Çin Ulusal Halk Meclisi ve Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı'nın her yıl Mart ayının başlarında düzenlenen yıllık toplantıları önemli siyasi faaliyetler olarak her zaman iç ve dış kamuoyunda büyük ilgiyle izleniyor. Bu yıl söz konusu iki önemli toplantı sırasında muhabirimiz Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Ulusal Komitesi daimi üyesi ve Çin İslam Derneği Başkanı Chen Guangyuan'la söyleşi yaptı.
Dua okuyarak kıyam, rüku, sücut ve kıraat etmek bir Müslüman'ın her gün yerine getirmesi gereken görevleridir. Çin Ulusal Halk Meclisi ve Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı yıllık toplantıları sırasında toplantılara katılan Müslüman delegeler namaz kılabiliyorlar mı diye sorabilirsiniz. Dernek Başkanı Chen Guangyuan şunları anlattı:
"Her gün beş vakit namaz kılmak bir Müslüman için olmazsa olmaz bir vazifedir. Bu nedenle toplantılar sırasında dini faaliyetler normal şekilde sürüyor. Müslüman delegelerin namaz kılmaları için her şey hazırlandı."
İslamiyet, Çin'e M.S. 7. yüzyılın ortalarında Arap ülkelerinden geldi, yani Çin'de 1300 yıldan fazla geçmişe sahip. Çin'in batı kesimindeki Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi ve Ningxia Hui Özerk Bölgesi ile Gansu ve Qinghai eyaletlerinde yaşayan Müslümanlar, ülkedeki Müslüman nüfusun yüzde 70'ini oluşturuyor. Çin'in büyük kentlerinde de Müslümanlar yaşıyor. Sadece başkent Beijing'de 250 bin Müslüman yaşıyor, başkentte yaklaşık 2 bin Müslüman lokantası ve 70'den fazla cami bulunuyor.
Mısır'dan gelen Ahmet Bey 6 yıldır Çin'de yaşıyor. Ahmet Bey, bir Müslümanın yabancı bir ülkeye geldiğinde öncelikle birincisi namaz kılınacak yer olup olmadığı, ikincisi de helal gıdaların satıldığı yer olup olmadığı olmak üzere iki konuya dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Ahmet, Çin'de bir Müslüman için beslenme, konaklama ve ibadet konularında büyük kolaylıklar bulunduğunu ifade etti. Ahmet Bey şunları söyledi:
"Sadece Beijing'de değil, Çin'in tüm kentlerinde Müslüman lokantalarına rastlamak mümkün. Helal gıdalar da sadece Müslüman lokantalarında değil, bütün marketlerde bulunabiliyor. Burada yaşamaktan çok mutluyum."
Çin İslam Derneği, 1952 yılında kuruldu. Dernek, farklı etnik gruplara mensup Müslümanların yasal hak ve çıkarlarını koruyor Çin hükümetinin din ve inanç özgürlüğü politikasını tanıtıyor ve İslamiyet'le ilgili faaliyetler düzenliyor. Çin İslam Derneği ayrıca din eğitimi veriyor, din personeli yetiştiriyor, İslamiyet'le ilgili tarihi ve kültürel mirasları derliyor, İslamiyet kültürüyle ilgili akademik araştırmalar yapıyor. Dernek Başkanı Chen Guangyuan bu konu hakkında şunları söyledi:
"Derneğimiz birçok çalışma yaptı. Örneğin personel yetiştirme, Kur'an-ı Kerim yayınlanma, cami inşa etme ve hacca gitme gibi alanlarda birçok iş yaptık. Hacca gidenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Daha önce hacca gidenlerin sayısı onlarla ifade ediliyordu. Geçen yıl ise 13 binden fazla Çin vatandaşı Müslüman hacca gitti. Bu kişiler, dünyanın dört yanından gelen Müslümanlarla temaslarda bulunarak aralarındaki dostluğu arttırdı."
Ancak Başkan Chen, bazı yabancı ülkelerde yaşayan Müslümanların, Çinli Müslümanlar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığına, hatta din ve inanç özgürlüğü konusunda kuşku duyduklarına işaret etti. Bazı yabancı Müslümanlar acaba Çin'de cami var mı, Helal gıdalar nasıl diye sorarak kuşkularını dile getiriyor. Çin İslam Derneği son yıllarda dış temasları yoğunlaştırarak diğer ülkelerdeki Müslümanlarla arasındaki dostluğunu arttırdı. Başkan Chen, her yıl bazı İslam ülkelerini ziyaret ediyor. Chen, Ocak 2011'de Türkiye ve Yemen'i de ziyaret etti.
"Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in davetlisi olarak Türkiye'yi ziyaret ettik. Türkiye'de yaşayanların yüzde 99'u Müslüman. Eski bir uygarlığa sahip olan Türkiye'de çok dostça karşılandık. Yemen'i de ziyaret ettik. Yemen, Çin'in iyi bir dostu. İki ülkenin halkları ve Müslümanları arasında derin duygular bulunuyor. Bu ziyaretler Çin ile Türkiye ve Yemen arasındaki dostluğun arttırılmasına ve duyguların derinleştirilmesine katkıda bulundu."
Çin'in toplumsal ve ekonomik kalkınmasıyla birlikte, özellikle ülkenin batı kesiminin kalkındırılması stratejisinin uygulanmasıyla, Çin'de yaşayan Müslümanlar, özellikle de batı kesiminde yaşayan Müslümanlar daha çok fırsatla karşı karşıya geliyor.