Klimalı bir ortamda akılımıza belki de şu gelir: Biz klima kullanıyoruz, ama eski zamanlardaki insanlar yaz sıcaklığının etkisini nasıl hafifletirirdi?
Şimdi eskiden Çinlilerin yaptığı uygulamalar hakkında bilgi vereceğiz.
Çinlilerin çok akıllı olan ataları, yelpazeyi daha ilkçağlarda icat etmiş. Tabii yelpazenin yaratıcısının kim olduğu artık bilinmiyor. Yelpazenin ilkçağlarda bile kullanıldığı, ancak o zamanlarda insanların elinde belki de sadece kocaman bir yaprak olduğu, yaprak yırtılınca tekrar bir ağaç yaprağı koparıldığı savunuluyor.
Yelpaze giderek sağlamlaşmış, çoğu bambu şeritleriyle yapılmaya başlamış. Eskiden bu bambu yelpazesine "rüzgar estiren" veya "serin dost" adı veriliyordu. Ekonomik koşulları iyi olan aileler, ipekli yelpazeyi seçermiş, çünkü ipekli yelpaze hafif ve sallanması daha kolay olur. Esiden şairler ve bilginler arasında yelpaze üzerine şiir yazma ve resim çizme modası varmış.
Han hanedanı döneminde zanaatçılar pervaneyle esinti yaratan büyük çaplı serinletici alet icat etmiş. Tarihi bir kayda göre, başkent Chang'an'daki yetenekli zanaatçı Ding Huan, 7 kanatlı bir pervane yapmış, her kanadın çapı 3 metreden daha genişmiş. Birbirlerine bağlanan bu kanatların sallanmasına sadece bir kişi yetiyormuş ve odanın tamamı çok serin oluyormuş.
Ama bu pervane çok büyük olduğu için, sıradan ailelerin kullanması mümkün olmaz, sadece imparator ailesi ve soylular yararlanabilirmiş.
Tang Hanedanı'na gelince, insanların yazı rahatça geçirmesi için "serin evler" ortaya çıktı. Bu "serin evler" genellikle nehrin kıyısında inşa edilip, su dolaşımının etkisiyle pervaneler tıpkı su çarkı gibi döndürülür, suyun etkisiyle sağlanan serinlik pervanelerin yardımıyla devamlı şekilde evin içine gönderilirmiş. Bir başka yöntemle de, nehir suyu, makineyle evin çatısına ulaştırıldıktan sonra aşağı dökülüyor, yapay bir su perdesi oluşturulur ve böylece ev serinletilirmiş. Tang hanedanı dönemi şairlerinden Zhang Zhongsu'nun bir şiirinde bu tür "serin evleri" tasvir edilmişti. Ancak şiirin ismi "Saraydaki Mutluluk" olduğuna göre, "serin evler" çevreye dost olmalarına rağmen, sıradan halkla ilşkisi yokmuş.
Dünyada teknoloji durmadan ilerledi. Ming hanedanı dönemi yazarlarından Gao Lian, kitabında zamanın serinletme yöntemini şöyle açıklıyor: Huodu adı verilen villanın ana salonunda 7 kuyu kazıldı, her kuyunun yer yüzeyindeki kısmında delikler açıldı, kuyuların üstünde kapak vardı. Yaz mevsiminde insan yukarıda oturur ve yaz sıcaklığını hiç hissetmez.
Çin tarihindeki "serin ev" ve "Huodu villası", bugün oturduğumuz rüzgarı geçirmez modern "klimalı evler"e göre, yaz sıcaklığını daha iyi düşürebilir, hava daha taze kalır, çevreye de daha dost olur.
Ancak yelpaze olsun, "serin oda" olsun, insan vücudu serin olurken, ağzı bir şeyi hissetmez. Çin'de bir atasözü vardır: Hayatta en önemli şey, yemektir. İnsan, sıcak yaz günlerinde serin bir şey yemezse, ağzı nasıl rahat olur? Bu nedenle tarihte soğuk içecek de ortaya çıktı.
Aşağı yukarı 3 bin yıl önceki Shang Hanedanı'nda zengin aileler kış günlerinde buzları kazıp sarnıçta saklıyor ve ertesi yılın yaz günlerinde çıkarıp kullanıyormuş. Zhou hanedanı döneminde buz idaresinden sorumlu bir görevli bulunuyordu. Batı Zhou hanedanında buz idaresi, daha önemli bir kurum olmuş. İlkbahar-Sonbahar Dönemi'nin sonlarında, soylular ziyafetlerde buzlu içki içmeyi seviyormuş. Chuci adlı tarihi kitapta, buzla soğutulan pirinç içkisinin lezzeti ve serinliği övülüyor.
Çin tarihinde "soğuk depo" bile varmış. Tarihi kayıtlara göre, Yue Kralı Goujian, geziye çıkarken "soğuk depo"da kalırmuş. Bu "soğuk depo", zamanın "klimalı oda"sı sayılır. Ancak kullanılan insan gücü ve buz tüketimi mutlaka çok büyük olurdu.
Tang Hanedanı'nda "buz tüccarı", yani buz ticareti yapan işadamı ortaya çıktı. Bu işadamları soğuk kış günlerinde buzları saklıyor, yaz gelince çıkarıp satıyordu. Tang Hanedanı'nın sonlarında işadamları müşterilerin dikkatini çekmek için buzun içine şeker ilave etmeye başlamış.
Soğuk içecek türleri Song hanedanı döneminde hızla çoğaldı, soğuk içecek dükkanları ortaya çıktı. Şair Yang Wanli'nin bir şiirinde şu dizeler yer alıyor: "Başkentte Haziran ayının bir günü güneş sokakları vuruyor, yolcular ateşte kavurulur gibi terliyor. 'Buz' diye bir bağırma kulaklara geliyor, yolcular buzu daha yemeden içi rahatlıyor."
Yang Wanli, en çok "buz peyniri" adlı bir tür soğuk içeceği seviyormuş. Gezgin Marco Polo İtalya'dan Çin'e gelirken, Yuan hanedanının kurucusu Shizu'nun ikram ettiği "buz peyniri"ni tatmış ve çok beğenmiş. Meyve suyu, süt ve buzla yapılan bu soğuk içecek, o zaman sadece imparatorluk ailesine sağlanıyormuş. Marco Polo, daha sonra İtalya'ya dönerken "buz peyniri"nin yapım tekniğini götürmüş. İtalya hükümeti bu tekniği yüksek dereceli sır gibi saklamış, 300 yıl sonra Fransızlar tarafından yüksek fiyatla satın alınmış, sonra İngiltere'ye götürülmüş. İngilizler değişiklik yaptıktan sonra bugün alıştığımız dondurmayı icat etmiş.