
3 boyutlu bu film, Kanadalı ünlü yazar Yann Martel'in bütün dünyada ilgi gören "Genç Pi'nin Macerası" adlı romanından sinemaya uyarlandı. Roman, 2002 yılında Booker ödülü kazandıktan sonra dünyada çok satan kitaplar arasına girerek, Çincenin dahil olmak üzere 40 dile çevrildi. Romanda, çocukluğunu bir hayvanat bahçesinde geçiren Pi Patel'in, Richard Park adlı bir Bengal kaplanıyla birlikte felakete uğrayarak okyanustaki küçük bir teknede 227 gün geçirmesi anlatılıyor.
Roman, "filme uyarlanması imkansız" bir eser olarak görülüyordu. Ancak Ang Lee, filmde gerçek insanlar ve hayvanları oynatarak ve bunları bilgisayar teknolojisiyle birleştirerek, romanı beyaz perdeye taşıdı ve tüm dünyada gişe rekorları kırdı. Muhteşem görselliğiyle insanları büyüleyen filmin felsefesi de çok konuşuldu.
Ang Lee'nin törende söylediği sözler de kendisi gibi sade ve net. "Filmde hayal edilen yolculuğa eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. Ekipteki bütün çalışanlara teşekkür ederim.''
Memleketi Taiwan'da çekim yapmanın kendisine yardımcı olduğunu ifade eden Ang Lee, Taiwan'da kendisine yardım edenlere, eşine ve filmin Hindistan ekibine teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Yönetmen, konuşmasının sonunda ''Xiexie'' diyerek Çince teşekkür etti.
Ödül töreni öncesinde, Ang Lee'nin, büyük yönetmen Steven Spielberg'ı geride bırakarak En İyi Yönetmen ödülünü kazanma ihtimalinin çok küçük olduğu savunuluyordu. Amerikan "Entertainment Weekly" dergisinde yer alan haberde, Spielberg'ın bu ödülü kazanma oranının yüzde 27, Ang Lee'nin oranının ise yüzde 25 olduğu tahmin edildi.
Ang Lee'nin bu ödülü kazanması, sade ve mütevazı karakterinden kaynaklanıyor. "Kaplan ve Ejderha" ve "Brokeback Dağı" filmlerinden "Pi'nin Yaşamı" filmine uzanan yolda Ang Lee, üçüncü defa Oscar sahnesine çıktı. 3 boyutlu film teknolojisini öğrenen ve su altı çekimlerini geliştirmek için dalış lisansı alan Ang Lee, her zaman kendisini beyaz bir kağıt olarak görüyor; yönetmenin tek amacı çeşitli kültürleri tanımak ve her zaman yeni şeyler öğrenmek...