CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Protokole önem veren ve misafirperver etnik grup: Huiler
  2010-09-27 11:30:38  cri

Huiler, dürüst, içten, protokole önem veren ve misafirperver bir etnik gruptur. Geçen haftaki Kültür ve Yaşam programında sizlere Huiler hakkında genel bir bilgi vermiştik. Bugün Huileri tanıtmaya devam edeceğiz.

Huiler birbirleriyle karşılaştıklarında mutlaka selâmlaşır. Birisi "Selam Aleyküm" der, diğeri ise "Aleyküm selâm" diye cevaplar. Bu dini protokol, Tang Hanedanı döneminde, Arap ve Farslılar tarafından Çin'e getirildi. Zamanla bu dini selâmlaşma, Huilerin günlük yaşamındaki normal selâmlaşma sözcükleri haline geldi. Ningxia, Gansu ve Qinghai gibi bölgelerdeki Huiler birbirleriyle karşılaştıklarında sadece "Selâm" derler.

Huilerin selâmlaşmasında bazı kurallar vardır. Genellikle gençler önce yaşlılara selâm verir. Bir Hui vatandaşı bir imamla karşılaşırsa, önce imama "selâm" verilir. Misafir evsahibine, giden kalana, at kullanan yürüyene, erkek kadına, koca karısına ilk selamı verir. Kuzeybatı kesiminde az sayıdaki yörede ise önce kadınlar kocalarını selâmlar.

Huiler selâmlaşırken, aynı zamanda el sıkışır. Bazı Huiler ise selam verirken sağ elini göğüsüne koyar ve öne doğru hafifçe eğilir. Bunun amacı, karşı tarafa yüreğinden saygı göstermektir. Bazı bölgelerdeki Huiler selâmlaşırken, sağ elleriyle el sıkışmanın yanı sıra, sol elleriyle de karşı tarafın sağ kolunu tutarlar. Bu, iki kişi arasında yakın bir ilişki bulunduğu anlamına gelir. Eğer birisi yolculuk sırasında tanımadığı bir Hui ile karşılaşır ve ona selâm verirse, bu kişinin de Hui olduğu hemen anlaşılır, istediği yardımı alır.

Huiler, selâm verirken baş sallama gibi davranışları kabalık olarak görür. Bir genç yaşlıları görünce selâm vermezse kabalık yapmış olur ve eleştirilir. Başkasının selâmına karşılık vermeyenler de kaba davranmış kabul edilir.

Huiler, müslüman olmayan diğer etnik gruplara mensup kişilerle karşılaştığında "selam" demez, sadece el sıkışır. Hui etnik grubuna mensup bir erkek bir Hui kadınıyla karşılaştığında sadece "selâm" der ama el sıkışmaz.

Huiler'in karşılaşırken söylediği "selâm" sözcüğü, vedalaşırken de kullanılır. Memleketten uzak bir Hui ailesi ve yaşlı yakınlarına mektup yazarken mektupa da "selâm" yazar.

*

Huiler, misafirperver insanlardır. Eve bir misafir gelince evsahibi mutlaka kapı dışına kadar çıkıp onu karşılar. Misafir oda içine girerken evsahibi onun için kapının perdesini açar, misafiri buyur eder. Misafir oturunca evsahibi hemen çay demler, yemek hazırlar.

Bir Hui evsahibi misafirine "çay içer misiniz", "yemek yediniz mi" veya "size yemek hazırlayayım mı" gibi sözler söylemez. Ekonomik durumu iyi olmayan bir Hui vatandaş bile, misafir gelince, en basitinden un ve yumurta ödünç alır ve misafire güzel bir ikramda bulunmaya çalışır. Sofra hazırlanırken, evsahibi oturup misafire eşlik edip birlikte yemez, sadece ayakta durup misafiri yemeğe davet eder, boşalan kâsesine yemek ekler.

Huiler yemek yerken, yemeğe önce yaşlılar başlar. Diğerleri ancak onlar ilk lokmayı aldıktan sonra yemeğe başlayabilir. Yemek masasında kaba sözler söylemek yasaktır. Yemeklerin güzel olmadığı söylenmez, kâsedeki yemekler karıştırılmaz. Börek gibi unlu yemekler bölündükten sonra kalan parçası zorla başkasına yedirilmez. Su yudum yudum, yavaş yavaş içilir. Sohbet ederken Huiler dalgın dalgın davranmaz, bıyık ve yüzükleriyle oynamaz, dişlerini, burnununu karıştırmaz; başkasının önünde tükürmez ve burnunu silmez, gerinmez ve esnemez. Hapşırmak zorundaysa da mutlaka eliyle ağzını kapatır.

Bir Hui vatandaşı, başkasıyla sohbet ederken karşı tarafın sözlerini titizlikle dinler, sık sık sözlerini tekrarlamak istemez, başkasının sözlerini kesip kendi tutumunu açıklamaz. Ayrıca kompliman yapmak küçümsenen bir davranıştır.

Bir Hui evsahibi misafiri uğurlarken misafirin kalmasını birkaç kez talep eder. Misafir yine de gitmeye karar verirse, evsahibi misafiri kapıya kadar geçirir.

Bir Hui vatandaşı yolculuğa çıkmadan önce anne babasından izin alır, izinsiz gitmez. Yolculuğu bitince ve eve gelince mutlaka seyahatta gördüklerini ve duyduklarını anlatır. Bu uygulamada amaç, hem anne babasına bir merhaba demek, hem de yolculuğu hakkında onları bilgilendirmektir.

*

Huilerin evlilik geleneği de tarih boyunca bazı değişimlerden geçerek kendine has özelliklere kavuştu. Huilerin evliliğe yaklaşımı, koşulları ve biçimleri Hui etnik grubuna ait özgün özellikleri yansıtıyor.

Huiler, evliliği aile oluşturma ve soy yaratmanın temeli olarak görüyor. Yetişkin erkek ve kadının evlenmesi normal, çocuk doğurmak için evlenmesi de sünnet kabul ediliyor. Bu nedenle Huiler arasında evlilik teşvik ediliyor, hayat boyunca evlenmemeye karşı çıkılıyor.

Hui etnik grubu, cinsel riyazete ve evlenmemeye karşıdır. İmam olsun, sıradan müslüman vatandaş olsun Huiler genellikle evlenir.

Huilerin evlenmek için katı koşulları var. Erkek ve kadın, her iki kişi de müslüman olmak zorunda. Bu tür eş seçme kuralları Huilerin toplu halde yaşadıkları bölgelerde bugün hâlâ ciddi bir şekilde uygulanıyor, bu bölgelerdeki bir Hui genellikle müslüman olmayan biriyle evlenmez. Müslümanlar arası evlilikte de bazı kurallar vardır. Örneğin evlenecek kişilerin mezhebi, gerçekten İslamiyet'e bağlı olup olmadığı ve sözünü tutup tutmayacağı incelenir. Evlenecek kişinin ailesinin kibar olup olmamasına bakılır; iki kişinin ekonomik durumu da değerlendirilir.

Müslüman olmayan bir kişi ile evlilik yapılacaksa, evlilik öncesinde bazı anlaşmalar yapılır. Han veya diğer etnik gruptan birisi bir Hui ile evlenmek niyetindeyse, mutlaka müslüman olmak zorundadır ve Huilerin gelenek ve göreneklerine uymalıdır. Sadece bu şartlarda evlilik gerçekleşebilir.

Huiler, kan bağı olanlar veya yakın akrabalar arasındaki evliliğe izin vermez. Bir Huinin teyzesi veya süt annesi gibi daha yaşlılarla, öz kardeşi veya yeğeniyle evlenmesi yasaktır. Bu yasaklar yine İslamiyet'in öğretilerinden kaynaklanıyor. İslamiyet'in derin etkisi altındaki Huiler toplumsal ahlâk ve insanlığın gelişmesine bu bakış açısından bakarak özen gösteriyor.

Eskiden Hui etnik grubuna mensup bazı yönetici, tüccar ve zengin kişilerin 2, 3, hatta 4 eşe sahip olması mümkündü, ancak çoğu Hui erkeğinin sadece bir karısı vardı. Bugün ise tek eşliliğe geçildi.

Huiler, boşanma konusunda çok temkinli davranır. Evli çiftler son çare olarak boşanmaya karar verdiğinde bile, imam veya itibarlı yaşlı insanlar o çifti boşanmaktan vazgeçirmeye çalışır. Buna rağmen çift kararlıysa o zaman boşanırlar. Boşanan veya kocası ölen bir kadın tekrar evlenmeden önce belli bir süre beklemek zorundadır. Bu daha çok kadının gebe olup olmadığının belirlenmesi için yapılır. Bazı çiftler boşandıktan sonra tekrar birlikte olmak isterlerse, yine itibarlı bir yaşlının arabuluculuğu altında, tekrar evlendirme dairesine başvurabilir ve imamın dini nikâh kılması koşuluyla evilik kabul edilir.

*

Düğün, Huiler için hayatlarındaki en önemli törenlerden biridir. Hui yaşlıları, oğlunu evlendirmeyi "yükü boşaltma" olarak adlandırır. Çünkü oğlunu evlendirmeyi kendi sorumluluğu olarak görür. Huilerin evlilik prosedürü değişiktir, ancak bildiklerimizden de çok farklı değildir. Tarihi kayıtlara göre, Huilerin düğünü genellikle dini öğretilere göre düzenlenir. Bir Hui delikanlısı evlenecekse, önce çöpçatan gönderip evlilik konusunu açması, hediye göndermesi, evlenme mukavelesini yazması, uğurlu günü seçip düğün yaptırmak gibi prosedürleri tamamlaması gerekiyor. Dilerseniz bu prosedürleri şimdi ayrıntılı bir şekilde anlatalım.

Türkler arasında "Bir kızı kırk kişi ister, bir kişi alır" diye bir söz çok yaygındır. Huiler arasında da benzer bir söz vardır. "Bir kızı yüz aile ister" denir. Bir Hui kızı 16-17 yaşlarına gelince evine evlenme teklifleri de gelmeye başlar. Delikanlının ailesi bir kızı beğendikten sonra çöpçatana başvurur ve kızın evine gidip evlenme teklifinde bulunmasını ister. Bir evlilik için en az iki çöpçatan gerekir, biri delikanlının ailesi, öbürü ise kızın ailesini temsil eder. Erkek ailesinin çöpçatanı evlenme teklifini sunmaya giderken çay ve şeker dahil 4 çeşit hediye götürür, kızın evine gelince delikanın ismi, ailesinin ekonomik durumu ve ait olduğu dini mezhep gibi konularda bilgi verir, özellikle delikanlının dış görünüşü, karakteri, eğitim düzeyi ve el becerilerini ayrıntılı bir şekilde anlatır. Kızın anne babası uygun görürse, delikanlının çöpçatanına cevap verir ve kendi çöpçatanı delikanlının evine gönderir. İki çöpçatan bir araya geldikten sonra kız ve delikanlının pazarda veya bir akraba ya da arkadaş evinde buluşması üzerine anlaşılır. Delikanlı ve kız buluşur. Eğer ikisi de birbirini beğenirse, delikanlının anne ve babası veya başkaları, hediyeler ve başlık parasını delikanlıyı da yanlarına alarak götürüp, kızın ailesiyle resmen buluşur. Kız ise genellikle halası veya yengesinin eşliğinde buluşmaya gelir. Eğer kız evliliğe razıysa parayı kabul eder, yoksa kabul etmez. Bazı yörelerde kız başlık parasını aldıktan sonra delikanlıya küçük bir hediye verir. Eskiden Hui kızları utangaç olduğu için misafir veya anne babası önünde evlilik işini konuşmazlardı, "kabul ediyorum" veya "kabul etmiyorum" demezlerdi. Bu durumda anne babası veya çöpçatan yüz ifadesine bakar, kızın gülümsemesini kabul ettiği şeklinde yorumlarlardı.

Toplumun gelişmesiyle birlikte şimdiki çok sayıda genç birbirlerini evlilik öncesi tanıyor ve aşık oluyor. Ancak evlilik, sembolik de olsa çöpçatanların teklifiyle gerçekleştiriliyor. İki genç istekliyse söz kesiliyor.

*

Bazı yörelerdeki Huiler söz kesmeye "selâm söylemek" derler. Söz kesme genellikle Cuma günlerinde yapılır. Delikanlının ailesi, Huilerin sevdiği yasemin çayı, yeşil çay, Longjing çayı ve diğer kaliteli çaylar, kırmızı şeker, beyaz şeker, ceviz çekirdeği, kuru üzüm, yer fıstığı ve susam gibi yiyecekler hazırlar. Hediyeler 500 gram ağırlığında paketler şeklinde sarılır, her paket üzerine mutluluğu simgeleyen kırmızı bir kağıt koyulur. Ayrıca gelin için iki veya üç takım elbise hediye edilir. Tüm bu hediyeleri delikanlı ve anne babası birlikte gönderir. Kızın ailesi tavuk ve koyun keser, gelenlere şekerli çay ve yemek ikram eder. Yemekten sonra delikanlı ve kız herkesin önünde birbirlerine "selâm" verir. Böylece evlilik için söz kesilmiş olur. Kız tarafı delikanlının ailesine hediyeler verip uğurlar.

*

Nişan, Huiler arasında, "çiçek takmak" anlamına gelen "Cha Hua" veya "kutu götürmek" anlamındaki "Ti Hezi" olarak da biliniyor. Delikanlının çöpçatanı, kız tarafının isteğine göre belli miktarda başlık parası verir. Ayrıca geline makyaj ve günlük ihtiyaç malzemeleri, dört mevsim için kıyafetler, saat ve takılar alır, bunun yanı sıra bir koyun, 50 kilo pirinç, şeker ve çay hediye edilir. Başlık parası ve hediyeler olmadan evlilik geçersiz olur.

Nişan nikâhı genellikle Cuma gününde imamların eşliğinde kılınır. Erkek tarafı bir imamla kızın evine gider, onları kızın evinde bir imam veya yaşlı birisi karşılar. Kızın ailesi koyunu keser, imam veya İslami öğretileri iyi bilen bir kişi Kur-an'ı Kerim'den bölümler okur. Ardından iki aile birlikte yemek yer, evliliğin önemi üzerine sohbet eder ve düğün gününü birlike kararlaştırır.

Nişan gününde verilen başlık parasının miktarı, erkek tarafının ailesinin ekonomik durumuyla orantılı olur. Ancak zengin olsun, fakir olsun mutlaka belli bir başlık parası verilir. Huiler, bu paranın bir erkeğin evlilik konusunda ciddi davranmasına neden olacağını, eşini sorumsuzca boşamamasına yarayacağını ve aynı zamanda kızın yaşamını güvence altına alacağını savunur. Huilerin geleneğine göre, eğer bir erkek sebepsiz bir şekilde boşanma talebinde bulunursa, verdiği başlık parası ve hediyeleri geri alamaz.

*

Düğün günü

Gelin alma genellikle cuma veya perşembe günü olur. Bundan bir veya iki gün önce, erkek tarafı kızın evine bir koyun, 50 kilo pirinç ve 250 gram ağırlığında büyük bir Mantou (unlu ve suda haşlanmış ekmek türü) götürür. Amacı kızın ailesini, kızlarının evlendikten sonra bal ve şekerden daha tatlı günler geçireceğine inandırmaktır.

Düğün günü sabahı, eğer gelin uzak bir yerde oturuyorsa, erkek tarafı erken saatte yola çıkarak gelin almaya gider. Ningxia'nın Jinyuan gibi, Huilerin toplu halde yaşadığı ilçelerde gelin almaya giden kalabalığa yeni evlenmiş bir gelin de katılır. Bu kadın yanında ceviz gibi yiyecekler götürür ve gelinin evine gelince avuluya serper. Başkalarının dikkatini çekmeden yemek yer ve ardından gelinle birlikte ayrılır. Kız ailesi genellikle düğünden bir gün önce akrabaları, yakınları ve komşularına yemek ikram eder. Yemeğe gelenler de geline elbise, çorap, ayakkabı, havul, bez ve para getirir.

Düğün günü sabahı gelinin yüzüne ağda yapılır. Gelin makyaj yaptıktan sonra mutlaka kırmızı ve içi pamukla doldurulmuş bir ceket giyer, sıcak yaz mevsiminde bile böyle giyinir. Bunun amacı, gelinin dürüst ve nezaketli olduğunu göstermektir. Gelinin başı kırmızı renkli bir ipek mendil veya baş örtüsüyle örtülür.

Gelini taşıyan araba damadın evine yaklaşırken, damat eniştesinin öncülüğünde arabayı karşılar, arabanın etrafında bir kez dolaşır ve kasten arabaya bir kez vurur. Gelin eve girerken misafirler kapı önünde iki sıra halinde gelini ve onu uğurlamaya gelenleri karşılarlar, "selâm" verirler. Ana kapıdan gelin odasına kadar her yere kırmızı keçe döşenir. Ailenin ekonomik gücü yetmezse, gelinin ağbeyi veya dayısı onu kucaklayarak gelin odasına götürür. Yani, ne olursa olsun, gelinin ayakkabısı tozlandırılmaz. Daha sonra gelinin çeyizleri avuldaki masaya konur, damadın ailesi "kutu açma parası"nı verdikten sonra gelinin baş örtüsünü açar.

Gelin ve onu uğurlayanlar gelin odasına girdikten sonra damadın ailesi misafirlere bir şeyler ikram eder ve imamı çağırır. İmam burada damat ve gelin için dini bir nikâh kılar. Nikâh töreninden sonra imam veya damadın babası daha önce hazırlanan kuru yemişleri, çekirdek, iğde, ceviz ve yer fıstığını damat ve gelinin vücuduna serper. Bunun amacı da, Allah'ın armağan ettiği evliliğe teşekkür etmek, damat ile gelinin aynı yastıkta kocamasını ve bir an önce bebek doğurmasını dilemektir.

Bazı bölgelerde damat ve gelin, gelin odasına girerken misafirlere şeker ve iğde saçar. Misafirler de damadı rahat bırakmaz, onunla şakalaşır. Damat eniştesinin koruması altında gelin odasına girmeye çalışır. Eğer misafirlerce engellenirse, yüzü mutlaka siyaha boyanır. Bazı yörelerde damadın anne babasıyla da şakalaşılır.

Damat ve gelin odalarında birbirlerine hediyeler verir. Yeni çiftin acı tatlı bütün günleri hep birlikte geçireceğinin göstergesi bu hediyelerdir.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China