FİYAP Başkanı
Çin'e hoş geldiniz. Çok kısa birkaç soru sormak istiyorum. Film haftası hakkında bizi biraz bilgilendirebilir misiniz?
Türk sinemasının yedi filmiyle Çin sinemasını ve Çin halkını tanıştırmak istiyoruz. Bu yedi filmin içinden bu akşam Veda filmi var. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan bir film. Çin'de de Atatürk'e olan ilgiyi biliyoruz. Bu nedenle bizim liderimizin Veda filmiyle bu akşam Çin halkını tanıştırmak istedik. Diğer filmlerimiz içinde de New York'ta Beş Minare filmi var, Romantik Komedi var, Deniz Gelen adlı film ve üç filmimizle daha buradayız.
Çin'de ders kitaplarında Atatürk'ü sadece fotoğraflarından tanıma fırsatı bulmuştum ama bu filmde hakiki bir lider ve bir insan olarak Atatürk'ü tanıma fırsatı buldum. Bunu belirttikten sonra şunu sormak istiyorum: Gala gecesinde neden Veda filmi tercih edildi?
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Çin halkı tarafından sevildiğini bildiğimiz için, bu filmi özellikle sizlerle tanıştırmak istedik. İki toplum arasındaki ilişkilerde, liderlerin de çeşitli özellikleriyle benzediğini biliyoruz. Bu nedenle Veda filmi, sizin de belirttiğiniz gibi ders kitaplarından daha önce tanınması nedeniyle de bizim için heyecan verici birşey. Çin halkına Atatürk'ü anlatmanın önemli bir sinema başlangıcı olduğunu düşünüyorum.
Bu film haftasıyla beraber Türk ve Çin sinemacılar birbirleriyle işbirliği yapma imkanı buldular ve Çinli seyirciler Türk kültürünü ve halkını daha iyi tanıdılar. Gelecekte bu yönde hangi planlarınız var?
Biz geçen sene Çin film haftasını Türkiye'de yaptığımızda şunu gördük, Türklerle Çinliler arasında ortak kültürün çok yoğun olduğunu ve yaşam tarzlarının çok benzer olduğunu gördük. Bu filmlerle, iki halkın da bu kültürel yakınlığı daha iyi görmesini ve kaynaşmasını sağlayacağız. Önümüzdeki dönemde de Çin-Türk ortak yapımları ile iki halkın ortak kültürüne hizmet etmek istiyoruz.
Türkiye, Çin'le ortak bir film çekmek istiyor ve filmin arka planında tarihi İpek Yolu olacak. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Tarihi İpek Yolu uzun yıllar bütün kültürleri taşıyan bir araçtı. İpek Yolu'nun bu tarihsel değerini sinema yoluyla çok iyi anlatabileceğimizi düşündüğümüz için, İpek Yolu belgeseli ile iki toplumun kaynaşmasını sağlayacak çalışmalara başladık. Şu anda senaryo çalışmasındayız. Bu yıl içinde başlayacak duruma geliriz diye düşünüyorum.
Büyükelçi
Bu film haftasıyla beraber Türk ve Çin sinemacılar birbirleriyle işbirliği yapma imkanı buldular ve Çinli seyirciler Türk kültürünü ve halkını daha iyi tanıdılar. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyim?
Tabi memnuniyetle. Öncelikle bu film haftası, her iki ülkenin devlet kurumlarının desteğiyle yapılan ilk film haftası. 40 yıllık ikili ilişkilerimizin kutlandığı bu yılda böyle tarihi bir olayda yaşıyoruz. Sorunuzdaki unsurlara katılıyorum, gerçekten filmler insanları birbirine yaklaştırıyor. Bir film, o ülkenin insanlarının heyecanlarını, duygularını, düşüncelerini, hayallerini, beklentilerini anlatıyor. O nedenle Türk filmleri de bu mesajı Çinli seyircilere getirdi. Bunun benzerini de Türkiye'de yapmıştık, Çin filmleri Türkiye'de gösterildi. Biz bu tip faaliyetlerin artmasını istiyoruz. 40 yıllık bir süreçte ilk kez bunu yapıyor olmamız bir bakıma üzüntü verici. Çok daha sık yapmamız gerekirdi ama genellike özel sektör mensuplarının bu tip faaliyetler gerçekleştirdiğini biliyoruz. Çok ufak çaplı, üniversite öğrencileri buna benzer şeyler yaptılar. Ama bu Türkiye Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin ortaklaşa düzenlediği bir program. O yüzden tabi çapı da çok farklı. Buraya gelen filmler 2009 ve 2010 yılının filmleri. Yeni filmler ve Türkiye'de çok popüler olan filmler. O nedenle ümit ediyoruz ki Çinli sinemaseverler de bu filmleri beğenirler ve Türkiye'ye olan ilgileri artar. Bu sayede insandan insana temasın da yoğunlaşacağını umuyoruz. Turizme de katkı sağlayacağını düşünüyoruz. O nedenle bu etkinliğe çok önem veriyoruz. Tabi bu etkinliğin iki ayağı var, birincisi Pekin bölümü, daha sonra bu filmler Şangay'a gidecek.
Türkiye, Çin'le ortak bir film çekmek istiyor ve filmin arka planında tarihi İpek Yolu olacak. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Bu yeni bir proje. Biz bunu bir süredir düşünüyorduk, nasıl ortak bir film yaparız diye. Bu artık gerçeğe dönüşmek üzere. Burada İpek Yolu'nun ayrı bir önemi var, bunu da size şöyle özetleyeyim: İpek Yolu, Türk ve Çin halkları arasında her zaman bir bağlantı yolu olmuş. Bu yol, bugünkü teknolojiyle ifade edersek bir "fiberoptik" gibi. Günümüzde nasıl süratli iletişim için fiberoptik ağlar kuruluyor, o zamanda bunun karşılığı İpek Yolu'ymuş. İpek Yolu'nun önemini şimdi daha iyi anlamalıyız. Bu yolun iki ülke ilişkilerine sağlayacağı çok katkı var. Çünkü bu yol sadece ticari ürünlerin taşındığı bir yol olmamış. Düşünce, felsefe, din, teknik gibi aklınıza gelecek birçok şey bu yol üzerinde gidip gelmiş. O nedenle şimdi o yola tekrar bakmamız lazım. Bu yol vesilesiyle ortak noktalarımızı tekrar keşfetmemiz lazım. Çok önem veriyoruz bu projeye ve ümit ederim çok ilginç bir yapıt çıkar sonunda. Çalışmalar yeni başladığı için çok fazla detay veremiyorum.
En sevdiğiniz Çinli yönetmen ve oyuncuların isimlerini söyler misiniz?
Bu soruyu bana dünkü basın toplantısında da sordular. Ben başarılı yönetmen ve oyuncuların isimlerini vermekten çekiniyorum, çünkü Çin'de geçen sene yapılan 588 adet film var. Bunların hepsini elbette izleyemedim ama çok sayıda film izledim ve bunların hepsi çok başarılı. İsim vermem gerekirse Sacrifice / Fedakarlık çok başarılı bir film. Geçen sene Çin Radyo Televizyon Müdürlüğü'nün yaptığı Bodyguards and Assassins filmi vardı. Bu filmde mesele bütün oyuncu kadrosu çok kuvvetliydi ve yönetmen çok iyidi. O nedenle isim vermekten kaçınıyorum, hepsi çok başarılı çünkü.
FİYAP Başkanı'nın Asistanı
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Film Yapımcıları Meslek Birliği'nde çalışıyorum. Bu etkinliği organize edenlerden birisiyim. Adım Aslı Altaş. Daha önce Ankara ve İstanbul'da Çin film heyetini ağırladık ve Çin Film Haftası yaptık. Bu haftada yedi tane birbirinden güzel Çin filmini Türk sinemaseverlerle buluşturduk. Bugün de burada Çin Radyo Televizyonu tarafından ağırlanıyoruz. Şimdi de Türk sinemasını Çinli sinemaseverlerle buluşturuyoruz.
Türkiye, Çin'le ortak bir film çekmek istiyor ve filmin arka planında tarihi İpek Yolu olacak. Bu konuda bilgi verir misiniz?
İpek Yolu, iki ülkenin de tarihinde çok önemli. Bizi ticari ve kültürel olarak birbirimize bağlayan bir yol. Bugün bunu tekrar hatırlayıp, bu tarihi yol üzerinden bir aşk öyküsü anlatmak istiyoruz. Ama içinde tarihi öğeler bulunsun ve gerçek bilgiler olsun istiyoruz. Böylece iki toplumun birbirine yaklaşmasını arzuluyoruz. Proje böyle şekillendirilecek.
Çin'de en sevdiğiniz oyuncu ve yönetmenler kimler?
İsimleri doğru telaffuz edemeyebilirim ama Hu Mei'yi şahsen tanıyorum. Walking to school filminin yönetmeni, onu da tanıyorum, ikisini de çok seviyorum. Filmleri de çok güzeldi. Bu iki ismi de Türkiye'de ağırladık. Hero filminin yönetmeni jan yimo da çok başarılı. Umarım bu festivaller sayesinde birbirimizin oyuncularını ve kültürünü daha iyi tanıyacağız.
Bu festival iki ülkenin sinema çevresini buluşturacak ve temas kurmalarını sağlayacak. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Ülkeler arasında paylaşım olması kültürel anlamda çok önemli. Bu ilişkiler çerçevesinde daha fazla yol katedebiliyoruz. Bir ortak yapım fikri doğdu mesela, bunu geliştirme şansımız oldu. Çin'e geldik, burada projeyi nasıl ilerletebileceğimizi öğreniyoruz. Türkiye'ye gelen heyeti de muhataplarıyla görüştürüyoruz. Dünyada işler hep network üzerinden yürüyor. Bizim amacımız da Çin'le bu network'ü sağlamak ve başarılı yapımlar ortaya çıkarmak. Bugün dünyanın her yerinde Amerikan, Türk veya Çin'in içinde olduğu ortak yapımlar var. Neden Türkiye ile Çin arasında bir ortak yapım olmasın ve bizler bunu izlemeyelim. Bunu yapabiliriz, çünkü her iki ülkenin izleyicisi de kendi yerel öğelerini izlemeyi seviyor. Çinliler Çin sinemasını izlemeyi seviyor, Türkler Türk sinemasını izlemeyi seviyor, ortak konular iki tarafı da mutlu edecektir.
Oyuncu Mert Yavuzcan
Çinli sinemaseverlere kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Tabi. İsmim Mert Yavuzcan. Şehir Tiyatroları oyuncusuyum. İstanbul'dan geliyorum. Bu festivale Romantik Komedi filmiyle katılıyorum. Çin halkını filmlerimize davet ediyorum. Gerçekten Hong Kong inanılmaz bir şehir. Çok mutluyuz burada olmaktan. Bütün tarihi yerleri gezmek için sabırsızlanıyoruz.
Özellikle hangi tarihi yere gitmek istiyorsunuz?
En başta Çin Seddi ve Yasak Kente gitmek istiyoruz. Keşke vaktimiz olsa da bütün Çin'i gezebilsek, çünkü o kadar inanılmaz ve muazzam bir ülke ki. Gerçekten burada olmaktan çok memnunuz.
Çin hakkındaki düşünceleriniz bizi çok etkiledi… En sevdiğiniz Çinli yönetmen ve oyuncular kimler?
Bütün oyuncu arkadaşlar çok başarılı, isim söyleyip kimseyi rencide etmek istemem. Uluslar arası çaptaki yönetmenlerinizin hepsi çok başarılı.
Bu festival iki ülkenin sinema çevresini buluşturacak ve temas kurmalarını sağlayacak. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Türk Filmleri Haftası bence çok güzel bir başlangıç olacak. Özellikle Çinli sinemaseverlerle Türk sinemaseverlerin buluşması sağlanmış olacak. Film sektörleri arasında bir köprü oluşmuş olacak. Umuyorum ki bu önümüzdeki senelerde daha da gelişecek ve birlikte daha da kolektif işlere imza atacağız.
Büyükelçi'nin Konuşması
Öncelikle bu akşam burada bir araya gelmemizi sağlayan Çin Halk Cumhuriyeti'nin Televizyon, Radyo ve Film Yönetimi'nin ileri gelenlerine teşekkür etmek istiyorum. Çok tarihi bir günde bir aradayız. Çünkü bu, iki ülkenin devletlerinin desteğiyle ortaya çıkmış bir oluşum. Ve bugünlerde iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlangıcının 40. yılını kutluyoruz. Tabi ülkeler arasındaki ilişkileri düşünürken, insanlar arasındaki ilişkileri de unutmamız gerekiyor. Diplomatik ilişki dediğimiz zaman aslında son derece subjektif bir kavramdan bahsediyoruz ama ilişkiler insandan insana bir ilişkiye dönüşürse bir mana ifade eder. Sinema apayrı bir boyutu beraberinde getiriyor. Çünkü film, çekildiği ülkedeki algıları, korkuları, düşünceleri ortaya koyan bir kanal. Sayın La'nın konuşmasında belirttiği gibi filmler insanları birbirine yaklaştırıyor. Çin'in Türkiye'de yaptığı başarılı gösterimin bir benzerini biz de burada yapmak istiyoruz. Bugün salonda gördüğümüz kalabalık, Türk filmlerine yoğun bir ilgi olduğunu gösteriyor ve bundan çok büyük memnuniyet duyuyoruz. Tarihi olarak Türkler ve Çinliler birbirlerini çok eski zamanlardan beri tanıyan topluluklar. Çinliler, Türklerin ilk komşularıydı. Bu bağlantı zaman içinde koptu ve sonra İpek Yolu ile bir ölçüde düzeltildi. Biz şimdi modern çağda sanat üzerinden bu bağlantıyı tekrar kuruyoruz. Aramızda Türk sinemasının genç ve başarılı temsilcileri var. Kendileri Türkiye'de son derece popülerler. Bu etkinlik Türkiye'de olsaydı herhalde kendilerinden imza almak için bekleyen insanlardan dolayı benim konuşmama pek fırsat kalmazdı diye düşünüyorum. Bu bağlamda FİYAP Başkanı sayın Gültekin Bey'e çok teşekkür ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı'mızın bir yetkilisi de burada, onların gayretleriyle biz bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Tabi Çin makamlarının desteği olmasaydı da bu etkinlik olmazdı. Bu bir takım oyunu. Herkesin bir araya gelip gayret göstermesi önemli bir etken. Ümit ediyorum buna benzer faaliyetleri daha sık görürüz. Sizler buraya beni dinlemek için gelmediniz, film izlemeye geldiniz. O nedenle sözlerimi bitirmek istiyorum. Ama son bir şeyi hatırlatmak da yarar görüyorum. Bu akşam seyredeceğiniz film bizim için çok önemli bir film. Çünkü Türkiye'nin kurucusu ulu önder Atatürk'e dayanan bir film ve gerçek bir hikâyeye dayanan bir film. Umarım sizler de bu filmi bizim kadar zevk alarak seyredersiniz. Tekrar teşekkür ediyorum. Xiexie.
FİYAP Başkanı Konuşma
Değerli konuklar, sinemaseverler, Türkiye Cumhuriyeti Pekin Büyükelçisi Murat Esenli Bey'e ve Çin Halk Cumhuriyeti'nden yetkililere hoş geldiniz diyorum. TC Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü'nün katkılarıyla, FİYAP olarak Çin Ulusal Radyo Film ve Televizyon Genel Müdürlüğü'nün ev sahipliğinde sizlerle bu gecede buluşmaktan büyük mutluluk duymaktayım. Geçtiğimiz yıl Ankara ve İstanbul'da Çin Film Haftası'nı işbirliğiyle gerçekleştirdik ve birbirinden güzel Çin filmlerini Türk sinemaseverlerle buluşturmayı sağladık. Çin'den gelen heyeti misafir etmenin onurunu yaşadık. Biz de 20-27 Mayıs günlerinde bu film haftasının bir benzerini Çin'in konukseverliği sayesinde düzenlemek istedik. Böylece Türk sinemasının son dönemindeki başarılı filmlerinden oluşan bir seçkiyle sizlerin karşısına çıkma fırsatı bulduk. Bu sene iki ülke arasındaki ilişkilerin 40. yılı olması nedeniyle bu etkinlik bizler için aynı zamanda bir kutlama anlamı taşıyor. 2011 yılının Tavşan Yılı olması nedeniyle iki ülkeye de şans getireceğine inanıyorum. Ülkelerimiz uzak mesafelerde olsa bile geçmişe dayanan güçlü bir bağımız var. Sinema sanatının iletişim gücünü kullanarak bu bağı güçlendirmek istiyoruz. Çünkü sinemanın, toplumların dileklerini, acılarını, mutluluklarını, kültürlerini en kısa sürede çok sayıda insana aktarabilme gücü var. Sinemanın gelişimi Türkiye ve Çin'de benzer bir gelişim göstermektedir. Çin sineması hacim olarak Türk sinemasından daha büyük olmakla beraber son yıllardaki gelişim pek çok açıdan benzemektedir. Dünya genelinde izleyicilerin Amerikan yapımları dışındaki filmlere ilgi duyma oranları çok azdır. Yerli ülkelerin Pazar payı sıralamasında Çin beşinci ve Türkiye altıncı sırada yer almaktadır. Ayrıca her iki sinemada dünyada büyük ödüller alma yolunda ilerlemektedir. Ancak neden kendimizi daha iyi anlatan yapımlarla tanıtmıyoruz. Biz geçen yıl Hu Mei'nin Konfüçyüs filminden ve diğer yapımlardan çok etkilendik. Biz de bu yıl sizlere büyük önder Atatürk'ün öyküsünü anlatmak istedik. Birazdan izleyeceğimiz gala filmi de Atatürk'ün dehasını ve dünya görüşünü anlatmaktadır. Filmin yazarı ve yönetmeni Zülfü Livaneli bugün aramızda olmak istedi ama yoğun programı nedeniyle bu haftaya katılamadı. Kendisi benden sizlere sevgi ve saygılarını iletmemi istedi. Festival süresince Türk sinemasının değerli sanatçıları bu etkinliğe katılmaktan mutluluk duydular. Kozmoz filminin oyuncusu sayın Sermet Yeşil ve Romantik Komedi filminin oyuncusu Mert Yavuzcan aramızda yer alıyor. Sözlerimi çok uzatmadan sonuca gelmek istiyorum, birazdan biz Türkleri daha iyi tanıyacaksınız. Atamızın öyküsünü sizlerle paylaşacağız. Tıpkı Konfüçyüs filminde sonra bizim kendimizi size daha yakın hissettiğimiz gibi. Karşılıklı sevgimiz büyüyecek. Bu sinemanın gücüdür. Biz FİYAP olarak bu gücü kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki yıl Türkiye'de Çin Yılı olacak ve sonraki yıl Çin'de Türk Yılı olacak. Sinema ile bu etkinliklerimizi arttırmak ve gelenekselleştirmek istiyoruz. Çünkü bugünün sinema düzeninde talep yaratmak için devamlılığa ve devletlerimizin teşvikine inanıyoruz. Bu film haftasından dolayı bir kez daha Çinli yetkililere, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ve Pekin Büyükelçiliğimize teşekkür etmek istiyorum. Sinemanın büyüsü sayesinde tanışma fırsatı bulduğum ve bizi mükemmel bir şekilde ağırlayan Çinli dostlarıma da teşekkür etmek istiyorum. Sinema hayatımıza sandığımızdan daha fazlasını katıyor ve dünyanın öbür ucundan arkadaşlar edinmemizi sağlıyor. Bu arada ben Bülent Bey'e de bize sağlamış olduğu katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Çin ve Türkiye arasındaki dostluğun büyümesi ve baki kalması dileğiyle hepinize sevgilerimi sunuyorum.
