Kıyafetler ve aksesuarlar, insanın yaşam ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, bir dönemin ve bir bölgenin kültürünü temsil eder. Yakınçağ tarihinde kendine özgü özel bir üslup oluşturan Shanghai'daki kıyafetler ve aksesuarlar, Çin kıyafet ve aksesuar tarihinde önemli bir yer tutar.
.
Shanghai üslubundaki kıyafet ve aksesuarların başlangıcı
Shanghai, yabancı ülkelerin ticaretine açıldıktan 100 yıl sonra, bir balıkçı köyü olmaktan çıkarak zengin bir uluslararası metropol haline geldi. Bu süreçte hem kanlı milli çatışmalar, hem de kenti sessizce etkileyen bir medeniyet evrimi yaşandı. Özel coğrafi ve ekonomik konumu ile sosyal ortamı nedeniyle, Shanghai yurtiçinden ve yurtdışından çeşitli şahsiyetleri kente çekti. Shanghai, yerli ve yabancı kültürlerin özlerini benimseyerek, kendine özgü Shanghai üslubunda bir kültür dalı oluşturdu. Kıyafet ve aksesuarlar, bu kültür dalının önemli bir parçası olarak dikkat çekicidir.
Shanghai'da kıyafet ve aksesuar üslubunun oluşumu, 19. yüzyılın ortalarında, yani Shanghai'ın yabancı ülkelerin ticaretine açıldığı ilk yıllarda meydana geldi. Shanghai üslubundaki kıyafetler ve aksesuarlar, zamanla Çinlilerin dikkatini çekti.
Qing (1644-1911) hanedanının orta döneminde, Çin'in güney kesimindeki tüketim merkezleri Suzhou, Hangzhou ve Guzhou gibi kentlerdi, Shanghai'ın ismi henüz duyulmamıştı. Qing hanedanı, 1860 yılında Shanghai'a Yangtze Nehri'nin güney kesimindeki dışişlerinden sorumlu "Nanyang Ticaret Bakanı"nı gönderdi. Bundan sonra Shanghai, Guangzhou'nun yerini alarak, Çin'deki en büyük dış ticaret merkezi haline geldi. Özellikle, Batı kültürünün ve yabancı sermayenin şehre akın etmesi, milli sanayi ve ticaret sektörünün oluşup güçlenmesi ve şehirde altyapı tesislerinin hızla gelişmesiyle, Shanghai Çin'in yakınçağ tarihinde çağdaşlaşma düzeyi en yüksek şehir haline gelirken, aynı zamanda tüm ülkenin ekonomi, ticaret ve finans merkezi oldu. Qing hanedanının Guangxu döneminde, Shanghai'daki kıyafetler ve aksesuarlar lüks, karmaşık ve zarif hale geldi. Shanghai, yurtiçinde giysi ve aksesuar modasının merkezi olarak kabul ediliyor ve Çin'deki modayı belirliyordu.
Modayı takip etmek, Qing hanedanının son döneminde Shanghai'daki kıyafet ve aksesuarların başlıca özelliğiydi. Yakınçağ tarihinde Shanghai ülkenin değişik bölgelerinden vatandaşlarla, ayrıca dünyanın dört köşesinden gelen yabancılarla doluydu. Shanghailılar, geleneksel törelerin baskısı devam ederken, Batı medeniyetinden Çin'in iç bölgelerine göre daha fazla etkilendi. Günden güne dışa açılması ve ticari topluma uygun gelenek ve görenekler nedeniyle, Shanghailılar kıyafet ve aksesuarlarda sadelik ve basitlikten vazgeçip, lükse yöneldi ve modayı takip etmeye başladı. Yakınçağ tarihinde Shanghailı işadamları moda yaratmayı hedef olarak görüyor ve tüketicilerin modayı takip etmesini teşvik ediyordu.
Moda kıyafetler giymek, o dönemde Shanghailılar için itibarlı bir tüketim tarzı oldu. Shanghailılar bu hedefe ulaşmak için birbirleriyle yarışmaktan hiç vaz geçmedi. Bu durum, Shanghai'da kıyafet ve aksesuar modasının yenilenmesini hızlandırdı, ayrıca Batı üslubundaki giysilerin ve aksesuarların Çinliler tarafından kabul edilmesini sağladı. Böylece, Batı üslubunda ceket ile Çin tarzı nakışlı ayakkabının aynı kişi tarafından giyilmesi gibi bir durum ortaya çıktı. Bu dönemde dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: Qing hanedanının son döneminde ticarete büyük önem veren Shanghai'da feodal töreleri simgeleyen kıyafetler ve aksesuarlar sistemi çöküyordu; modanın liderleri arasında artık soylular veya hükümet yetkilileri olmayabiliyordu; onun yerine lider konumunda işadamı, öğrenci ve yabancı ticaret şirketlerinin Çinli acentaları yer alıyordu. Bu kişilerin liderliğinde, modayı takip etme akımı Shanghai'da hızla yayıldı. Ünlü bir ismin dediği gibi, "Shanghai'daki moda zaman zaman değişiyor; birkaç yıl geçince, sanki nesiller arasında olduğu gibi, büyük değişiklik görülüyor."
"Herkes Shanghai'yı öğreniyor, ancak öğrene öğrene yine özünü kavrayamıyor; yüzde 30'unu kavradı derken, Shanghai artık değişmiş oluyor." Bu, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda halk arasında yaygın olan bir şarkının iki cümlesi. Bu iki cümle, Shanghai'ın kıyafet çevresindeki liderlik konumunu yansıtıyor. O dönemde Shanghai ile moda kelimesi adeta eş anlamlıydı.
Shanghai'ın Paris'le aynı frekanstaki modası
Yakınçağ tarihinde yurtiçi ve yurtdışı arasında ticaret ve temas olanakları gittikçe çoğaldı, Avrupa'dan Shanghai'a büyük miktarda tekstil ürünleri ihraç edildi, Shanghailıların seçenekleri arttı, böylece insanların kıyafet anlayışı da değişti. Daha da önemlisi, Shanghai'da yayınlanan çok sayıdaki gazete ve dergilerde özel köşeler açılarak, kıyafet ve aksesuar modasıyla ilgili bilgiler veriliyordu. Büyük mağazalar, konfeksiyon ve tekstil şirketleri de sürekli olarak defileler düzenliyordu. Sinema sektöründeki gelişmeler, kıyafette ve aksesuarda moda oluşumunu hızlandırdı. Giysi üretim çevresi ve kültür çevresi arasındaki işbirliği her iki çevrenin gelişmesini sağlarken, Shanghai ülkenin moda merkezi haline geldi ve "Doğudaki Paris" olarak adlandırıldı.
1920-1940 arası dönem, Shanghai üslubundaki kıyafet ve aksesuarların doruğa çıktığı dönem oldu. O zamanlarda Avrupa ve ABD'deki son moda giysiler, üç veya dört ay sonra Shanghai'a ulaşırdı. Shanghailılar, bu moda üzerinde hemen becerilerini ortaya koyarak birtakım değişiklikler yaptılar. Böylece Shanghai'daki moda kıyafetler hem Paris'le aynı frekanstaydı, hem de kendine özgü bir moda tarzına büründü. Bunun bilincinde olan diğer bölgeler, Shanghai'ı örnek alıp, taklit etmeye çaba gösterdi.
Çin Cumhuriyeti'nin ilk döneminde erkek kıyafetleri esas olarak, "Magua" diye anılan geleneksel ceket ve "Changshan" kelimesiyle adlandırılan uzun cüppeden oluşuyordu. Protokol kıyafeti olarak giyilen Magua ve Changshan'ın modeli, kumaşı, rengi ve uzunluğu gibi konularda belli kurallar vardı. Gündelik olan Magua ve Changshan'ın rengi ise isteğe bağlı olarak değişirdi. İlkbaharın başlangıcı ve sonbaharın sonunda insanlar genellikle Magua'nın yerine kolsuz yelek giyerdi.
Batının etkisi altındaki Shanghailı erkekler, özellikle yabancı ticaret şirketlerinde çalışan erkekler, öncelikle Batı tarzı ceketler giymeye başladı, ancak geleneksel kıyafetler de bırakılmadı. Bu dönemde bilginler ve genç öğrenciler basitleştirilmiş ceket giymeyi tercih ederdi. Çin'in bağımsızlığı için mücadele eden ve daha çok Sun Yatsen ismiyle bilinen Sun Zhongshan bu tür ceketi çok beğenerek sık sık giydi. Daha sonra onun küçük bir değişiklik yaptığı ceket ülkede yayıldı ve Zhongshan Kıyafeti olarak adlandırılmaya başladı. Bugün Zhongshan Kıyafeti, önemli törenlerde hâlâ giyiliyor.
Qing hanedanının son yıllarında kadınlar bluz ve etek giyerdi. Çin Cumhuriyeti'nin başlangıcında Japonya'ya giden öğrenci sayısında artış oldu. Shanghailı genç kadınlar, Japon kadın kıyafetlerinin etkisiyle genellikle dar ve uzun yakalı bluz ve siyah etek giyiyordu. Eteğin üzerinde nakış bulunmazken, bluz da sade desenliydi. Yüzük ve bilezik gibi aksesuarlardan vazgeçiliyordu. Bu tür kadın kıyafeti "medeni yeni kıyafet" olarak adlandırılıyordu. 1920'lere gelindiğinde, Shanghailı kadınlar Batı üslubundaki yaşam tarzından etkilendiği için, kıyafetleri de günden güne daha süslü hale geldi. Uzun tarihi boyunca Çin'de kadın kıyafetlerinin dikiminde çoğu zaman düz çizgiler kullanılırdı; göğüs, omuz, bel ve kalça bölümleri düz olurdu, bükülme ve kıvrılma söz konusu değildi. 1920'lerden sonra Çinli kadınlar geleneklerden vazgeçip, elbiselerin vücut şekline göre biçilip dikilmesine özen göstermeye başladı. Bu dönemde kadın kıyafetlerine omuz vatkası ve sert yaka eklendi.
Batılı ceket ve eteğin yanı sıra, Shanghailı kadınlar Qipao adıyla anılan geleneksel kıyafeti de unutmadı. Hatta Qipao moda oldu, ancak süsleme tarzı daha zarifleşti.
Bugün tüm dünyanın bildiği Qipao, 1930'lu yıllardaki Qipao tarzındadır. Qipao, ince bedenli Çin kadınlarına çok yakıştığı için, özellikle Shanghailı kadınların beğenisini kazanmıştı. Shanghai üsluplu Qipao, 1930'lu yıllarda Çin'deki Qipao'lara model oluşturdu.
Shanghai üslubundaki Qipao
Yakın tarihte Shanghailı kadınlar en çok Qipao'yu giyiyordu. Aslında Qipao, Mançu etnik grubuna mensup kadınların giydiği bir kıyafetti. Qipao'nun en önemli özelliği geniş ve düz olmasıydı. Qipao genellikle ipekten yapılır ve üzerine nakışla çiçek işlenirdi. Bu özellik 300 yıl hiç değişmedi. 1920'lerin ilk yarısında Qipao giyen Shanghailı kadın sayısı çok azdı. 1920'lerden itibaren, Qipao Shanghailı kadınlar tarafından tercih edildikten sonra adım adım ülke geneline yayıldı. Ama henüz Qing hanedanının son yıllarındaki Mançu kıyafetlerinin etkisinden çıkılmamıştı. 1920'lerin sonuna gelindiğinde ise Avrupa ve ABD'deki kıyafetlerin etkisiyle Qipao'nun stilinde belirgin değişiklikler görüldü. Örneğin, Qipao'nun boyunun kısatılması ve bel bölümünün daraltılması gibi...
1930'larda Qipao, geleneksel stil üzerinde, Batılı kadın kıyafetlerindeki temel özellikleri yansıtacak şekilde, Çin ve Batı üsluplarını birleştiren, durmadan yenilik yapılan bir giysi türü oldu. Qipao'daki değişiklikler en çok yaka, kol ve boyda kendini gösteriyordu. Her şeyden önce, yüksek yakalı olması modaydı. Yakası ne kadar yüksek olursa, Qipao o kadar beğeni topluyor ve güzel bulunuyordu. Sımsıcak yaz günlerinde ağustos böceğinin kanadı gibi ince olan bir Qipao'ya bile yüksek ve sert yaka konurdu. Bir süre sonra moda tersine döndü. Yakası ne kadar düşük olursa, Qipao o kadar beğenildi; yaka daha fazla açılamayınca, Shanghailı kadınlar yakasız Qipao giymeyi tercih etti. Kadın kıyafetlerinin kollarında da benzer değişiklikler oldu. Bir dönem uzun kollu Qipao moda olurken, bir zaman kısa kollu, hatta dirsek eklemini açık bırakan veya kolsuz olan Qipao'lar moda oldu. Ne kadar ilginç, değil mi? Qipao'nun uzunluğuna gelince, kimi zaman yerleri süpürecek kadar uzun, kimi zaman diz üstüne kadar, hatta daha da kısa olurdu; Qipao'nun şekli de giderek daha fazla Batı üslubundaki kıyafet ve aksesuarların etkisi altında kaldı.
1930'lu ve 1940'lı yıllar, yakınçağ tarihinde Çin'de kadın kıyafetlerinin en parlak dönemi oldu. Bu dönemde Qipao kadın kıyafetleri sahnesinde vazgeçilmez bir konuma sahipti. Batı dünyasında "Chinese dress" olarak adlandırılan geleneksel Qipao ve Batı üslubunu benimseyen Qipao, aynı anda Shanghai'dan tüm Çin'e yayıldı.
1930'lu yıllarda Shanghai'daki soylu ailelere mensup kızlar yüzme, binicilik, dans ve golf gibi Batılı yaşam tarzını benimsemeye çalışıyordu. Böylece kıyafetlerin daha güzel ve vücut şekline daha uygun olmasına ihtiyaç duyuldu. Buna paralel olarak, Avrupa ve ABD'de kadın güzelliğinin yansıtılması için bele oturan kıyafetler moda olmuştu. Bu nedenle Çin'deki Qipao da zamanla uzun ve vücuda adeta yapışır gibi, ayrıca derin yırtmaçlı hale geldi.
1930'lu yıllarda Çinli kadınlar Qipao giyerken, bazıları Qipao dışında Batı üsluplu ceket giyiyor veya Qipao üzerine Batılı etki bırakacak değişiklik yapıyordu.
1940'lı yıllarda Qipao modelleri basitleşti. Japon Saldırganlara Karşı Direniş Savaşı'ndan dolayı, Qipao'da ipek yerine, basit ve kolay işlenen kumaş kullanıldı. Bu dönemde Qipao gittikçe kısaldı. Kıvrık saç, uzun çorap, yüksek topuklu ayakkabı, kolye, küpe, saat ve çanta, modanın önemli ayrıntıları olarak kabul edildi.
1949 yılından sonraki Shanghai kıyafetleri
1 Ekim 1949 yılında tüm dünyaya Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilan edildi. 1950'li yıllarda Shanghai'daki kıyafetler ve aksesuarlar az da olsa renkli stillerini koruyordu, ancak artık modaya liderlik yapan sıradan vatandaşlardı. Demokrasi, çetin mücadele ve kolektivizm gibi çağdaş anlayışlar kıyafetlere yansıdı. Shanghai, 1950'li yıllardan 1970'li yıllara kadar Çin'in tekstil üssü ve kıyafet ile aksesuar merkezi oldu. Shanghai'daki kıyafetler Çin'deki en yüksek düzeyi temsil etti.
Shanghai'daki tekstil ve boyama sektörü, dönemin planlı ekonomi sisteminde en başarılı sektörlerden biri olarak, kent kıyafetlerinin ülkede birincilik konumuna sahip çıkmasına güçlü bir zemin hazırladı. En ileri teknoloji ve üretim donanımlarına sahip olan Shanghai, en kaliteli ve en çeşitli tekstil ürünlerini üretti, yeni kumaş türleri ve yeni desenleri geliştirdi.
1949 yılından önce Shanghai'daki kıyafetler genellikle kişilere ait atölyelerde üretilip, atölyenin önündeki dükkanlarda satılırken, 1950'li yıllardan sonra Shanghai'da yeni fabrikalar kuruldu, ileri teknolojiyle donatılmış teçhizat alındı. Böylece, Shanghai'daki konfeksiyon sektörü, makineli üretim aşamasına girdi.
1950'li ve 1960'lı yıllarda Shanghai'daki kıyafet ve aksesuarlar basit, sade olurdu. Erkekler Zhongshan gibi geleneksel kıyafetler, kadınlar yine bluz ve etek giyerdi.
1960'lı yılların ortalarında halk arasında yeşil renkli askeri üniforma yayıldı. Erkek olsun kadın olsun, herkes askeri üniforma giymeyi seviyordu.
1970'li yıllarda Batı tarzında üç düğmeli ceket yakası olan bluz, pileli etek veya uzun pantolon, sportif kısa saç modeli ve düz deri ayakkabı, Shanghailı kadınların en sevdiği giysi ve aksesuarlardı.
1980'li yıllara girildikten sonra, Çin milli ekonomisi hızla büyüdü, vatandaşlar kendilerini süslemeye gün geçtikçe daha fazla önem verdi, Batı üslubundaki kıyafetler tekrar moda oldu. Ayrıca kıyafetlerde bireysel moda eğilimi görüldü, tercihler adım adım uluslararası metropollerle aynı hale geldi.
Bugün Shanghailılar kıyafet ve aksesuarlarla ilgili geleneği sürdürüp, zarafete, modaya ve dikim kalitesine özen göstermeyi sürdürüyor. Kıyafetin ayrıntılarına ve aksesuarlara dikkat eden Shanghailılar, kazağın örgüsü, yaka şekli, kıyafetin temiz olup olmaması ve eski kıyafetlerde değişiklik yapılması gibi birçok konuda titiz davranıyor. Bu nedenle Shanghai üslubunda bir kıyafet veya bir bluz, tüm ülkede örnek olurken, Shanghai kıyafetleri moda, güzellik ve kalitenin de ifadesi oluyor.