Xinjiang'da Çince seslendirilen şarkılar, Çin Kültür Bakanlığı tarafından Xinjiang şarkıları olarak adlandırıldı. 100 yıldır Xinjiang şarkıları, bölgede yaşayan farklı etnik gruplar tarafından söyleniyor.
Çin'in İkinci Maddi Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'nde yer alan Xinjiang şarkılarını aktaran 74 yaşındaki Guo Tianlu, Xinjiang şarkıları hakkında şunları aktardı:
"Xinjiang şarkıları, Qing hanedanı döneminin son yıllarında yaratıldı ve 100 yıldan fazla bir geçmişe sahip. Bu şarkılar, Han, Hui ve Xibo gibi etnik gruplar tarafından söyleniyor. Örneğin, 'Tanrı Dağı' veya 'Deve' adlı şarkıları, hem Hanlar hem de Uygurlar söylüyor. Bunların hepsi Xinjiang şarkılarıdır. Peki, Xinjiang şarkıları nasıl oluştu? Bu şarkıların oluşumu, farklı etnik gruplardan kaynaklanıyor. Hanlar, Uygurlar veya diğer etnik gruplar, hepsi Xinjiang şarkılarını söyleyebilir. Bunun yanı sıra, bu tür şarkıların melodileri de çok güzel. Şarkılar, Shan'anxi eyaletinde yaşayan Han etnik grubuna özgü opera ezgilerini, Qinghai ve Gansu eyaletlerine özgü melodilerle birleştiriyor. Daha da önemlisi, bu tür şarkıların melodilerine farklı etnik gruplara özgü ezgiler de eklendi. Bu kaynaşma sonucunda Xinjiang şarkıları yaratıldı."
Farklı etnik grupların ezgileri kaynaşıyor
Xinjiang şarkıları, yerli halk tarafından "küçük müzikçik" olarak adlandırıldı. Qing hanedanında İmparator Guangxu döneminde, Shan'anxi ve Gansu eyaletlerini yöneten Vali Zuo Zongtang, askerlerini Çin'in batı kesimine götürdü. İki eyaletten askerlerin yanı sıra, iş adamları ve halk sanatçıları da Xinjiang'a geçti. Shan'anxi, Gansu ve Qinghai eyaletlerine özgü şarkılar, Tanrı Dağı'nın kuzey ve güney eteklerinde, İli Vadisi ve bölgedeki birçok yerleşimde duyulmaya başlandı. Bu şarkılar, Xinjiang'a git gide yerleşerek, özel Xinjiang şarkıları haline geldi.
Xinjiang şarkıları, Sancı Hui Özerk İli'ne bağlı sekiz ilçenin yanı sıra, bölgenin kuzeyinde bulunan Tanrı Dağı'nın eteğindeki Urumçi, Shihezi ve Saven kentleri ile Korgas ilçesi gibi Han, Hui ve Xibo etnik gruplarının toplu halde yaşadıkları yerlerde söyleniyor. Farklı etnik grupların dillerinde seslendirilen Xinjiang şarkılarında, aynı zamanda etnik gruplara özgü melodiler de kullanılıyor.
Bazen zirveye çıktı, bazen ihmal edildi...
Kulağa sempatik ve hoş gelen Xinjiang şarkıları, genel olarak Çincenin Xinjiang şivesiyle söyleniyor. Xinjiang şarkıları genellikle düğünlerde, doğum günlerinde, bayramlarda veya ekim haricindeki boş zamanlarda seslendiriliyor.
Bazen bir kişi, elinde yelpazesiyle bir sandalyede oturarak, sabahtan akşama kadar Xinjiang şarkıları söyleyebilir. Xinjiang şarkıları, nereye yayılırsa oraya özgü melodilerden faydalanarak, yerli ezgilerle kaynaşır.
Xinjiang şarkıları, yüz yıllık bir geçmişte kimi zaman dibe vurdu, kimi zaman da zirveye çıktı. Xinjiang Sanatları Araştırma Enstitüsü'nde çalışan araştırmacı Xu Yumei, bu konuda şu bilgileri verdi:
"Xinjiang şarkıları, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda zirveye çıktı. O zamanlarda Xinjiang şarkıları çok gelişti. Wie Guihong gibi ünlü Xinjiang şarkıcıları o dönemde ortaya çıktı. Bölge kurtuluşa kavuştuktan sonraki dönemde, Xinjiang şarkıları ikinci zirve dönemine ulaştı. O zamanlarda, Xinjiang'daki her bölge ve ilçenin kendilerine ait Xinjiang şarkı grupları bulunuyordu. 1959 yılında Sancı İlinde bir Xinjiang Şarkıları Topluluğu kuruldu. Ama daha sonra, Kültür Devrimi başladı. 10 yıllık Kültür Devrimi döneminde, Xinjiang şarkıları kötü bir döneme girdi ve 10 yıl sonra adeta kayıp olarak sayılmaya başlandı. 1980'li yılların başında, yani reform ve dışa açılma politikasının uygulandığı ilk yıllarda, Xinjiang şarkıları yeniden söylenmeye başlandı ve daha sonra, bir kez daha zirve dönemine çıktı. O dönemde, Xinjiang şarkıları çok gelişti. Yerli halkların talebi üzerine, Kutubi ilçesinde yeni bir Xinjiang Şarkıları Topluluğu kuruldu ve bu topluluk, her yıl yüzden fazla gösteri yapmaya başladı."
Ancak diğer maddi olmayan kültürel miraslar gibi, Xinjiang şarkıları da kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu şarkıların aktarıcıları giderek azaluıyor. Xinjiang Şarkıları Topluluğu eyalet dışına giderek bir gösteri yaptığında, tüm gelirini yol ve konaklama masraflarını ödemek için tüketiyor..
Bunun dışında radyo ve televizyon gibi medya araçlarının yaygınlaşmasıyla gençler Xinjiang şarkılarına fazla ilgi göstermemeye başladı. Profesyonel Xinjiang şarkıcılarının da bazıları hayatlarını kaybetti, bazıları ise yaşları yüksek olduğundan artık gösterilere katılamıyor. Bu gibi nedenlerle, Xinjiang şarkılarını söyleme ve çalma teknikleri gelecek nesillere çok zor aktarılıyor. Kısacası, Xinjiang şarkıları yine zirveden indi.
Xinjiang şarkıları tekrar canlanıyor
Ancak son yıllarda, Çin'de maddi olmayan kültürel mirasları koruma çalışmalarının gelişmesiyle Xinjiang şarkıları da yeniden canlandı. Xinjiang Şarkıları Topluluğu, bu şarkılarla söylenen 120 opera eseri derledi. Aynı zamanda, bu eserleri korumayı amaçlayan uzun vadeli bir plan da ortaya kondu.
Xinjiang'ın İli bölgesine bağlı Korgas ilçesinde yaşayan Zhou Yufeng, Xinjiang şarkılarını seven ve toplamaya çalışan bir genç. 10 yıldır, farklı bölgelerde yaşayan halk sanatçılarından kaybolmaya yüz tutmuş şarkılar topladı. Zhou Yufeng, konu hakkında şunları söyledi:
"Xinjiang şarkıları, Xinjiang'da çok yaygın. Şimdi, Xinjiang şarkılarını sadece yaşlılar söyleyebiliyor. Genel olarak, okuma-yazma bilmiyorlar ve şarkıları sadece seslendirerek aktarabiliyorlar. Şimdi, bu yaşlıların bazıları hayatta değil. Bu nedenle, bir halk sanatı türü olan Xinjiang şarkılarını korumamız gerekiyor. 1990'lı yıllardan itibaren, Xinjiang şarkılarını yazılı olarak toplamaya başladım. Bana yardım eden bazı halk sanatçıları ise artık hayatlarını kaybetti. Ölmeden önce, Xinjiang şarkılarının sürdürüleceği için çok mutlu olduklarını söylemişlerdi."
Günümüzde, Xinjiang şarkıları sadece köylerde söylenmekle kalmayıp, Urumçi mahallelerinde, yerli sakinler tarafından kurulan Xinjiang şarkı gruplarında da seslendiriliyor. Bu gruplar, yazın parklarda, kışın ise özel spor salonlarında şarkı söylüyorlar.
Xinjianglılar, Beijinglilerin Beijing Operası'nı sevmesi gibi Xinjiang şarkılarını seviyorlar. Xinjiang şarkıları, onların hayatlarının ayrılmaz bir parçası. Aradan yüz yıl geçti ama Xinjiang şarkıları kaybolmadı ve yeniden hayat bulan bir ağaç gibi herkese canlılığını gösteriyor.