CBY20160606.m4a
|
Çin'deki Büyük Yaşam programından merhaba sevgili dinleyenler,
Çin'in geleneksel ay takvimine göre, her yıl 7. ayın 7. günü, Çin'de halk arasında Qi Xi Festivali (七夕节 Qixijie) olarak kutlanıyor. Qi Xi Çin tarihinde Han Hanedanlığı döneminde ilk başta dilemek anlamında kullanıldı. Çünkü "Çi" sesi 乞 , 期望 (qiwang) dilek anlamına geliyor. Çinliler Qi Xi Festivali'nde aileleri ve dostları için iyi dileklerde bulunur, arzu ederlerdi.
Daha sonra zamanla romantik bir halk öykü ortaya çıktı. Bu öykünün adı Niu Lang ve Zhi Nu 牛郎织女. Türkçe adı Dokumacı Kız ile Çoban olan bu öykü, Çin mitolojisinin 4 klasik halk hikayesinden biri olup, Çinliler arasında Romeo ve Juliet veya Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı gibi ünlüdür. Ne yazık ki bu iki aşık yılda sadece birgün bulaşabiliyor.
Bu öyküyü seven Çinliler, Qi Xi Festivali'ni sevgi anlamıyla bütünleştirdiler. Böylece 7. ayın 7. günü sevgililerin de kutladığı bir festivale dönüştü.
Rivayete göre, her yıl 7. ayın 7. günü gökteki Çoban Yıldızı'yla Dokumacı Kız Yıldızı'nın buluşma günüdür.
Çok eski zamanlarda, masmavi gökyüzünde hiç bulutun olmadığı zamanlarda. Gök Tanrısı, göğün tek renkli ve çok basit olduğunu düşünerek yedi kızına "gök" için birer elbise dikmelerini istedi.
Kızların dokuduğu kumaşlar ya gri ya da beyaz, yani tek renkte oluyordu. Kızların en küçüğü çok akıllıydı. Bir gün bahçede yedi çeşit renkte çiçek açtığını görmüş ve topladığı renkli çiçeklerle ipliği boyamış ve büyük çaba harcayarak sonunda rengarenk bir kumaş dokumuştu.
Ablaları rengarenk kumaşı görünce buna çok sevindiler. Küçük kız kardeşi "çok becerikli" diye övdüler. Kız kardeşler, normalde "göğe" beyaz elbise, yağışlı günlerde gri elbise, sabah ve akşam üstü de renkli elbise giydirmeyi kararlaştırdılar. Gök Tanrısı göğün bu son halinden çok memnun kaldı ve en küçük kıza "Dokumacı Kız" denmesini istedi.
Dokumacı Kız her gün kumaş dokumaktan yorulduğu zamanlar sık
sık göğe bakar ve orada insan dünyasından yansıyan manzaraları seyrederdi. Genç bir delikanlı Dokumacı Kız'ın dikkatini çekmişti. Kızcağız bu delikanlının tek başına toprak sürdüğünü ve dinlendiği zaman da yalnızca yanındaki yaşlı öküze seslendiğini fark etmiş ve ona çok acımıştı.
Bu genç Çoban hayatını tarlada kazanıyordu. Çoban konuşabildiği bilge ve yaşlı bir öküze sahipti. Yaşlı öküz bir gün Çoban'a, "Yarın 7. ayın 7. günü. Yarın Gök Tanrısı'nın yedi kızı banyo yapmak için dünyaya inecek. Fırsat bu fırsat, Dokumacı Kız'ın elbisesini saklarsan, karın olacaktır" dedi. Yaşlı öküzün sözlerini dinleyen Çoban bunu denemeye karar verdi.
7. ayın 7. günü, Çoban nehir kıyısındaki sazların arasına saklanmıştı. Kısa süre sonra gökte yedi parça bulutun uçtuğunu, her bulut parçası üzerinde bir peri bulunduğunu ve perilerin nehir kıyısına indikten sonra soyunarak kendilerini tertemiz nehir suyuna bıraktığını gördü.
Çoban hemen saklandığı yerden çıkarak Dokumacı Kız'ın elbisesini aldı ve koşmaya başladı. Çoban çok hızlı koştuğu için sazların çıkardığı ses perileri korkuttu ve hepsi kıyıya çıktı. Yedi periden altısı elbiselerini giyerek göğe uçarken, en küçük peri olan Dokumacı Kız elbisesini bulamamıştı. Şaşkınca kıyıda ayakta duruyordu.
Çoban kekeliye kekeliye Dokumacı Kız'a yaklaştı ve kendisiyle evlenmeyi kabul ederse elbisesini geri vereceğini söyledi. Dokumacı Kız, Çoban'ın sevdiği delikanlı olduğunu görünce utanarak bunu kabul etti.
O akşam, Çoban ve Dokumacı Kız yaşlı öküzün şahitliğinde evlendiler.
İki yıl içinde Dokumacı Kız, biri oğlan diğeri kız olmak üzere iki çocuk dünyaya getirdi. Karı koca, biri toprak sürerek diğeri kumaş dokuyarak geçindikleri çok mutlu bir hayatları olmuştu.
Yedi yıl hızlı geçti. Gökteki bir gün, dünyadaki bir yıl demekti. Gök tanrısı, her yedi günde bir yedi kızını yanına çağırırdı. Dokumacı Kız'ın Gök Sarayı'na dönmediğini ve dünyadaki bir insanla evlendiğini duyunca çok kızdı.
7. ayın 7. günü Gök Tanrısı tarafından gönderilen gök generalleri Dokumacı Kız'ı yakalayarak, cezalandırmak için Gök Sarayı'na götürmek için yola çıktılar. Bunu duyunca çok üzülen Çoban hemen iki sepete oğlu ve kızını koyup onlarla birlikte karısının peşine düştü. Gök generalleri yerden dokumacı kızla birlikte yükselince, o vakit yaşlı öküz, bir boynuzunu çıkararak uçan bir gemi haline geldi.
Uçan gemi, Çoban ve çocuklarını taşıyarak göğe doğru uçtu. Çocuklar yüksek sesle annelerine sesleniyorlardı. Dokumacı Kız, Çoban ve çocuklarının bağırtılarını duyunca var gücüyle Gök generallerinden kurtulmaya, Çoban'a ve çocuklarına kavuşmaya çalıştı. Çoban gemiyle Dokumacı Kız'a çok yaklaşmıştı. Ama tam bu sırada Gök Tanrısı ansızın dev elini havada sallayınca, Çoban ve Dokumacı Kız arasında dalgalanan samanyolu ortaya çıkıverdi.
Fakat bir anda gökyüzüne her yandan çok sayıda saksağan gelmeye başladı ve samanyolu üzerinde saksağanlardan oluşan bir köprü oluştu. Köprü Çoban ve Dokumacı Kız'ın birbirlerine kavuşmasını sağladı. Bu durum karşısında çaresiz kalan Gök Tanrısı, her yıl 7. ayın 7. günü akşamı Çoban ve Dokumacı Kız'ın saksağan köprüsü üzerinde bir defa buluşmasına izin verdi.
Çin'de her yıl 7. ayın 7. günü, Çinli kız çocukları Dokumacı Kız gibi becerikli olmayı dilerler ve renkli iplikleri yedi iğneye geçirirler. İplikleri iğnelere başarıyla geçirebilen becerikli kız "Dokumacı Kız" olarak ilan edilir. Bir söylentiye göre, çocuklar 7. ayın 7. günü akşamı üzüm bağları altında Çoban ve Dokumacı Kız'ın fısıltılarını duyabilirler.
Çin'deki büyük yaşam tüm güzelliğiyle insanları etkilemeye devam ediyor. Sevdiklerinizle her zaman beraber bir hayat sürmeniz dileğiyle…
Hoşçakalın ! Zaijian