Dinlediniz bu müzik, Beijing kentinin güneyindeki Hui milliyetinden müslümanların toplu halde oturdukları Niujie semitinde bulunan "Kaşgar" adlı bir Uygur lokantısında müşteriler için çalınan ezginin bir bölümü.
Çok lüks görülen bu lokantaya geldiğinizde, kendinizi sanki Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki bir uygur evinde konuk olmuş gibi hissedebilirsiniz. Lokanta içindeki süs eşyaları, bu milliyetin özelliğini yansıtıyor. Örneğin, lokantanın bembeyaz duvarlarına Xinjiang manzaralarını gösteren resimler asılı, yerde elle işlenen kırmızı çiçekli halı serili. Lokantada müşterilerin dikkatini en fazla çeken yer ise, namaz kılınan salondur. İslamiyetin kurallarına göre, Müslümanların günde 5 kez namaz kılmaları gerekir. Lokanta sahibi müşterilere bu konuda kolaylık sağlamak için özel olarak bu salonu kurdu.
Lokanta Müdürü, bize şu bilgileri verdi:
"Bu namaz salonu, tam Müslümanların adetlerine göre düzenlendi. Salon'nun Mekke yönüne bakan yerinde ipek kaplı bir Kuran var. Lokanta, Türkiye'den getirilen bronz eşyalar, Arap ailelerinde kullanılan süs eşyalarla dolu. Salona döşenen halıların tümü Xinjiang'dan getirilmiş. Bu salonu tamamen müşterilerin Kuran okumaları için kurduk".
"Altın Loulan Lokantası" müşterilere lüks namaz salonun yanı sıra zengin bir mutfak da sunar. Xinjiang'dan gelen Uygur aşçı Elican, Uygur makarnası ve "Nan" gibi yöresel yemeklerinden bahsederken uzun uzun konuştu. Elican sonunda bize en iyi pişirdiği ve bu Lokantanın ünlü yemeği olan "kasımpatı şeklindeki kuzu budu"nun tarifini seve seve anlattı:
"Kasımpatı şeklindeki kuzu budu" yemeği, Uygurların değerli misafirlerini ağırlarken, sofralarında vazgeçilmez yemeklerinden biridir. Bu yemeğin malzemeleri dikkatle seçilmeli. Yapılışı da görece karmaşık. Yumuşak taze kuzu budu, önce üzerine onlarca baharat sürülüp bekletilir, sonra şiddetli ateşli fırında kızartılır. Kızartılmış kuzu budu açılan kasımpatı gibi görünür. Bu yemek, uğur ve değeri simgeliyor"
Uygurların örf ve adetlerini yansıtan bu lokanta, birçok müşteri çeker. Bu lokanta Beijing'de yaşayan Uygurlara memleketlerinin yemeklerini sunmakla kalmayıp, insanların Uygurları tanıyabildiği bir pencere haline geldi.