Tanrı dağlarının kuzey ve güney kesimlerinde dağılan Özbek milliyetinin nüfusu 14 bin civarındadır. Şehir ve kadabalarda yaşayan Özbeklerin çoğu el sanatları ile uğraşırlar. Diğerleri ise ya hayvancılık, ya da tarımla uğraşıyorlar. Özbekleirn günlük yemeklerinin başında buğday unundan yapılan Nan ve kıymalı mantı ve fasulye ile darı ve yağı ile birlikte pişirilen lapa gelir. Özbeklerin günlük sofralarında dana kuzu ve at eti ve sütlü yemekler muylaka bulunur. Sebzeyi ise çok fazla yemezler. En sevilen Kordak adlı yemek, patates, soğan ve etin birlikte haşlanmasıyla yapılan şeker şurubu ve bal da Özbekler tarafından çok sevilir. Özbek milliyetine özgü Narin adlı yemeğin tarifini kısaca anlatayım. Dana, kuzu veya at etinden birini haşlanıp olgunlaştıktan sonra kıyın. Kıyılmış eti soğan, karabiber ve yoğurt ile birlikte karıştırın. Karıştırılmış malzemeleri etin suyuna dökün ve sıcak sıcak sofraya koyun.
Narin yemeği, geçmişte değerli misafirleri ikram etme için yapılırdı. Çay ile süt, koyun sütü ve at sütü Özbeklerin sofralarının ayrılmaz parçalarıdır.
Özbeklerin kahvaltısında hamurdan yapılan Nan, çay veya sütlü çayın yanında bal ve şeker şurubu da bulunur. Bir aile yemek yerken, evin yaşlı erkeği sofranın başında oturur.
Özbeklerin düğün yemeklerinde de kendilerine özgü adetler vardır. Nişandan önce delikanlının ailesi düğün için uğurlu günü seçmek amacıyla defalarca kız evini ziyaret ederler. Düğünden önceki bayramda da erkek tarafı, kız ailesine kumaş, günlük eşyalar ve yemek gibi hediyeler götürür. Düğün, kız evinde düzenlenir ve genellikle akşam yaplır. Sonra gelin damatla birlikte erkeğin evine gider. İki, üç gün sonra gelin, anne babasını ziyaret için evine döner. Gelin yeni evine tekrar döndüğünde eve girmeden önce ateşin etrafından dolaştıktan sonra uzanan beyaz kumaş üzerinden geçer. Kızın kaynanası, bu töreni izleyenlere, şeker ve kızartılmış hamur yemekleri dağıtır. Bu adet glinin evine dönmesinin karuşılandığını ifade eder.