Dünyada çay bitkisini en erken keşfeden ve değerlendiren ülke Çin'dir. Çin çayı dünyaca ünlüdür. Bugünden itibaren Kültür ve Yaşam programında birkaç bölüm boyunca Çin çaylarının tarihi, çaycılık sektörünün gelişme aşamaları, Çin'deki çay protokolü ve çaylı yemekler gibi konularda sizlere bilgi vereceğiz. Bugün ilk olarak çayın tarihini, çay kültürünün oluşmasını ve sağlık açısından yararlı çay türlerini tanıtacağız.
Çin'de şimdiye kadar bulunan en eski eczacılık kitabı olan "Shennong Bencaijing" adlı bitkisel ilaçlarla ilgili tarihi kayıtta, "Shennong günde 100 çeşit otu tattı, bunlardan 72'si zehirli çıktı, ancak çayı içtikten sonra zehirin etkisi geçti" yazılıdır. Bu, Çin milletinin atalarının çayı ilkel zamanlarda bile değerlendirdiğini kanıtladı.
M.Ö. 1122 ile M.Ö. 1116 arasındaki dönemde Sichuan bölgesinde, imparatora armağan olarak çay sunulmuş olduğunu gösteren bir kayıt keşfedildi.
Han (M.Ö. 206-M.S. 220) hanedanının imparatoru Xuandi döneminde Sichuanlı Wang Bao'nun yazdığı çay konulu Tong Yue adlı kitapta bölgedeki bir ilçeden bahsedilir. Bu ilçe bugünkü Pengshan ilçesi sınırları içinde kalıyor. Kitaba göre, Qin (M.Ö. 221-M.Ö. 206) ve Han hanedanlarında Sichuan'daki çay üretimi büyük boyuta ulaştı. Bu dönemde çay ilaç, ayrıca törenlerde sunu veya yemek olarak kullanılıyordu. O dönemde üretimi büyük olmasına rağmen, çay soylulara ait lüks bir maldı.
İlkbahar ve Sonbahar Dönemi (M.Ö 770-M.Ö 476) ile Savaşan Devletler Dönemi'nin (M.Ö 403 ile M.Ö 221) sonlarında ve Batı Han ( M.Ö 206 ile M.S 8) hanedanının ilk yıllarında Çin topraklarında birkaç kez büyük savaşların meydana gelmesi sonucunda, geniş çaplı insan göçleri oldu. Özellikle Qin imparatorluğu Sichuan'ı birleştirdikten sonra Sichuan ile diğer bölgeler arasındaki mal değişimi ve ekonomik temaslar ilerledi, Sichuan'daki çay bitkisi yetiştirme ve yapım tekniği ile çay içme geleneği, zamanın ekonomik, siyasi ve kültürel merkezlerine yayıldı. Henan, Çin'in kuzeyindeki en eski çay bölgelerinden biri oldu. Daha sonra çay, Yantze Nehri'nin orta ve aşağı kesimlerine, ardından güneydeki eyaletlere yayıldı.
Jin dönemi ve Güney-Kuzey Hanedanları Dönemi'nde (265-589) Çin'de çay üretimi artmaya başladı. Çay artık lüks bir mal olarak görülmedi. Ticari mal haline gelen çayın daha pahalı fiyatla satılması için yapım tekniği daha da geliştirildi. Ancak en kaliteli çay imparatora sunuluyordu.
Han hanedanı zamanında Budizm bugünkü Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde yer alan Batı Bölgeleri üzerinden Çin'in doğu kesimine yayıldı, Güney-Kuzey Hanedanları döneminde ise yaygınlaştı. Budizm yoğunlaşmaya özen gösterdiği, çay içmenin de insanı uyanık tutma özelliğine sahip olduğu ve gece çay içmek uykuyu önlediği için, çay ile Budizm arasında bir bağ kuruldu. Yavaş yavaş çayın ünü dünyaya yayıldı. Bu dönemde Çin'deki büyük dağlarda, tapınakların bulunduğu dağlar ve feodal beylerin arazilerinde çay bitkisi yetiştirilmeye başlandı. Bugün bildiğimiz birçok çeşit çay çeşidi ilk zamanlarda Budist ve Daoist mekanlarda yetiştiriliyordu.
Tang (618-907) hanedanının hüküm sürdüğü yıllarda tarıma büyük önem vermesi, çay üretiminin gelişmesini hızlandırdı. Hanedanın hüküm sürdüğü zaman kesitinde asayiş iyi korunduğu ve tarım geliştiği için, çay üretimi ve ticareti de hızla canlandı, böylece Çin tarihindeki ilk doruk dönemi yaşandı. Çay içme geleneği Çin'in tamamına yayıldı, hatta bazı bölgelerde bütün aileler çay içiyordu.
Yuan (1206-1368) hanedanına gelince çay üretimi daha da arttı. Bu dönemde çaycılık sektöründe büyük bir başarı elde edildi. İşte çayın makineyle yapılması da bu dönemde ortaya çıktı.
Ming (1368-1644) hanedanı, çay üretimi ve yapımının en hızla geliştiği bir dönemdi. Bu dönemde çay üretim tekniğinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Yuan hanedanı zamanında yapılın çay üretiminde, çay yaprakları buharda haşlanarak yumuşatıldıktan sonra kurutma, yuvarlama gibi aşamalar vardı. Ming hanedanında kurutma aşamasında çay yapraklarını ocakta kavurma yöntemi kullanılmaya, ayrıca çay yapraklarının dış görünüşüne de önem verilmeye başlandı. Bu nedenle daha önce çay demlenerek içilirken Ming hanedanında çay yaprakları bir bardak içine konup üzerine kaynar su döküldükten ve biraz beklettikten sonra içme usulü ortaya çıktı.
Qing (1644-1911) hanedanının sonlarına gelince, Çin'in ana kesimindeki çay üretimi nisbeten gelişti. Qing hanedanında çay bitkilerinin yetiştiği alanın yüzölçümü 1 milyon hektara ulaşarak dünyada ilk sırada yer aldı. Bu sayı, dünyadaki çay ekim toplamının yüzde 44'ünü oluşturdu. Ayrıca Qing hanedanında yapılan çay üretiminin miktarı dünyadaki toplam üretimin yüzde 17'sini oluşturarak, dünyada ikinci sırada yer aldı. En yüksek üretim miktarı 13.4 bin tona ulaşmıştı.
Çay kültürünün oluşması ve gelişmesi
Birçok tarihi kitapta çayın M.Ö. 2737 ile M.Ö. 2697 yılları arasında keşfedildiği yazılıdır. Doğu Han hanedanındaki ünlü tıp uzmanı Hua Tuo, Shi Jing adlı kitabında çayın tıbbi değerinden söz eder. Üç Krallık Dönemi'ne ait Guang Ya adlı tarihi kitapta, sıkıştırılarak börek haline getirilen ve "börek çayı" adı verilen bir çeşit çayın yapımı ve içilme tarzı anlatılır. Zamanla çay diğer bilimlere sızdı ve çay kültürü ortaya çıktı.
Çin'in feodal imparatorluklar tarihinde bilginler arasında çay içmenin moda olmasıyla çayla ilgili şiirler de giderek arttı. Çay, bir çeşit besin olmakla kalmayıp, aynı zamanda kültür çevresine de girdi ve ruhani bir işlev kazandı.
Ünlü yazar Lu Yu'nun 780 yılında yazdığı Çayın Kuralları adlı kitap, Tang hanedanında çay kültürünün oluşmasının simgesi oldu. Kitapta çayın doğal ve insani özellikleri özetlendi, çay içme sanatı tartışıldı, Konfüçyüsçülük, Daoizm ve Budizm'den oluşan 3 din çayla ilişkilendirdi ve çay protokolü oluşturuldu. Lu Yu'dan sonra çok sayıda çay temalı kitap ve şiir yazıldı. Tang hanedanında çay kültürünün oluşması, Chan dininin ortaya çıkmasıyla bağlantılıydı. Çay, insanın yoğunlaşmasını sağladığı ve tazelediği için, tapınaklarda çaya düşkünlük gösterilmeye, etraflarında çay bitkileri yetiştirilmeye ve çay odası gibi özel mekanlar kurulmaya başlandı. Tang hanedanı döneminde oluşan çay protokolünün saraya, tapınaklara ve bilginlere özgü olmak üzere üç çeşidi vardı.
Song (960-1279) hanedanı döneminde çaycılık daha da gelişti. Bilginler arasında profesyonel çay tatma toplulukları ortaya çıktı. Budistlerin katıldığı "Bin Kişilik Topluluk" bunun bir örneğidir. Song hanedanının kurucusu ve çay tutkunu olan imparator Taizu, sarayda çay işlerinden sorumlu bir idare oluşturdu, saraydaki çaylar derecelendirilmeye başlandı. Çay, artık imparatorun vezirlerin gönlünü almasının ve akrabalarına ilgi göstermesinin önemli bir aracı oldu. Song hanedanı döneminde çay yabancı elçicilere armağan olarak da verilmeye başlandı. Toplumun alt tabanında ise çay kültürü daha da canlıydı. Yeni eve taşınan bir kişiye, komşuları çay hediye eder; misafir gelince ona çay ikram edilir; nişan ve düğün törenleri ile gelin odasında mutlaka çay içilirdi. Sıradan vatandaşlar en kaliteli çaya sahip olduklarını kanıtlamak için yarışma düzenlerdi...
Ming ve Qing hanedanlarında çay çeşitleri daha da çoğaldı, değişik çay içme tarzları ortaya çıktı. Değişik çay takımları tasarlandı. Bugün, Ming hanedanından kalma çok sayıda çay konulu yazı ve resim bulunuyor. Qing hanedanına gelince çay ihracatı bir sektör haline geldi, bu sektörde çalışanların sayısı da hayli fazla oldu.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949 yılında çay üretimi 7 bin 500 ton iken, 1998 yılına gelince 600 bin tonu geçti. Çay üretiminin hızla artması, Çin'de çay kültürünün gelişmesi için sağlam bir zemin hazırladı. 1982 yılında çayın memleketi olarak kabul edilen Hangzhou kentinde çay kültürünü yaygınlaştırmayı hedefleyen "Çaycılıkta Çalışanlar Evi", 1990 yılında Beijing'de "Çaycılıkta Çalışan Çinliler Derneği", 1993 yılında "Çin Uluslararası Çay Kültürü Araştırma Enstitüsü" kuruldu. 1991 yılında yine Hangzhou kentinde Çin Çay Müzesi açıldı. Beşincisi yapılmış olan Uluslararası Çay Kültürü Semineri, her seferinde Japonya, Kore Cumhuriyeti, ABD, Hong Kong ve Taiwan gibi ülke ve bölgelerden çok sayıda katılımcı çekti. Çin genelinde birçok eyalet, kent ve ilçede çay festivali düzenerek, yerel ekonominin gelişmesine katkıda bulunuldu.
Hangi çay türleri insan sağlığına daha yararlıdır?
İnsan sağlığına yararlı olan çaylar hangileridir? Bu soru, tek cümleyle cevaplanamaz. Farklı çay yapraklarının içerdiği besin ve tedavi edici oluşumlar değişik olduğu için, her biri bedensel koşulları farklı olan ayrı insan gruplarına uygun olur. Örneğin zayıf olan insana siyah çay tavsiye edilir, çayın içine biraz şeker ve süt de eklenebilir; gençler ise yeşil çay içmesi daha iyidir. Ay başından önce veya sonra, veya menopoza giren bir kadın çiçek çayı içerse, karaciğer işlevi iyileşir, vücüdundaki Qi dolaşımı düzelir. Kilolu olan ve kilo vermek isteyen bir kişi Wulong Çayı ve Tuo Çayı gibi türleri içebilir. Koyun ve dana etini çok tüketen insana "tuğla çay" gibi sıkıştırılmış çay türleri tavsiye edilir, çünkü bu çaylar yağlı yiyecelerin sindirilmesine yardımcı olur; zehirli maddelere sık sık dokunan kişiler yeşil çayı seçebilir. Kafa emekçileri, askerler, şoförler, sporcular, şarkıcılar, spikerler, aktörler ve benzeri işleri yapanlar beyninin uyanık kalması, düşünme, yargılama ve hafıza güçlerinin arması için, kaliteli yeşil çay içebilir.
İçerdiği besinler ve tedavi edici unsurlar bakımından kaliteli olan yeşil çay, diğer çay türlerinden daha iyidir. Örneğin C vitamini, B1 vitamini, B2 vitamini gibi maddeler ve çay polifenolü en çok kaliteli yeşil çayda bulunur. Dolayısıyla genellikle kaliteli yeşil çayın insan sağlığına daha yararlı olduğu kabul edilir.
İçilmesi uygun olan çayın miktarı, bir kişinin çay içme alışkanlığı, yaşı, sağlık durumu ve yaşam ortamı gibi unsurlara bağlıdır. Genellikle sağlık durumu iyi ve çay içme alışkanlığına sahip olan bir kişi, günde 12 gram çayı,üçe veya dörde bölerek içebilir. Çok çalışan, çok yiyen insanların, özellikle aşırı sıcak mekanda çalışanların veya zehirli maddeye dokunan kişilerin günde 20 gram çay içmesi de uygun görülür. Sigara ve içki tiryakisi olan insanlar da normalden fazla çay tüketebilir. Fakat hamile kadınlar, çocuklar, sinir bozukluğundan rahatsız olanlar, taşkardi hastası olanlar çayı az içmeli.
Bazı kişiler günün farklı saatlerinde değişik çaylar içer. Bu kişiler, örneğin sabah kalktıktan sonra beyinlerini uyandırmak için açık bir bardak yeşil çay içer; çalışma verimliliğini yükseltmek için sabahleyin bir bardak yasemin çayı içer; öğle yemeğinden sonra uykularını açmak için bir bardak siyah çay içer; öğleden sonra mola verirlerken bir bardak sütlü çay veya bir bardak yeşil çay içer, yanında bisküvi ve kuru yemişler koyar; akşam ise aileleri veya birkaç arkadaşlarıyla birlikte Wulong çayı içip sohbet ederler...
Böyle bir düzenleme çok hoştur ve farklı çay türlerinin tadı çıkarılır. İsterseniz, siz de bir deneyin, belki siz de bundan zevk alırsınız.