Müslümanlar için kutsal Ramazan ayında Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'deki Müslümanlar sıcak hava ve gündüzlerin uzunluğuna rağmen günde beş vakit namazlarını kaçırmıyor, oruçlarını
tutuyorlar.
Abliz Abdukerim ve ailesi de Urumçi'nin Tianshan bölgesinde yaşayan ve Ramazan ayını coşkuyla geçiren sıradan bir Uygur ailesi. Abliz Abdukerim ve oğlu Adilcan Abliz, Dönkövrük Pazarı'nda kuyumculuk yapıyorlar ve ticaretlerinin iyi olmasından çok memnunlar.
Akşam namazını eda eden Abdukerim evine döndükten sonra oğlu, gelini, dünürleri ve baldızı iftara çağırdı.
"Alo, Adilcan oğlum bugün bizim eve yemeğe geliniz. Annen tencere dolusu koyun eti pişirdi….."
Abdukerim'in evindeki tüm yetişkinler oruç tutuyor. Abdukerim, Ramazan ayının Müslümanlar için büyük değer taşıdığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Ramazan, aile üyelerinin bir araya geldiği, birlikte yiyip içerek, birlikte dua ettiği bir ay. Ramazan'da evler daha canlı, insanlar daha mutlu" dedi.
Abdukerim'in eşi Ayşem Tursun ile ablasına yardım etmek için gelen Rena Tursun mutfak işleriyle meşgül. Tursun tencere dolusu eti pişirdikten sonra etin hepsini büyük bir tabağa aldı ve tencerede kalan et çorbasına Uygurların en sevdikleri domates, taze soğan ve hamurdan yapılmış incecik makarna ilave edip Uygurlara özgü iftar çorbası hazırladı.
Rena Tursun mikrofonumuza şöyle konuştu:
"Bu koyun etiden yapılmış çorba, çünkü bütün gün yemek yemediğimiz için iftarda en çok çorba türündeki yemekleri tercih ediyoruz."
Mutfakta meşgül olan diğer bir kız daha var. O da Abdukerim'in büyük kızı Adile. 26 yaşındaki Adile, kendi çabalarıyla Türkçe öğrendi ve bir dış ticaret firmasında tercümanlık görevi yapıyor.
Adile 20 yaşında oruç tutmaya başladığını, orucun en büyük öneminin ise şükür etmeyi öğrenmek ve gıdanın değerini bilmek olduğunu anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ramazan bir heyecandır, imanın tadını, hazzını hissetme, dinî yaşantının manevî havasını soluma heyecanıdır, bu heyecanın etkisiyle birçok şey öğreniyorum…yazın oruç tutarken susadığımız ve acıktığımız için iftarda yemeklerin tadı çok lezzetli geliyor. O anda gıdaların değerini çok iyi anlayabiliyoruz ve israf etmemek gerektiğini çok iyi anlıyoruz."
İftardan sonra salonda tüm aile kişileri oturup sohbet ediyor. Tursun'un annesi 80 küsür yaşındaki Melikizat, Suudi Arabistan'a gidip hac ibadetini yerine getiren takve ehli bir hanımdır. Ramazan ayında sağlığının iyi olmamasından dolayı oruç tutamayan Melikizat hanım sağlığının iyileştiği başka zamanlarda oruç tutarak Allah'ın emrini yerine getiriyor. Melikizat hanım oruç tutunca insanın kalbının temizlenebildiğini, aç kalan insanların çektiği açlığın acısını anlayabildiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oruç tutmakla aç kalan insanların çektikleri açlığın ve susuzluğun acısını anlayabiliriz ve böylece onlara karşı şefkat duygusu hissedebiliriz, yoksul ve zayıf insanlara sevgi duygusu besleyebiliriz"
Kayınvalidesinin konuşmalarını takdirle karşılayan Abdukerim, Ramazanın halkı daha çok iyilik yapmaya, birbirlerine ilgi göstermeye, yoksullara yardım etmeye teşvik ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Ben camiye 30 poşet pirinç bağış yaptım, bağışa gene devam edeceğim, bu bir dini vacibe olduğu gibi atalarımızdan kalmış gelenektir"
Akşam güneş batınca iftar zamanı geldi. Abdukerim camideki büyük molla ve akrabalarıyla arkadaşlarını beraber iftara çağırdı. Salondaki iftar sofrası etrafından oturan misafirler duaya el kaldırdılar.
İftar sofrası Tursun'un ciddiyetle hazırladığı koyun eti çorbası, ekmek, çeşitli meyveler ve çay gibi lezzetli yiyecek ve içeceklerle doldu.
Abdukerim, şu an çok huzurlu bir yaşam sürdüklerini, geçen yıl üç yatak oda ve iki salondan oluşan 120 metrekarelik bu yeni eve taşındıklarını, evi çok güzel tadilat yaptıklarını, oğlunun da kendi evinin bulunduğunu, araba satın aldıklarını, iki torununun dünyaya yeni gözlerini açtığını, çok rahat bir yaşam sürdürdüklerini seve seve anlatarak sevincini şu sözlerle açıkladı:
"Şu an çok mutlu bir yaşam sürdürüyoruz, yaşamımıza kolaylıklar sağlanıyor, dini özgürlük tanınıyor, herkes eşit, güvenliğimiz güvence altına alınıyor, biz bir aile kişileri daima bir araya gelerek beraber yemek yiyoruz, çok seviniyoruz, günlerimizin hep böyle devam etmesini istiyoruz."
İftardan sonrası büyük molla başkanlığında Abdukerim başta olmak üzere herkes evin Mekke'ye baktığı yönüne bakarak akşam namazı kıldılar ve kuran okudular. İşte bu Ramazan ayı akşamında yaşadığımız iftar coşkusu.