Beijing'deki bir sanat okulunda öğrenim gören Chen Yaqian, boş zamanlarında bir İngiliz haber kanalını izleyerek dünyada meydana gelen olaylar hakkında bilgi alıyor. Bir gün, Chen'in dikkatini bir haber çekti.
"Japonya'da yapılan resmi istatistiklere göre, Japonya'nın 2010 yılındaki Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında kaydedilen büyüme oranı, yüzde 3.9'u bularak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Fakat bu oran, Çin'in yüzde 10.3'lük büyümesinin çok altında kaldı. 2010 yılında Japonya'nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 5 trilyon 474 milyar ABD Doları olurken Çin'inki 5 trilyon 879 milyar doları buldu. Bu, dolar bazında hesaplanınca, Çin'in Japonya yerine geçerek dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldiğini gösteriyor."
Chen Yaqian bu haberi duyunca çok şaşırdı.
"Çok şaşırdım. Bu, büyük bir atılım. Bildiğim kadarıyla Japonya, büyük ekonomisi olan bir ülkedir, ekonomik açıdan güçlü bir ülkedir."
20 yıldan fazla süre önce başlatılan reform ve dışa açılma girişimi, dev bir gemi olan Çin'i, hızla ekonomik gelişme rotasına soktu. Günümüzde Çin, dünyanın en çok ihracat yapan, en fazla döviz rezervine sahip olan ve en fazla otomobil üreten ülkesi oldu. Çin Uluslararası Sorunları Araştırma Enstitüsü'ne bağlı Ekonomik Diplomasi ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Başkanı Jiang Yuechun'a göre Çinlilerin, ülkelerinin dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü haline gelmiş olması gerçeğini benimsemeleri gerekiyor.
"Çin'e birçok güzel unvan verildi. Bunlar, Çin'de reform ve dışa açılma siyasetinin uygulanmaya başlamasından beri sağlanan başarılar. Bu bir gerçektir. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla açısından Çin, Japonya'yı geride bıraktı. Bu da bir gerçektir."
Üç yıl önce Çin, arz ve talep toplamı bakımından Almanya'yı geçerek dünyada ilk üçe girdi. O zaman Çinliler çok heyecanlandı ve ekonomik güç olarak Japonya'yı ne zaman geride bıakacaklarını düşünmeye başladı. Bu rüya birdenbire gerçekleşince Çinliler, Almanya'yı geçtikleri zamanki kadar heyecanlanmadı. Vatandaşlar ve hükümet, bu gerçeğe "sükûnetle" yaklaştı. Çin Devlet İstatistik Müdürü Ma Jiantang, 2010 yılında Çin'deki ekonomik işleyiş hakkında iki ay önce bilgi verirken, Çin ekonomisinde hâlâ mevcut olan sorunları şöyle açıkladı.
"Bizim gelişme tarzımız nispeten basit. Ekonomimizin yapısının iyileşmesi gerekiyor. Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızda birim başına tüketilen enerji, su ve kaynaklar nispeten yüksek. Ekonomik gelişme kalitesi bakımından birçok iş yapmamız gerekiyor."
Birçok Çin vatandaşı kendi günlük yaşamlarında ülkelerinin "dünya ikincisi" olmasından pek sevinç duymadı. Chen Yaqian'ın gözüyle, son iki yıl içinde fiyatı yükselmeyen hemen hemen hiçbir mal kalmadı. Ayrıca konut fiyatlarının sürekli yükselmesi, Chen'in kendisine ait bir eve sahip olma rüyasının gerçekleşmesini epeyce zorlaştırdı.
Uzun zamandır Çin ekonomisiyle ilgili araştırmalar yapan uzmanları en çok ilgilendiren konu, Çin ekonomisindeki sağlıklı ve nispeten hızlı gelişmenin nasıl gerçekleştiği oldu. "The Economist Group"un Çin baş temsilcisi Xu Sitao verdiği demeçte, ekonominin ihracata dayanarak gelişmeye devam etmesinin, Çin açısından giderek daha zor olacağını, artık gelişme tarzını değiştirme zamanının geldiğini söyledi.
"Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, aslında dışa açılma bakımından artık Japonya'yı geçti. Çin mallarının gelişmiş ülkelerin pazarındaki payı, Japonya'nın zirveye ulaştığı dönemindeki payını aştı. O bakımdan, bence Çin'in, yurtdışındaki pazarlara dayanarak ekonomiyi daha önceki kadar yüksek hızla geliştirmesi zor görünüyor. Çin açısından ekonomik gelişme tarzını değiştirmekten başka seçenek kalmadı."
Çin Uluslararası Sorunları Araştırma Enstitüsü'ne bağlı Ekonomik Diplomasi ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Başkanı Jiang Yuechun, arz ve talep toplamının Japonya'yı geçmesinden sonra Çin'in, Japonya'nın daha önce karşılaştığı sorunlarla yüz yüze geldiğini söyledi.
"Japonya dünyanın ikinci büyük ekonomisi olma konumunu uzun zamındır koruyordu. Bu dönemde, Japonya ile ABD arasında ekonomi alanında sürekli olarak sürtüşmeler çıktı. Bundan, gelecekte Çin ile ABD arasında da ekonomi ve ticaret alanlarında anlaşmazlıkların giderek artabileceği tahmin edilebilir."
Chen, okulundan mezun olduğu zaman Çin ekonomisinin daha iyi olmasını ve kendi resim fırçasıyla daha mutlu ve güzel yaşam resmi yapabilmeyi umuyor.