Kadınların sağlıklı yaşamak için her şeyden önce düzenli bir yaşam sürdürmeleri gerekiyor. Ancak bazı kötü alışkanlıklar beklenmedik bir şekilde kadın sağlığını baltalayabilir. İşte bu haftaki programımızın konusu, kadınların sağlığına tehdit oluşturan başlıca kötü alışkanlıklar. Şimdi bunların neler olduğuna birlikte bakalım ve onlardan bir an önce vazgeçelim.

1. Güneşlenmeye düşkünlük

İnsanlar güneşlenmenin cildi bronzlaştırmanın yanı sıra sağlığa da yararlı olduğunu düşünüyor. Ancak güneş ışınlarının hiçbir zaman küçümsenmemesi gerekiyor. Zira sıklıkla ve uzun süreli güneşlenme cilt kanserinin yanı sıra cildin erken yaşlanmasına da neden olabilir. Güneşlenmeyle cilt kanseri arasında ne kadar büyük bir bağlantı olduğu bilinmezken, araştırmalar güneşten yanmış olanların habis tümöre yakalanma oranının diğer insanlara göre yüksek olduğunu gösteriyor. Son araştırmada ise, güneşlenmeyi seven insanlar arasında beyaz tenlilerin habis tümöre yakalanma riskinin en yüksek olduğu ortaya kondu.

Bu arada suni güneş ışınlarında güneşlenmenin zararlarının daha büyük olduğu, çünkü cildin kısa zaman içinde daha çok morötesi ışını emdiği de kaydedildi.

Güneş yanığından cilt kanseri olmak, 10-30 yıllık bir kuluçka döneminden geçebilir. Bu nedenle güneş yanığı olan birinin şimdiden dikkat etmesi, yeni benlerinin çıkıp çıkmadığına, mevcut olan benlerinde bir değişiklik olup olmadığına bakmak suretiyle her ay vücudu incelemesi gerekiyor. Şüpheli olan her bir durumun ortaya çıkması halinde derhal doktora görünülmeli. Ailesinde cilt kanseri olanların ise her yıl mutlaka bir profesyonel cilt kontrolünden geçmesi şart.

Tabii ki en kilit noktalardan biri, güneş kremi olmaksızın asla güneşlenmemek.

2. Sürekli gürültülü bir ortamda bulunmak

Gençken rock müziği seven biri yaş ilerleyince işitme gücünün daha önce zayıfladığını fark eder. Sürekli gürültülü bir ortamda bulunmak, işitme sisteminin orta dalgalı sesleri alma gücünün düşmesine neden olabilir. Bu durumdaki insanlar bazen başkalarının konuşmalarını iyi işitemez, yaş ilerlediğinde ise kapı zili ve telefon sesi gibi tiz sesleri algılamada zorlanır.

İşitme gücünün zayıflaması geri dönüşü olmayan bir kayıptır, ancak önlemlerle durumun ciddileşmesi önlenebilir. Mesela televizyon izlerken ya da müzik dinlerken sesi çok açmamak, elektrik süpürgesi kullanırken kulak tıpası kullanmak.

3. Tekrar tekrar zayıflamak

Tıp çevresinde eskiden tekrar tekrar zayıflamanın metapolizmanın bozulması, kas yoğunluğunun düşmesi ve hatta ani ölüme neden olabileceği görüşü hakimdi. Ancak daha sonra yapılan araştırmalarda bu eski görüşe karşı bir eğilim gösterildi. Buna rağmen tekrar tekrar kilo verme ya da kilo almanın sağlığı olumsuz etkilediği görüşü hala savunuluyor. Washington Tıp Merkezi'nce gerçekleştirilen araştırmalar, tekrar tekrar kilo verme çabasının vücudun bağışıklık sisteminin uzun süre zayıf kalmasına neden olabileceği sonucuna vardı. Nedeni henüz bulunulmamasına rağmen, araştırmacılar tekrar tekrar kilo vermenin hücre canlılığının yanı sıra vücudun nezle, enfeksiyon ve kansere karşı koyma gücünü düşürdüğünü ortaya koydu.

Kilosu fazla olanlar 4,5 kilo vermekle tansiyon ve şekere yakalanma oranını düşürebilir. Vücuttaki fazla yağın atılması tabii ki hem daha sağlıklı olur, hem de daha iyi görünür. Ancak buradaki kritik nokta verilen kilonun korunmasıdır. Bunun için her şeyden önce kilolu olmanın nedenini bulmak ve sağlıksız alışkanlıklardan vazgeçmek gereklidir. Bunun ardından besin uzmanlarının önerisi, herkesin kendi kapasitesine göre bilimsel ve mutlu bir şekilde kilo vermesi. Bu da bir yandan yemek miktarının kontrol altına alınması, diğer yandan vücudun günlük besin ihtiyaçlarının karşılanması demektir. İkincisi ise belli aralıkla spor yapmak. Belli aralıkla yapılan spor stresi hafifletmenin yanı sıra yağın yakılmasını da hızlandırarak, zayıflamanın sonucunu daha belirgin ve kalıcı kılabilir. Son olarak da zayıflama yönetimi ne kadar etkili olursa olsun, zayıflamaya çalışanın bunu büyük bir azimle sürdürmesi.

4. Alkol bağımlılığı

Alkol bağımlılığı kolayca alkol zehirlenmesine neden olabilir. Tıp çevresinde alkol bağımlılığının tanımı: Bir defada 5 şişe ya da üstünde bira içmek ya da kandaki alkol miktarının 0.08'i aşması. Aşırı miktardaki alkol beyindeki sinir hücrelerini öldürür ve hafıza gücünü zayıflatır. Ayrıca karaciğer hücrelerinde yağlanma, karaciğer sertleşmesi gibi karaciğer hastalıklarına yol açabilir.

Alkol bağımlığından kurtulmanın yolu alkol alımını adım adım azaltmaktan geçer. Alınan alkol miktarının azalmasıyla birlikte karaciğer büyük olasılıkla normal hale dönebilir. Ölmüş olan beyin hücrelerinin yeniden dirilmesi mümkün değil, ancak aşırı miktarda alkol tahriki olmaksızın beynin hafıza gücü yavaş yavaş kuvvetlenebilir.

5. Sigara içmek

İster tek tük ister bir iki paket sigara içenler, sigarada bulunan zararlı maddelerden dolayı kalp hastalığına, akciğer kanserine ve diğer kanserlere yakalanma risklerini büyük ölçüde arttır. Sigaranın yol açtığı kanserlerde ölüm oranı, kanserden ölenlerin yüzde 30'unu oluşturur.

Sigara tiryakisinin sağlığa kavuşmasının tek yolu sigarayı bırakmaktır. Uzmanlar sigarayı bir yıl bırakmanın bile kalp hastalığına yakalanma riskini yarı yarıya indirebileceğini belirtiyor. Sigarayı bıraktıktan 15 yıl sonra, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranı, sigara hiç içmeyenlerinkiyle eşitlenebilir. Sigara bırakalı 5 yıl olan birinin akciğer kanseri riski ise içenlerinkinin yarısına iner. Sigara bırakma sürecinde zengin antioksidan içeren sebze ve meyveler bol bol tüketilmeli, çünkü bunlar hücrelerin onarılması ve vücut içinde kansere neden olan serbest radikallerin yok edilmesini hızlandırabilir. Bunun yanı sıra akciğerin işlevini güçlendirmek için de spor yapılması gerekir.

6. Korunmasız cinsel birliktelik

Korunmasız cinsel birliktelik bulaşıcı cinsel hastalıklara neden olabilir. Uzmanlar kadınların yaklaşık yüzde 75'inde klamidyalar bulunduğunu ve bu kişilerde hiç bir belirti görülmediğini belirtiyor. Korunmasız cinsel birliktelik klamidyaların erkeklere bulaşmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra araştırmalar erkeklerin yüzde 75'inde genellikle açık belirtileri olmayan HPV bulunduğunu ve zamanında tedavi edilmemesi durumunda bunun kadınlara bulaşarak, rahim ağzı kanserine yol açabileceğini ortaya koydu.