NBA'de All Stars'a seçilmiş olan ABD'nin tanınmış basketbolcusu Stephon Marbury, çoğu Amerikan için Beijing'in Çin demek olduğunu, Çin'den bahsederken aklına da ilk Beijing'in geldiğini söyledi. Çin'in profesyonel basketbol ligi olan CBA'da üç yıldır basketbol oynayan olan Marbury, bu yıl Beijing takımına katıldı. Marbury: "ABD'ye gidenlerin Amerikan rüyası var, benim de Beijing'de Çin rüyam var."dedi. Marbury, işte bu rüyasıyla Çin'e geldi. Programımızda Marbury'in Beijing'deki yaşamına yakından bakalım:
"Beijing'i seviyorum, Beijing'de yaşamayı seviyorum, buradaki çocukları seviyorum, Beijing Guoan Futbol Takımı'nı seviyorum, Beijing'de metroya binmeyi seviyorum, Basketbol seviyorum."
34 yaşındaki Marbury, 15 yıl önce, yani 1996 yılındaki NBA Draftları'nda dördüncü sırada Milwaukee Bucks tarafından seçilmişti. NBA hayatında Marbury, iki defa All Stars kadrosuna seçildi ve basketbol sahasındaki bencil oyun tarzı dolayısıyla, kendisine "yalnız kurt" anlamına gelen "Lonely Wolf" lakabı takıldı. NBA'den ayrıldıktan sonra Marbury, basketbolculuk kariyerini CBA'da sürdürmeyi tercih etti. Ardı ardına Shanxi ve Foshan takımlarında oynayan Marbury, 2011 yılında başlayan yeni sezonda Beijing takımına katıldı.
İnsanlar, ilk olarak Marbury'i CBA'daki diğer yabancı basketbolculardan farklı bulmadı. Ancak daha sonra Marbury sabahleyin erken saatlerde metroyla antremana giderken veya üzerinde "Beijing" ve "Çin" gibi Çince karakterler bulunan kıyafetlerle, insanlar Marbury'nin çok özel ve tatlı bir insan olduğu düşünmeye başladı.
Marbury'nin Beijing'deki yaşamı zaten çok rahat. Boş zamanlarda, ev yakınlarındaki Wangfujing Ticaret Caddesi'ni dolaşır, mutfak alıveriş yapıp erkek kardeşiyle evde yemek pişirir. Bazen de Beijing'in örf ve adetlerini tanımak için Nanluoguoxiang isimli bir tarihi sokaka gider veya Beijing'in canlılığını görmek amacıyla Sanlitun barlar caddesine gider. Kısacası, Beijing'in en sıradan yerlerinde Marbury'ye rast gelmek muhtemeldir. Marbury, Beijing'deki yaşamı konusunda şöyle konuştu:
"Çin'in başkentinde yaşarken, sanki çocukluğumu yeniden yaşamışım gibi hissederim. Beijing'de basketbol oynamak gerçekten çok harika bir deneyim benim için. Bu nedenle kendime bir lakap verdim: Beijing erkeği."
Marbury'in üç çocuğu var. İki kızı hep ondan fazla yaşlarında ve en küçük çocuğu, altı yaşındaki bir erkek. Oğlunu Beijing'e de getiren Marbury, oğlunun büyüdükten sonra CBA'da basketbol oynamasını istiyor. Marbury, on yıl sonra, CBA'in dünyanın en iyi basketbol liglerinden biri olacağını söyleyerek, bu nedenle Çin'e yerleştirip Çin'i ikinci evi yapmak istiyor. Marbury şunları söylüyor:
"Buradaki kültüre yavaş yavaş alışmaya başladım. Çin'i seviyorum. Çünkü Çin bana çok şey verdi. Verdiklerinden faydalanırken, ben de Çin'e karşılık vermek istiyorum."