İki binden fazla yıl önce, Han hanedanı bölgenin askerî idaresi için burada bir komutanlık kurdu. Ardından gelen her hanedanın merkezî hükümetleri, Xinjiang'ı etkin bir şekilde yönetti. 19. yüzyılın ortalarında, Qing hanedanı, Xinjiang'daki farklı etnik grupların desteğini arkasına alarak, Kokand Hanlığı'nın başındaki Yakup Han'ın önderliğindeki dış güçlerin istilasını ortadan kaldırdı. 1884 yılında, iki bin yıldır kullanılan "Batı Bölgesi" ismi değiştirildi ve bölgeye "yeniden dönen toprak" anlamındaki "Xinjiang" ismi verildi.
Xinjiang'da 47 etnik grup yaşıyor. Uygur, Kazak, Hui, Kırgız, Tacik, Özbek, Tatar, Dongxiang, Sala ve Bao'an olmak üzere 10 etnik gruba mensup 10 milyondan fazla vatandaş İslam'a inanıyor. Xinjiang'da yaşayan Müslümanların çoğu, Hanefi öğretilerini uygulayan Sünnilerden oluşuyor.
Xinjiang'da bugün farklı etnik gruplardan Müslümanlar uyum içinde yaşıyor. Müslümanlar ve gayrimüslimler, birbirlerine saygı gösteriyor ve Xinjiang'ın uyum içinde kalkınması ve inşası için işbirliği yapıyor.
Sui ve Tang hanedanları döneminde dahi, Çin ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret çok yoğundu. İslam'ın yayıldığı ilk dönemlerde, Müslüman tüccarlar binlerce kilometre mesafe aşarak Çin'e geliyordu. Tüccarlar, karadan eski İpek Yolu boyunca, Shule, Yutian, Qiuci ve Gaochang'dan geçip, eski başkent Chang'an'a ulaşırken; denizden ise Deniz İpek Yolu boyunca ilerleyerek, Guangzhou ve Quanzhou'ya varıyordu.
Arap tüccarların kaldığı üç şehir, hâlâ Çin'deki en eski camileri barındırıyor. Xi'an'daki Huajuexiang Camisi, Guangzhou'daki Guangta Camisi ve Quanzhou'daki Qingjing Camisi.
İslamiyet'in Xinjiang'a geliş zamanıyla ilgili kesin bir tarihî kayıt yok. Ancak, İslam'ın Xinjiang'da yayılmasının, İpek Yolu'nun açılması ve gelişmesi sayesinde olduğu hakkında tarihçiler hemfikir.
Geniş Xinjiang topraklarında, Müslüman tüccarlar ayak basmadık yer bırakmadı. O tarihlerde, Orta Asya ve Arap bölgelerinden gelen çok sayıda Müslüman, İpek Yolu ile Xinjiang'a ulaşıp, burada ticaret yapıyor ve konaklıyordu. 10. yüzyılda yaşamış Arap yazar Nedin, Mani dininden bir kralın yönettiği bir Uygur krallığı olan Gaochang'da, çok sayıda Müslüman'ın yaşadığını yazıyor. Buradan hareketle, Xinjiang'da eski İpek Yolu boyunca "vaha kentlerde", sayıca az olmayan Müslümanların yaşadığı sonucuna varılabilir.
İslamiyet'in Xinjiang'da yayılışı, Karahanlı Satuk Buğra Han ismiyle özdeşleşmiştir. Satuk Buğra Han'ın mezarı hâlâ Atuş'ta dimdik durmaktadır.
Ancak, eski İpek Yolu üzerindeki tarihî izlere bakılınca, İslamiyet'in Xinjiang'a gelişi, Satuk Buğra Han'ın İslam'ı benimsediği 10. yüzyılın başlarından daha önce olmalı.
1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra, Xinjianglı Müslümanların dinî özgürlükleri, hak ve çıkarları ile günlük ibadetleri, din ve inanç özgürlüğü politikası, anayasa ve yasalarla tamamen güvence altına alındı. Xinjiang'daki İslamî çevrelerden kişiler ve Müslüman halk, ülkelerine sadık ve dindar vatandaşlardır. Çalışkanlıkları ve zekâlarıyla, millî dayanışma ve vatanın bütünlüğü için çalışırlar.
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'nin sokaklarında dolaşırken, yeni restore edilen Yanghang Camisi, yüksek minaresiyle Han-Tanrı (Han-Tengri) Camisi ve eski Sha'anxi Camisi, bu modern şehrin göz alıcı kültürel görselliğini sunuyor.
Xinjiang bölgesinin güneyindeki geniş topraklarda, Kaşgar'daki görkemli İdgâh Camisi'ni ve Hotan'da kendine has mimarisiyle Cuma Camisi'ni görebilirsiniz. Bölgede, yanlarından geçerken gözlerinizi kamaştıran özgün mimaride birçok cami bulunuyor.
Güney Xinjiang'daki her köyde, en az bir cami ve cuma namazları için birkaç köyün paylaştığı bir Cuma Camisi bulunuyor. Bugün Xinjiang'da, toplam 23 bin 900'den fazla cami var. Bunlardan 8 bini ise Cuma Camisi. Her 400 Müslüman'a bir cami düşüyor.
1949'dan bu yana, Çin merkezî hükümeti ve Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi hükümeti, bazı önemli ve etkili camileri restore ettirdi.
1999 yılında merkezî hükümet, Urumçi'deki Yanghang Camisi, Yining'deki Beytullah Camisi ve Hotan'daki Cuma Camisi'nin restorasyonu için 7 milyon 600 bin yuanlık özel bir bütçe ayırdı.
Xinjiang'da farklı yörelerdeki büyük camilerin neredeyse hepsinin önünde bir meydan bulunuyor. Yakın zamanda, Kaşgar'daki İdgâh Camisi'nin önündeki meydan, daha etkileyici görünmesi için genişletildi. Yine yakın geçmişte, merkezî hükümet, İdgâh Camisi'nin restorasyonuna büyük bir bütçe ayırdı. Böylece cami, yepyeni ve görkemli bir görünüme kavuşuyor.
Bugün, Xinjiang'daki tüm camiler, devlet tarafından korunmak üzere kayıt altına alındı. Her camiye, bir arazi kullanım sertifikası ve tapu verildi. Ayrıca, camilere ait malvarlıkları da yasalarla korunmaya başlandı. Bazı eski camiler ve İslamiyet'e dair eski eserler de hem devlet hem de özerk bölge ve ilçe düzeyindeki tarihî eserler listesine alındı.
Örneğin, Kaşgar'daki İdgâh Camisi, Yining'deki Beytullah Camisi, Turfan'daki Emin Minaresi ve Itırlı Prenses'in Mezarı devlet düzeyinde korunan tarihî eserler listesine alındı. Son yıllarda, afetlerin verebileceği zararları önlemek için hükümet, Kaşgar'daki eski yerleşim bölgelerindeki konutları yeniledi. Millî ve dinî kültürel özelliklere sahip eski yapılar da sağlamlaştırıldı.