"Mutluluk veren kitap" anlamına gelen Kutadgu Bilig, 85 başlık altında 13 bin 290 dizeden oluşan ve aruz vezniyle yazılan bir uzun şiirdir. Bu eserin bugüne kadar üç el yazısı nüshası bulundu. Bunlardan ilki, eski Uygur alfabesiyle yazılmıştır ve Viyana Devlet Kütüphanesi'nde saklandığı için Viyana Nüshası olarak adlandırılır; Arap alfabesiyle yazılan ikinci nüsha, 1879'da Kahire'de bulunduğundan Kahire Nüshası olarak bilinir; yine Arap alfabesiyle yazılan üçüncü nüsha ise 1924'te Özbekistan'ın Manakan şehrinde bulunduğundan Manakan Nüshası olarak adlandırılır ve halen Özbekistan Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü'nde saklanmaktadır.
Bir şiir olmasına karşın Kutadgu Bilig, siyaset, ekonomi, kültür, askeriye, felsefe, din ve ahlak dahil olmak üzere sosyal bilimlerin her alanını kapsadığı için Uygurların tarihi hakkındaki araştırmalar için vazgeçilmez bir kaynak durumundadır ve Uygur edebiyatının gelişmesinde önemli etkisi vardır.
Kitapta şöyle bir hikaye anlatılır:
Eskiden Kün Togdı (Gün Doğdu) adlı bir hükümdar, çok büyük bir ülkeyi hukukla yönetirmiş. Hükümdarın bilim ve bilgiye büyük değer verdiğini öğrenen Ay Toldı (Ay Doğdu) adlı bir bilgin, çok uzaklardan gelerek hükümdara başvurmuş. Bir süre sonra hükümdar, Ay Toldı'nın bilgeliğine ve ahlakına hayran kalarak onu vezir yapmış. Ay Toldı'nın yardımıyla hükümdar Kün Togdı, ülkesine refah, halkına da mutluluk kazandırmış. Ay Toldı'nın ölümü üzerine hükümdar, Ay Toldı'nın oğlu Ögdülmiş'i (Övülmüş) vezirliğe atamış. Başarılı çalışmaları ve üstün zekasıyla hükümdarın güvenini kazanan Ögdülmiş, ülkeyi daha iyi yönetmek için üstün yeteneğe sahip Odgurmış'ı (Uyanmış) hükümdara önermiş. Bir derviş olan Odgurmış, hükümdarın üç kez bizzat gelip davet etmesine rağmen, devlette görev almayı kabul etmemiş, ancak Ögdülmiş'in hükümdara, dolayısıyla da halka hizmet etmesine destek vermiş. Daha sonra Odgurmış ölmüş ve geriye yalnızca bir baston ve bir tahta kase bırakmış. Ögdülmiş ise, hayatı boyunca bütün zekasını ve gücünü ülkesi ve halkı için harcamış...
Hikayenin basit olmasına karşın Kutadgu Bilig, her iki dünyada da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek amacıyla kaleme alınmıştır. Yusuf Has Hâcib'e göre, ahireti kazanmak için bu dünyadan el etek çekerek sadece ibadetle zaman geçirmek yanlıştır. Zira böyle bir insanın ne kendisine ne de toplumuna bir yararı olur; oysa başka insanlara faydalı olmayan kişiler ölüleri andırır; bir insanın erdemi, ancak başka insanlar arasındayken belli olur. Asıl din yolu, kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamaktan geçer. İnsanlara hizmet etmek suretiyle faydalı olmak, bir kimseyi, hem bu dünyada hem de öteki dünyada mutlu kılacaktır.
Yusuf Has Hâcib bu yapıtında bilimin değerini de tartışır. Ona göre, bilginlerin bilimi, halkın yolunu aydınlatır; bilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir. Bu nedenle bilginlere saygı göstermek ve bilgeliklerinden yararlanmaya çalışmak gerekir. Eğer dikkat edilirse, bir bilginin biliminin diğerinin biliminden farklı olduğu görülür. Mesela hekimler hastaları tedavi eder; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutar. Bu bilimlerin hepsi de halk için faydalıdır. Bilginler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler.
Eski Uygur alfabesiyle yazılan ilk edebi eser olan Kutadgu Bilig, üç asır sonra Orta Asya edebiyatının "Kaşgar Çağı"na önemli bir zemin hazırladı.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra Kutadgu Bilig hakkında yoğun derleme ve araştırma çalışmaları gerçekleştirildi. 1979'da Kutadgu Bilig'den seçmeler, Çince olarak yayımlandı, kitabın tamamının çağdaş Uygurca çevirisi 1984'te, Çince çevirisi ise 1986'da basıldı. Artık kapsamlı bir "Kutadgu Bilig Bilimi" oluşturulan Çin'de 1986 ve 1989'da Kaşgar'da iki kez Ulusal Kutadgu Bilig Semineri düzenlendi, ayrıca Kutadgu Bilig Araştırma Derneği de kuruldu.