热
(熱)
1: adj. 温度高:s. Sıcak:
热水 Sıcak su
今天天气很热。Bugün hava çok sıcak.
2: v. 使温度升高:f. Isıtmak:
热一热菜 Yemekleri ısıtmak
请把饭热一下。Lütfen, yemeği ısıtın.
3: adj. 情意深厚、强烈:s. Derin veya şiddetli sevgi gösteren:
亲热 Samimi, sevgisi olan
热爱祖国 Vatanı seviyor.
热情 Sıcakkanlı
4: adj. 繁华;兴盛:s. Canlı, hayat dolu, hareketli:
热闹 Canlı, hayat dolu
教室里立刻热闹了起来。Sınıf hemen canlanıverdi.
5: adj. 吸引人的:s. Popüler, ilgi çeken:
热门 Popüler, büyük rağbet gören
热点问题 Odak konusu
'n. 流行的现象:s. Geçici moda:
旅游热 Turizm akımı|足球热 Futbol akımı
rén
人
1: n. 人类:is. İnsanlık:
女人 Kadın│人类 İnsanoğlu
我们班有40人。Sınıfımızda 40 öğrenci var.
2: n. 指某种人:is. Bir kategoriden insan
工人 İşçi│军人 Asker
客人来了。Misafir geldi.
3: n. 别人:is. Başka kişi:
舍己救人 Başkalarını kurtarmak için kendisini feda etmek
助人为乐 Başkalarına yardım etmeyi mutluluk olarak görmek
4: n. 每个人或一般人:is. Herkes:
人手一本 Herkesin bir kitabı var.
人所共知 Bilindiği gibi
rèn
认
(認)
1: v. 识别;分辨:f. Tanımak, özdeşleştirmek, kimliğini saptamak:
认得 Tanımak│认领 Sahip çıkmak
我们认识多年了。Yıllardır tanıştık.
2: v. 承认;同意或肯定:f. İtiraf etmek, kabul etmek, onaylamak:
否认 Yalanlamak│认可 Kabul etmek, onaylamak
认错 Özür dilemek, hatayı kabul etmek
3: v. 接受损失或某种后果:f. Kaybetmeyi veya belli bir sonucu kabul etmek:
这件事我认了。Bu sonucu kabul ettim.
rèn
任
1: v. 担负;担当:f. Atamak, tayin etmek:
任职 Görev yapmak│任教 Öğretmenlik yapmak
他刚被任命为校长。O, okul müdürlüğüne yeni atandı
2: v. 相信;信任:f. İnanmak, güvenmek:
信任 Güvenmek
我们都很信任他。Hepimiz ona güveniyoruz.
3: v. 放纵;任凭:f. Bırakmak, müsaade etmek, izin vermek:
任性 Dikbaşlı, inatçı
│放任 Teslimiyet göstermek, düşkünlük göstermek
他在发任意球。O, rastgele top fırlatıyor.
rì
日
1: n. 太阳:is. Güneş:
日食 Güneş tutulması│日光 Güneş ışığı
日出日落。Güneşin doğuşu ve batışı
2: n. 天:is. Gün:
日历 Takvim
一年有365日。Bir yıl içinde 365 gün var.
3: n. 指某一天或某一段时间:is. Özel gün:
节日 Bayram
明天是他的生日。Yarın, onun doğum günüdür.
rónɡ
容
1: n. 相貌;神色:is. Görünüş, yüz ifadesi:
美容 Plastik ameliyat
笑容 Güler yüz
整容 Plastik ameliyat
2: v. 盛;包含:f. Kapsamak, içermek:
容量 Kapasite|容器 Kap, konteyner
这个礼堂能容一万人。Bu salon, on bin kişi alabilir.
ròu
肉
1: n. 肉:is. Et:
肉体 İnsan vücudu|羊肉 Koyun eti
他喜欢吃牛肉。Dana etini çok sever.
2: n. 某些果实中可以吃的部分:is. Meyve eti:
果肉很新鲜。Bu meyve eti çok taze.
rú
如
1: conj. 如果;假如:bağ. Eğer:
如果你不去,我也不去。Eğer sen gitmiyorsan, ben de gitmeyeceğim.
2: v. 符合;依照:f. –göre, -le uyum sağlamak:
如意 (Birinin) isteğine uygun│如愿 (Birinin) isteği gerçekleştirildi
他如期完成了这项任务。O, zamanında görevi tamamladı.
3: v. 表示举例;例如:f. Mesela, örneğin:
山上有很多动物,如牛、羊、马等。Dağda çok hayvan var, mesela sığır, koyun ve at vb.
rù
入 1: v. 进入:f. Girmek:
进入 Girmek│入口 Giriş
他已经入门了。O, artık temel bilgileri öğrendi.
2: v. 参加:f. Katılmak:
入会 Bir topluluğa katılmak
他明天参加入学考试。O, yarın okulun giriş sınavına katılacak.