Çin'in kuzeyinde yaşayan azınlık milliyetlerden biri olan Moğollar, göçebe bir yaşam sürdürmektedir. Bu nedenle Moğol kadınlarının dış dünyayla yarı kapalı bir ortamda yaşadığı söylenebilir. Son yıllarda Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Planlama Programı, İç Moğolistan Özerk Bölgesi'ndeki Moğol kadınların zenginleşmesine yardım amaçlı düşük miktarda kredi sağlama projesini başlattı.

    Alatan Çimk, İç Moğolistan'ın doğusundaki Baliyouqi ilçesinde yaşayan bir Moğol kadın. Alatan Çimk, buradaki Moğol kadınlar arasında en önce düşük miktarda krediden yararlananlardan biri. Çimk'in evine girdiğimizde avlunun sağ tarafında sıra halinde tuğladan yapılmış, tertemiz üç evi gördük. Avluda ilk göze çarpan güneş enerjisiyle çalıştırılan ocak, bu sade ve küçük avluya çağdaş bir hava veriyordu. Eve girdiğimizde büyük bir salon ve salonun sol tarafında sıradan açık renkli deriden yapılmış koltuk bulunuyordu. Alatan Çimk, bizi oturttuktan sonra, sütlü çay ve küçük tabaklarda çeşitli süt ürünleri ikram etti. Bu süt ürünlerini kendisi yaptığını söyleyen Alatan Çimk, genellikle süt ürünleri satarak para kazandığını ve düşük miktarda kredinin kendisine çok yardımcı olduğunu söyledi.

    Bu krediyle ağaç fidanları satın alarak, rüzgarlardan korunmak ve çölleşmeyi önlemek için ağaç yetiştirdiği anlatan Alatan Çimk, bu kredi sayesinde yem merkezi inşa etme, inek ve koyunların hızlı üreme teknolojisi gibi bir dizi ticari yolu öğrendiğini söyledi.

    Alatan Çimk, düşük miktarda krediden gerçekten çok yararlandığına işaret ederek, şunları söyledi:

    "En önemlisi bu proje sayesinde kadınların konumu yükseltildi. Bu projeye katıldıktan sonra ekonomik bilince sahip oldum ve evden çıkarak dış dünyasıyla bağlantı kurdum. Böylece kendime olan güvenim daha arttı ve evi geçindirme kabiliyetine sahip oldum."

    Alatan Çimk, ayrıca köydeki diğer kadınları da bu projeye katılmaya teşvik etti. Bu projeye katılan diğer kadınların da Alatan Çimk gibi evden çıkarak, pazar rekabetine katıldılar ve ekonomik bilince sahip oldular. Böylece, her ailenin yıllık gelirinin 10 bin yuanın üstüne ulaşmasıyla, birçok aile yoksulluktan kurtarıldı.

    Alatan Çimk, hem başkaların yoksulluktan kurtulmalarına yardım ediyor hem de çocuklarını iyi eğitiyor. İki kızının bu yıl üniversite sınavını kazanması Alatan Çimk'i çok sevindirdi. Alatan Çimk'in büyük kızı Siqin, bize şunları söyledi:

    "Annem, benim en taptığım insan. O şefkatlı ve iyi kalpli olmasına rağmen, eğitim konusunda bizi hiç şımartmıyor. Hep benim daha çok bilgi edinmemi ve iyi bir üniversiteyi kazanmamı umuyordu. Ben de annemin çalışmalarını destekliyorum ve onun çalışmalarında başarı kazanmasını istiyorum. Ben annemi her zaman destekliyorum."

    Çin'in kuzeybatısındaki Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde hem yazar hem de ressam olarak bilinen Zhuoya adlı bir Moğol kadın yaşıyor. Daha önce Xinjiang'da "Tüy İzleri" adlı kişisel resim sergisi açan Zhuoya, daha sonra "Zhuoya'nın Hatıra Defteri", "Babanın Omuzları" ve "Başka bir Cennet" adlı kitaplar yayımladı. Ancak Zhuoya, profesyonel bir ressam ve yazar değil.

    Bir ortaokulda Çince öğretmeni olarak çalışan Zhuoya, daha sonra bu işi bırakarak evinde kocasına ve çocuğuna bakmaya başlamış. Zhuoya, boş zamanlarında resim çiziyor ve yazı yazıyormuş. 10 sene boyunca sürdürdüğü bu yaşam, Zhuoya için hem en mutlu, hem de en zor yılları olmuş. Yeni evlendiği yıllarda Zhuoya, kocasıyla kerpiçten yapılmış tek odalı bir evde yaşıyormuş. Zhuoya'nın bu zor koşullardaki mutluluk kaynağı ise, elinde resim kalemi olmasıymış. Zhuoya, resimle olan ilişkisini şu sözlerle dile getirdi:

    "Ancak temiz bir ruha ve açık bir yüreğe sahip olan kişi, dünyayı, kendisini ve başkalarını sevebilir. Müzik dinlerken, müziğin ruhunu resme aktarabilirim. Bence kişi nasıl bir karaktere sahipse, o karaktere benzer bir tarzda resim yapar. Bir sanatçı olarak karakterini, resimlere yansıtır."

    Artık istikrarlı bir yaşama kavuşan Zhuoya, resim tekniğini geliştirmek için iki sene Xinjiang Eğitim Üniversitesi'ne bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi'nde okumuş. Bu dönemde büyük ilerleme kaydederek, kendi üslubunu oluşturan Zhuoya, eserlerinde genellikle kadınları konu alıyor, kadınların narinliğini yansıtıyor.

    Zhuoya'nın sanatçı ruhu ve sürekli kendini araması, okuyucuların da takdirini kazanmış. Sanatçı, yazdığı kitapları da resimliyor. Örneğin, "Zhuoya'nın Hatıra Defteri" adlı kitabının kapağını kendi resimleyip tasarlamış. Kapakta dalga şeklindeki bir el, upuzun saçları tarıyor. Çevredeki yeşillikler arasında, hayatta kalmak isteyen gözler var... Bu kapak resminde, vaha ile çöl arasındaki çatışma ve çelişki hissediliyor.

    Yaşamındaki birçok olaydan etkilenen Zhuoya, resim ve yazı dışında, diğer sanat dallarında da üretiyor. Şu an Zhuoya, 10 yıl önce Xinjiang'ın Kuça bölgesindeki yaşamını anlatan bir flim çekmekle meşgul.

    Zhuoya, resim yapmayı ve yazı yazmayı, bu dünyayla ilişki kurmanın en iyi iki yöntemi olarak görüyor. Zhuoya, her zaman gerçek duygularını resim, şiir veya yazıyla ifade ettiğini ve bundan asla vazgeçmeyeceğini belirtiyor.