se-xinjiang0529
|

Çin'deki göçebe etnik gruplardan olan Kazaklar, diğer göçebeler gibi türküler eşliğinde dünyaya gelip yine türküler eşliğinde dünyadan ayrılır. Türküler (jır, ölenğ), Kazak hayatının ayrılmaz bir parçasıdır. Türküler, göçebe etnik grupların ikinci dili sayılır. Sözle anlatılabilen duygu ve düşünceler, kuşkusuz türkülerle de dile getirilebilir; ama en iyi ifadelerini türkülerde bulabilen duygu ve düşünceler, asıl sözle anlatılamayanlardır. Türkü söylemenin birçok farklı türü vardır: Solo, karşılıklı söyleme, tek sesli, çok sesli, vb. Bunlar arasında en ilginç olanı, karşılıklı söylemedir.
Aytışta, iki kişi veya dört kişi, iki taraf halinde soru-cevap esasına göre söyler. Taraflardan biri iki dize veya bir beyit söyleyip soru sorar, diğer taraf da aynı şekilde cevap verir. Karşılıklı söyleme sırasında çalınan müzik, genellikle bilinen bir türkünün melodileridir. Sözler ise "tökpe" (dökme), yani doğaçlama olarak söylenir. "Dombra" adlı milli çalgıyı çalmaya başlayan A tarafı dökme yapar. A'nın sözleri biter bitmez, B buna Dombura çalarak iki veya dört dizeyle, yine dökme olarak karşılık verir. Sözler yalın, nükteli ve uyaklıdır. Bu nedenle aytışma, iki ozanın doğaçlama şiir yarışması şeklinde geçer. Söz ve ezginin son derece uyumlu bir bileşiminden oluşan aytış, doğaçlama şiir ve türkü söyleme sanatının seçkin bir örneğidir.
Rekabet niteliği de taşıyan aytışmanın sonunda genellikle kimin daha başarılı olduğu belirlenir. Bu, aytışın en dikkat çekici yönüdür. Zaten başkasıyla aytışma amacıyla sahneye çıkan kişi, genellikle sıradan biri değildir. Nitekim her iki taraf da elinden geleni yapıp karşı tarafı geçmeye çalışır. Bir Aytış, öğleyin başlayıp akşama, hatta gece yarısına kadar sürebilir. Göçebe çobanların duydukları, duymadıkları, duymak istedikleri ya da hayal bile edemedikleri öyküler anlatılır. Radyosuz, televizyonsuz ve gazetesiz geçen eski günlerde Aytış, göçebe yaşamı sürdüren etnik gruplar için kültürel, ruhsal ve eğitsel bir şölendi. Aytışı diğer halk müziği geleneklerinden ayırt eden özellikler şöyle sıralanabilir: Kültürel içeriği daha zengin, ilettiği mesaj daha anlamlı, duygu yönü daha derin ve ifade tarzı daha özgürdür.
Bir Kazak çobanı sabah kalktıktan gece yatıncaya kadar gününü türkülerle geçirir. İnsanlar bir araya gelince mutlaka Dombura çalınır. Herkes türkü söyleyebilse de, aytışma şeklinde söyleyebilenler fazla değildir. O nedenle, bunu yapabilen kişiler buluşmalarda hüner göstermeye davet edilir. Akrabalar ve arkadaşlar arasında yapılan türkülü aytışma, halk arasında görülen en eski geleneksel Aytış türüdür. Üstün aytışma becerisi olan ve çeşitli toplantılara davet edilen kişilere "Akın" denir. Kazaklar arasında büyük ün kazanmış olan akınların sadece birer türkücü oldukları sanılmamalıdır. Akınlık geleneği içinde yetişen bu kişiler düşünür, şair ve sanatçı da sayılır. Akınların bir araya gelip sanatlarını icra etmeleri için düzenlenen geleneksel etkinlikler, yaylalarda yüksek düzeyli birer kültür ve sanat şöleni olur. Hünerlerini karşılıklı türkü söyleyerek sergileyen Akınlar, aynı zamanda Aytışın sanatsal düzeyini de yükseltir. O nedenle bu gösteriler, "Akınlar Aytışı" olarak adlandırılır. Akınlar Aytışı" biçim bakımından ikiye ayrılır: "Türe Aytışı" ve "Süre Aytışı". Türe Aytışı, iki kişi ya da iki grup arasında dörtlükler hâlinde yapılan atışmadır. Dörtlük gibi bir sınırlamanın olmadığı Süre Aytışı ise daha serbest yapılır ve iki taraf arasında rol değişimi olabilir. Soruyu daha hızlı cevaplayan, daha iyi doğaçlama yapabilen, bilgi dağarcığı daha geniş ve düşüncesi daha derin olan, gerçekleri daha basit dille açıklayan akın, "usta akın" sayılır.
Kazak tarihinin, kültürünün ve sanatının önemli taşıyıcılarından biri olan Aytış, kültür birliğini güçlendirmenin yanı sıra, tarih, kültür, gelenek ve görenek araştırmaları için de zengin malzemeler sağlamaktadır.
Çin'deki Kazaklar, Xinjiang'da Tanrı Dağları ile Altay Dağları civarında ve bu iki sıradağ arasındaki Cungar Havzası'nda yaşar. Gansu ve Qinghai eyaletlerinde de az sayıda Kazak bulunur. Aytış, Kazakların yaşadıkları her yerde duyulur.