İlk kol saati uçuş yarışmasında doğdu

1868 yılında, Patek Philippe, Macaristan'daki bir soylu kadın için insanlık tarihinde bilinen ilk kol saatini tasarladı. Ancak bu kol saatinin aksesuar özelliği, zaman ölçeği olmaktan daha büyüktü. Bu saatin tasarımcısı, cep saati yerine, kola takılabilen bir saat tasarlama fikrinin insanlığa ne kadar büyük etki yapabileceğini belki hiç mi hiç düşünememişti.

1904 yılında, Paris'te yaşayan Brezilya kökenli serüvenci Alberto Santos Dumont, hafif tip uçakla 30 dakika içinde Paris kent merkezi çevresinde uçuş denemeleri yaptı. Ancak ilk denemesi başarısız oldu. Dumnot, planladığı 30 dakikadan 40 saniye daha fazla kullanmıştı. Dumont, cep saatini günah keçisi olarak seçerek, "cep saatini çıkartıp saate bakmak çok zor" dedi. Bu nedenle ikinci denemeden önce Dumont, saate kolay bakmak için arkadaşı Louis Cartier'a başvurdu. Louis Cartier ise Edmond Jaeger'le ortaklaşa bir kol saati tasarladı. Santos isimli bu kol saati 1911'de toplu üretime girince, dünyada gerçek anlamdaki ilk kol saati çıktı.

Santos kol saatini takiben, dönemin hakim tarzı olan kare biçimindeki kol saati rağbet görmeye başladı. 20. yüzyılın başında, hemen hemen her bir marka, kendine özgü kare biçimli kol saatlerini piyasaya sürdü. Bunların en önemli temsilcisi 1932 yılında çıkartılan Reverso olarak kabul ediliyor.

"Suya dayanıklı" kol saati yaygın oldu

Uygarlığın gelişmesiyle birlikte, kol saati sadece soylular arasında değil, sıradan insanlar arasında da yaygınlaştı. Sıradan insanlar için, kol saatlerinin hasar görmesinden daha fazla kaygı duyuyorlardı. Özellikle su sızıntısı, kol saatinin tamamen bozulmasına yol açabilirdi. Bu nedenle 1920'li yıllardan itibaren, bütün saat fabrikaları suya dayanıklı bir kabuk tasarlamaya çalıştı.

Spor tarzı kol saatleri dünyaya geldi

Suya dayanıklılık işlevine önem verilmesiyle birlikte, spor tarz kol saatleri moda hale geldi. 1950'li ve 1960'lı yıllarda birçok saat fabrikası tarafından, hem zamanı ölçme hem de suya dayanıklılık işlevine sahip kol saatleri üretildi. Mesela, Rolex'in 1950'li yıllarda çıkardığı Submariner ve 1960'lı yıllarda çıkardığı Daytone, Omega markasının 1957 yılında çıkartığı Moonwatch gibi spor tarz kol saatleri bunlar arasında. Üstelik birçok saat markası, zamanı otomatik ölçebilen modül icat ettiklerini açıkladı. Kol saati severler, 1950'li ve 1960'lı yıllarda tasarlanan klasik kol saatlerinin bugün bile aşılamaz olduğu görüşünde.

Savaş, kol saatinin yaygınlaşmasını hızlandırdı

Üreticiler suya dayanıklı kol saatiyle uğraşırken, insanlık tarihinde iki "Dünya Savaşı" meydana geldi. Bugüne kadar, birçok icat, savaşın gereklerinden doğdu. Örneğin, pilot saati ve dalgıç saati. Askeri amaçlı söz konusu saatlerin en önemli özelliği gövdelerinin büyük olması ve kolay okunmasıydı. Ayrıca, suya dayanıklı ve manyetik dirençlilerdi. Daha sonra, büyük gövdeli el saatleri yaygınlaştı. Bugün, büyük gövdeli erkek kol saatlerinin çapı 45 milimetreyi geçmezken, iki dünya savaşı sırasındaki dalgıç saatlerinin çapı 60 milimetreyi bile aşıyordu.

Büyük gövdeleri dışında, pilot ve dalgıç saatlerinin kordonları da normalden uzundu. Çünkü, daha önceleri pilotların kumanda çubuğunu sımsıkı tutması lazımdı, bu nedenle pilotlar kol saatlerini genel olarak bacaklarına bağlıyordu. Sualtı komandoları ise, görevdeyken kalın ve ağır elbiseler giydikleri için saat kordonları sağlam ve uzun olmalıydı.