Mankenler niye sürekli olarak yere düşer?
Ayakkabı mağazalarının vitrinlerine bir göz atarsanız, yeni model ayakkabıların topuklarının hep yüksek olduğunu fark edersiniz... Ancak bu moda, güzellik peşinde koşan kısa boylu kızları hiç korkutmuyor... Yüksek topuğun sağlığa zararlı olduğunu kanıtlayan bazı araştırmalar yayınlansa da, bunlar ne daha uzun görünmek isteyenleri engelliyor, ne de yüksek topuklu ayakkabıların satışını düşürüyor...
Yüksek topuklu ayakkabıların, erkek tasarımcıların bayanlara işkence etmek için kullandığı bir alet olduğu söyleniyor... Ancak, son zamanlarda birçok profesyonel mankenin ardı ardına yere düşmesine yol açan modacı ise bir bayan! Bu bayan, zaman zaman moda dünyasını süprizleriyle şaşırtan Miuccia Prada...
Prada'nın 2009 ilkbahar-yaz defilesinden sonra bir manken "Sahnede çok korktum, ellerim sürekli titredi. Bunun, giydiğim ayakkabının topuklarının aşırı yüksek olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Hatta bazı kızlar korkudan ağladı" demişti.
Yere en kötü düşen ise, çiçeği burnunda manken Katie Fogarty oldu. Fogarty, podyumun ortasına geldiğinde sendeleyerek dengesini sağlamaya çalıştı, ancak başarılı olamayıp yere düştü. Fogarty, ekşimiş surat ifadesiyle yeniden ayağa kalkınca bir kez daha tökezleyerek izleyicileri terletti.
Topuk yüksekliği 13 santimetre olan bu ayakkabıların tasarımının hatalı olduğu savunuldu; ne de olsa mankenler bile bu ayakkabılarla başa çıkamadı. Ancak uzmanlar, ayakkabıların tasarımının hatalı olmadığını, kazaların mankenlerin giydiği ince çoraplardan kaynaklandığını söyledi. Bayan Prada ise, "Ayakkabılarımızı piyasaya sürmeden önce, topuklarını biraz kısaltacağız" açıklamasında bulundu.
Mankenlerin en büyük hedefi, çıktıkları defileyi sorunsuz tamamlamaktır. Ancak podyumlarda yere düşen eğitimli ve tanınmış mankenlerin sayısı da hiç de az değil... Moda çevrelerinden bir kişi "Mankenler, zaman zaman uzun eteklerine takılarak ya da topukları aşırı yüksek olduğu için veya podyum kaygan olduğu için yere düşüyorlar. Bu yıl da, yere düşen mankenlerin eline yüksek topuklu ayakkabılarını alarak kulise dönmesi gibi sahnelere tanık olduk. Bayanlar sanki gösterişli bir dış görünüş için ömür boyu mücadele ediyorlar" diye konuştu.
Ancak moda tasarımcılarının rahat düz ayakkabıları tercih etmesi gibi, birçok manken de günlük yaşamında topuklu ayakkabı giymiyor.
Şişman mankenler rağbet görmeye başlıyor
Yıllar boyunca, zayıf mankenler podyumlara hükmetti. Mankenlerin zayıf olup olmaması gerektiği konusunda insanlar iki gruba bölünür. Bir grup, bugünkü mankenleri aşırı zayıf olduğu için beğenmez ve sıkı standartlar mankenlerin sağlıklarına büyük tehdit oluşturur. Diğer grup için ise, mankenlerin figürlerine yönelik sıkı standartlar konması normal. Sadece ve sadece mükemel vücut yapısı, tasarımcıların tasarımlarını iyi sergileyebilir.
Gelgelelim, Şubat 2009'da, "LOVE" dergisi, kapak resminde vücut yapısı mükemmel olan bir güzele değil, 95 kilo ağırlığındaki İngiliz şarkıcı Beth Ditto'ya yer verildi.
Bu, şişman mankenlerin baharı geldi mi demek? Ne var ki, poydumlarda görülen birkaç şişman manken, çoğu kadının kilo verme taleplerini engelleyemez. İyimser bakımdan, bazı aşırı şişman ve kilo vermekte hayal kırıklığına uğrayan kadınlar, belki Beth Ditto sayesinde özgüvenlerini yenileyebilir. Şu an en rağbet gören şişman manken Crystal Renn, diğer alanlarda da yeteneklerini başarıyla göstermektedir. Renn, kendi yazdığı "Açlık:Bir Genç Mankenin İştahı, Hevesi ve Sonunda Tombul Vücut Yapısını Kabul Etmesiyle İlgili Hikaye" isimli otobiyografide, erken yıllarda zayıf vücut yapısını korumak için çektiği acıları anlattı. Renn'in zayıflığı korumaktan vazgeçmesinden sonra, mankenlik mesleği ise günden güne iyileşiyor ve bir gün tanınmış fotoğrafçı Steven Meisel tarafından seçilip, Dolce ve Gabbana'nın reklam fotoğraflarının ana modeli olma fırsatını buldu.
Bu şişman mankenler, belki çok uzak olmayan gelecekte, dünyada belli başlı moda dergileri tarafından kabul edilecek ve ayrımcılıktan kurtulacaklar.