Çinli yazar Mo Yan, geçtiğimiz hafta Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Bu haberler birlikte Mo Yan'ın tanınmasını sağlayan "Kızıl Darı Tarlasları" adlı roman ve aynı adlı film bir kez daha gündeme geldi.
1986 yılında yayımlanan ve 20 dile çevirilen roman, 1987 yılında ünlü yönetmen Zhang Yimou tarafından aynı adla beyaz perdeye uyarlandı. Film, 1988 yılında 38. Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'nü kazanarak, büyük bir uluslararası film fesivalinde ödül kazanan ilk Çin filmi oldu. Zhang Yimou, Kızıl Darı Tarlaları ile yerli ve yabancı sinema dünyasında her anlamda tam bir patlama yaptı.
1920'li yıllarda Kuzeybatı Çin kırsalının sakin yaşamını hareketlendiren en önemli etken düğünler, hasat bayramları ve eşkiyalardır. Görünmeyen bir anlatıcı Büyükanne ve Büyükbaba'sının yaşamından kesitler anlatmaya başlar. Henüz on sekizinde iken bir şarap fabrikası sahibine satılan Büyükanne'yi düğün töreni için yeni evine götüren kortej bir haydutun saldırısına uğrar. Büyükanne bir kızıl darı tarlasında haydutla baş başa kalınca, öykü şehvet düşkünlüğü ile biçimlenmiş bir dünyada yol almaya başlar. Şarap fabrikasının sahibi ortadan kaybolunca, Büyükanne mutlu bir tecavüze uğradığı haydutla evlenir. Üretilen her şarap fıçısı onların mutluluklarını besler. Mutlu günler 1937 Japon istilasıyla sona erer. Fabrika işçileri Japonlarla savaşmaya karar verir. Çatışmadan geriye, arkalarında kirli, bulanık bir güneşin asılı kalmış gibi durduğu Büyükbaba ve Baba kalır. Öykünün düğüm noktalarını oluşturan olaylar hep kızıl darı tarlalarında geçer.
"Kızıl Darı Tarlaları", mitolojik özellikler taşıyan bir hikaye. Gizemli bir havada geçen bu filmde insanın yaşama iradesi vgüyle değerlendirildi. İşte bu özellik, filmin uluslararası sinema çevresinde beğeni kazanmasını sağladı.