Çin'de yaşayan etnik gruplardan biri olan Jinglerin yaşadıkları bölgeler, ılıman iklime ve zengin deniz kaynaklarına sahip. Bölgedeki deniz 700'ü aşkın balık çeşidine sahip. Özellikle Jinglerin incisi, denizatı ve yılan iğnesi ülke içinde oldukça meşhur.
"Ha Bayramı"
Jinglerin "Ha Bayramı" adında geleneksel bir bayramı var. "Ha", Jing dilinde "şarkı", "tanrıya şarkı dinletme" anlamına geliyor. Ha Bayramı ile ilgili birkaç efsane, dilden dile dolaşarak bugüne kadar gelmiştir. Efsaneye göre, eski çağlarda ölümsüz bir şarkıcı kız, Jinglerin yaşadıkları üç adayı ziyaret etmiş. Kız, şarkı söyleyerek halkı feodal eziyetlere karşı çıkmaya çağırmış ve şarkısı birçok kişiyi duygulandırmış. İnsanlar bu kızı anmak için bir "Ha çardağı" inşa etmiş ve belli aralıklarla burada şarkı söylemeye başlamış. Jinglerin Ha Bayramı işte bu şekilde oluşmuş.
Ha Bayramı'nın tarihi bölgelere göre farklılık gösteriyor. Örneğin bayram Wanwei ve Wutou köylerinde, ay takviminin 6. ayının 10. gününde kutlanıyor. Bayram boyunca her köyde Ha çardağı inşa ediliyor. Çardaklar, Jinglerin bayramlarını kutladıkları yer.
Ha Bayramı genellikle 3 gün sürer. Bayram sırasında köyün civarındaki her milliyetten halk, bir araya gelerek, sabahtan akşama kadar şarkı söyler ve dans eder. Ha şarkısını söyleyenler genellikle bir erkek, iki kadın dahil üç kişiden oluşur. "Hage" olarak adlandırılan erkek şarkıcı çalgı çalarak şarkı söyler, "Hamei" olarak adlandırılan şarkıcı kızlardan biri, elindeki iki bambu parçasını birbirine vurarak ritim oluşturur. Diğer Hamei ise elindeki bir bambu çubuğunu vurarak şarkı söyler. Efsaneler ve aşk hikayeleri, şarkıların konularını oluşturur.
Mangrov dağındaki taş evler
Jinglerin yaşadığı deniz kıyısında gür mangrovlar yetişiyor. Jingler, mangrova "kırmızı ağaç" derler. Yıl boyunca her zaman yemyeşil olan ve tuzlu deniz suyuna dayanan "kırmızı ağaçlar" denizde su seviyesi yükseldiği zaman kıyıları korur, alçaldığı zaman ise sahildeki kumları tutar. Bu ağaçlardan deri işlemede gerekli olan bir kimyasal madde elde edilir. Bu nedenle Jingler, ağacı denizdeki "Tanrı Ağacı" olarak nitelendirir. Rivayete göre, "Tanrı Ağaçları" Dağ Tanrısı tarafından deniz manzarasını seyretmek için, on bin kilometre uzaktan gönderilmiş. Sonra bu "Tanrı Ağaçları" dönmemiş, oraya yerleşmek istemiş ve Jinglerin "dostu" olmuş.
Jingler eskiden beri mangrov ağaçlarının yetiştiği dağı ve mangrovları ortak kamu malı olarak görüyorlar. Bu nedenler o bölgelerde ağaç kesimini ve hayvan otlatmayı yasaklamışlar. Şu an, Jinglerin yaşadıkları sahil bölgesinde iki bin hektarlık mangrov ormanı koruma altında. Burada yaşayan Jinglerin, evlerinin etrafında çiçek bahçesi yapma geleneği var. Jingler, çobanpüskülü, sisal, şakayık, kaktüs ile ayva, ananas ve ağaçları yetiştirirler. Yemyeşil ağaçlarla kaplı deniz kıyısı, sanki bir parkı andırır ve turistleri kendisine hayran bırakır.
Geçmişte Jingler çitli ve sazdan yapılmış evlerde oturuyordu. Bugün ise taş duvarlı ve çatısı kiremitli evlere her yerde rastlanmak mümkün. 75 santim uzunluğunda, 25 santim genişliğinde ve 20 santim kalınlığında büyük ve ağır taşlardan yapılan, çatıları kiremitle örtülü olan bu evler, 7 metre yüksekliğinde. Odaları genellikle taşla ya da bambularla bölünür ve bu evlerde genellikle 3 oda bulunur. Evler, yazın serin, kışın ise sıcaktır, şiddetli fırtına ve kasırgaya da dayanıklıdır. Son yıllarda balkonları çiçeklerle süslenen çok sayıda betonarme evler de yapılmaya başlanmıştır.