CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Birlikte yaşama ve huzurun simgesi: Karız kanalları
  2009-12-04 13:38:52  cri

    Karız kanalları Çin'in Turfan bölgesinde yapılmış yeraltı su sistemidir. Tanrı Dağları'dan eriyen kar sularını dağın eteğindeki yerleşim bölgesine götüren Karızlar, binlerce yılda hiç bir ara vermeden içme ve sulama suyunu sağlamaktadır. Uzunluğu 5000 kilometre olan Karız kanalları, yeraltındaki Çin Seddi olarak nitelendirildi. Eğim, açı ve yerçekimiyle çalışan kanalların yapılabilmesi için yalnız matematiğin, fiziğin, mühendisliğin ileri bir düzeyde olmasıyla kalmayıp güçlü irade ve iyi orgranizasyon da gerekli. Bir, iki veya üç kişinin değil, kolektif irade ve emeğin sonucunda inşa edilen bu su sistem eski emekçilerin zekasını ve daha önemlisi barış ve huzur içinde birlikte yaşama kültürünü gösteriyor. Bu Karız kültürünü tanıtıp dünyaya yaygınlaştırmak amacıyla kısa süre önce Türkiye'den bir belgeseli çekim heyeti Turfan'daki Karızları belgesel yapmaya geldi. Çekim çalışmalarının sonunda Çin Uluslararası Radyosu Muhabiri heyet üyelerini bir araya davet ederek reportaj yaptı. Bugünkü programımızda bu dört kişiyle yapılan reportaj sunuyoruz.

    Programın başlangıcında Türkiye'den belgeseli çekim heyetinin üyelerini bir tanıyayım. Sayın Dursun Özden, proje sahibi, sayın Ali Pınar çekim yönetmeni, sayın Ulaş Yiğit Ülker görüntü yönetmeni ve sayın Mert Aksuna ses mühendisi yani sesci. Evet, hoş geldiniz, programımıza.

    Dursun, Ali, Ulaş, Mert: Hoş bulduk!

    CRİ: Öncelikle Turfan'da Karız kanallarını belgesel yapmanın sebebini dinleyicilerimize anlatabilir misiniz? Dursun Bey, bu çekim projesinin sahibi olarak siz söyleyebilir misiniz?

    Dursun: Tabii, öncelikle Çin Uluslararası Radyosu Türkçe Servisi'nin tüm dinleyicilerine teşekkür ederim. 2004 yılında Karız su kanalları sistemini araştırmak üzere Turfan havuzuna gelmiştim. Bu çalışmam sırasında gerçekten yeraltında Çin Seddi denebilen ve Çin'deki üçüncü büyük uygarlık harikası olan ve toplam uzunluğu 5300 kilometre uzunluğundaki Karız su kanalları çok dikkatimi çekti. Onların üzerinde epey çalışmalar yaptım ve döndükten sonra da kaynak yayınları Uygur Karızları'na yolculuk adlı kitabımı yayınladı.

    Ben yaklaşık 30 yıl dünyayı geziyorum, 66 ülkeyi gezdim. Bu Turfan'da Karız'ı görünce dünyanın 66 halinin en ilginç olduğuna tanık oldum. Bu nedenle benim çok ilgim çekti ve aslında şu var, Turfan Karızlarının diğer uygar harikalarından farkı şu. Bir araştırmaya göre zamanımızdan 5000 yıl önce Turfan'da karızları kazma başladı bugün hala süren var. Bir araştırmaya göre 2500 yıl önce başladığı var. Şimdi Turfan karızların en ilginç özelliği, Turfan karızları başlı başına bir uygarlık bir matematik harikası olmaktan öte, Taklamakan Çölleri'ndeki bir havuzda yeşil bir alanda ve yarnaz antik kenti de bulunduğu vaha da bir uygarlık yaratırmıştır, bir kent kültürü oluşturmuştur. 2500 yıl önce. Ve hala süren ve aynı zamanda onun ötesinde çevre kültürünü oluşturmuş zirahat ve tarımla en iyi ürünler, en bereketli ürünler alınmaya başlamış. Bu benim çok ilgim çekti. Daha çok bundan dolayı hareket ettim, ama daha ilginç olan ise, yalnız bunlar değil. Bir uygarlık bir matemetik harikası olması değil yalnızca, aynı zamanda İpek Yolu üzerinde yer alan bu Turfan şehrin Karız kültürü sayesinde farklı kültürlerden farklı etnik kültürlerden olan pek çok halk var bu bölgelerde. Ve bunlar Karız kültürü sayesinde kavgasız, problemsiz, savaşsız ve sevgi içinde birlikte yaşama kültürü oluşturmuşta. Bu Karız aynı zamanda bu coğrafiyada birlikte yaşama kültürünün bir mayası bir tutkalı diyebiliriz. Onun için bu anlamda bu karızların bütün dünyadaki pek çok ülkede karız var, Türkiye'de karızlar var, Türkiye'de karızların adına keriz deniyor, mesela Azerbaycanlar kerhiz diyor, İranlılar Ganat diyor, Ummanlılar Aflaş diyor, böyle pek çok ülkede karızlar var, ve bizim bu belgeselin çekmekteki amacımız, Turfan karızlarının birlikte yaşama kültürünü nasıl oluşturduğunu belgelemek. Biz belgesel çekmeyi bu anlamda önce düşünce halindeydi bu, şu an şekillendi. Bir projeyi dönüştü. Ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ile Çin Halk Cumhuriyeti Kültür ve Tanıtma Bakanlıkları'nın katkılarıyla biz bu projeleri gerçekleştiriyoruz. Tabi önümüzde daha yapılacağı bir yol var. Belki Çin Halk Cumhuriyeti topraklarındaki 56 etnik kurumun birlikte yaşama kültürünün belgeselini çekeceğiz. Örneğin, Kaşgar belgeseli olabilir, Örneğin, Tibet belgeseli olabilir. Örneğin, Altay Dağları'nın göçebe kültürü belgeseli olabilir, burada aynı zamanda etnik grupların inançlarının da hoşgörü içinde yaşadığını, örneğin, şaman kan kültürü da olduğunu Müslümanlığın burada olduğunu budizmin burada olduğunu konfeçyüs felsefesinin burada olduğunu belki ata iziminin burada olduğunu ve bunların kavgasız dövüşsüz birlikte yaşama kültürünün karızlar sayesinde olduğu. Tibet ve Urumçi'de olan olaylar aslında Karız kültüründen biraz uzak olaylar, eğer buralara Tibet'te ve Urumçi'de Karız kültürü olsaydı, kesinlikle hiç bir olay olmazdı, ve ben buna inanıyorum, biz herhalde bundan sonra, batı merkezi tarıhçilerin, araştırmacıların ve gazetecilerin bizi yanlış yönlendiklerini bize yalan, haber ağıyla abluka ettiklerini kuracak altenatif bir çalışma olduğuna inanıyorum, ve bizim Turfan karız belgeselimiz, aynı zamanda dünyaya çok önemli şeyler ve sazlarına inanıyorum.

    CRİ: Burada iki haftalık çalışmalar nasıl geçiyor diye kısaca anlatabilir misiniz?

    Ali: Tabii ama ondan önce ben diğer sorunla ilgili birkaç ekleme söyleyeyim Dursun Bey'in söylediğine.

    Ben de bu Karız kültürünü Dursun Bey'den öğrendim. Kendisiyle çeşitli biçimde tanıştık ve bana Karız kitabını hediye etti. Kendisinin karız konusunda çok güzel bir kitabı var, ve buradaki ve bazı enstitüler içinde kaynak oluşturan bir kitap, oradan gerçekten karız gerçeği gördüm, içindeki mühendislik mimari ve kültürel harikalar, ben çok etkilendim. Kendisi de bu belgeseli çekmek istedim söyledim. O da kabul etti, beraber çalışma kararı aldık. Benim de başka hassasiyetim de var, bu sürende ek olarak, bugün dünyaya baktığımız zaman, hızla çok feçi bir sonuna doğru sürükleniyoruz, çevresel, ve bu iklim değişikliği, tehlikesine bakınca, ve az evvel batıdaki etrosentrik görüşler bizi yanıtıyor, ama batı dünyasında akılı salim, akılı batı insanlar da var, orada çok önemli bilim adamları var, bunlar diyor ki, karızlar, ve çatı suyu toplama, ile ancak biz bu küresel iklim değişikliğinin yarattığı kuraklıkla mücadele edebiliriz. Bu açıdan da çok önemli aslında bugün biz baktığımız zaman, karıza evet, bize ilkel geliyor, 2009 senesindeyiz, ama 2500 yıl önceye göre düşünürsek, yada 1800 yıl önceye, gerçekten bir harika, bugün karızlar, yeni teknolojiyle birlikte etkinleştirilse, gerçekten kuvvetli bir engeli belki de aşayabileceğiz bu sayede, özellikle kuraklı coğrafyada, Turfan gibi, Hami gibi. Suyun çokk uzakta olduğu yerlerde, ama elle işli koşullarda, karızla bu bölgeye su taşınabiliyor, ve aynı zamanda oradaki nüfusun kentleri göçebelemesini engelleyebiliyor, bu açıdan çok önemli karızlar.

    Ali: Evet, alışla gelmişten farklı bir proje olacağını zaten biliyordum, buraya gelirken, o yüzden farklı bir ekip kurmak istedim. Daha önce çalıştım, profesyonel ilişkim olduğu ama, aynı zamanda, arkadaş olduğum insanları seçmek istiyordum. Ve arkadaşım Ulaş Ülker ve Mert Aksuna'da kadar kaldım, çünkü, siz de görmüşsünüz, çalışmalar boyunca çok candan çalıştılar, gerçekten yüreklikle nota koydular, çok zor koşullarda çalışdıklar, çünkü karız altına indik, zaman zaman 15 metre indik, suların içine girdik, belimize kadar. Özellikle Ulaş Ülker.

    CRİ: Demekki bazen tehlikeli durumlar mu da var?

    Ali: Biraz duar da aslında, çünkü karızlar çökebiliyor tabii o anda. Özle çalışmak, bunu söylemek istiyorum. Ne kadar doğru bir karar verdim de bunları kısa bir süre sonra gördüm. Buların gayeti beni çok memnun etti, Dursun Bey zaten burada iyi biliyordu, buraya gelmiş bir insan, kitap zaten yazmış bu konuda. Bu pek çok ekonomimizi yönlendirdi. Sağ olsun, buradaki bizi Çin hükümetinin basın ve enformasyon ofisi, karızları araştırma enstitüsü, müzeler, Xinjiang Müzesi olsun, Turfan Müzesi olsun, herkes bizi çok iyi ağırladı, elverişli koşullar içinde çalışmamıza vesilli oldular, o açıdan radyo aracılığıyla onlara teşekkür etmek istiyorum.

    Dursun: burada bir şey var, bu da çok ilginç, yani, biz iki hafta çalışma süremizde karız üzümleri yedik, karız meyvesi sebzesi yedik, ve helehele o akşam yemeklerindeki o karız varya, of, yani, gerçekten bizim projemizi tamamladı o, karız dansları yaptık,

    Nasıl bir dans, anlatabilir misiniz,

    Vala biraz oyun sağlayan bir dans, mesela ejderha danslarıyla başladık, sonra kam dansına dönüştük, sonra seemma başladık. Yan yana, döne döne karızcılarla birlikte dans ettik. Hele bu akşamki, düğündeki o dansımız görmeye değerdi, o toydaki o güzel gelin ve damatın, duruşları ve dansları bizi ayağa kaldırdı, ve düğün sahipleri de çok mutlu oldular.

    CRİ: sanki bu konu üzerinde Ulaş Bey'in söyleyeceği bir şey var.

    Ulaş: konu gelmiş hemen hemen oradan başlamak istiyorum. Bugün gittiğim düğünde fark ettiğim ilginç şeyler var zaten. Aslında bizim düğünlerimize oldukça benzettiği kadar çok de tezat şeyler var aslında. Türkiye'de düğünlerden çok ayıran şeyler de vardı. Buradaki kültürün verdiği oynama ve dans etme şekilleri bize çok farklı geliyor, bizim kültürümüzün daha farklı oynuyoruz. Buradaki insanların daha kendine öz kültüre oynamaya görmek, bana çok büyük bir haz verdi. Tabii, her tür milletin de olduğu gibi her Anadolu'da insanlar olduğu gibi inanılmaz bir misafirpeverlik inanılmaz bir yakınlık, sanki birbirimizi doğduğumuzdan biri tanıyormuşuz gibi, ilk andan itibaren. Yemekler, içecekler hiç bir şey rahatsızlıktan

    Dursun: konuşmalarını çokça anlıyoruz değil mi?

    Ulaş: Yani ben gelirken, aslında bambaşka bir dille karşılaşacağım zannediyordum. Bir anda baktım, zaten Mert'le de bazen konuştum, bazen kendimizi Türkiye'de gibi yani, Çin'de olduğum zaman Türkçe konuşuyoruz, nasıl oluyor, falan gibi böyle. Bir takım bize şaşırtan durumlar oldu, bunlar tabii çok güzel şeyler, çok güzel şeyler. Ama gerek coğrafyanın farklılığından dolayı, bize çok yabancı gelen şeyler de var. Yemeklerden çok korkuyorduk, hiç korktuğumz gibi çıkmadı. Bazı şeyleri yadırgamıza ramen bazı şeyler tamamen bizim damatlarımıza uygun. Ben güzel bir iki hafta geçirdiğimizi düşünüyorum. Çok güzel ve olumlu tecrübelerle aldığımızı düşünüyorum. Olayların hiç Türkiye basınında yansıtıldığı gibi olmadığını, durumun burada çok farklı olduğunu, insanın düşündüğümüzden çok daha cana yakın olduğunu görmek bana kımaç veriyor, en kısa zamanda tekrar buraya dönmek istiyorum, kısacası.

    CRI: Biraz çalışmalarımıza dönelim. Görüntü yönetmeni olarak burada çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Ulaş: Buraya gelmeden önce yönetmen Ali'yle teknik araştırmalar yaptık gerek. Kullanılan elektrik sistemi, burada bize sağlanacak malzemeler, biz neler götürebileceğiz. Çünkü, uzun bir yol geleceğimiz için malzemelerimizi en aza indirmemiz, ama en önemli olan kol malzemeleri getirmemiz gerekiyordu. Allahtan elektrik sistemi Türkiye'deki gibi 220V çalışıyordu. Lakin girişleri biraz farklı, ama ufak bir adaptör bunu çözdük. Işık yanımızda getirdik, aslında reportajlarında daha çok ışık kullandık, dış mekanlarda yani karızlarda, sokaklarda, köylerde daha çok güneşten faydalandık, reflektörlerimizle bunu sağladık. Benim en büyük korkum, daha önce buraya hiç gelmediğim için ve bu mevsimde ülkemizde biraz karanlık olduğu için Turfan bölegesinin nasıl olduğunu çok merak ediyordum. Hani insanlar filmci olmadığı için sorduğunuzda aya hava çok güzel falan diyorlar ama filmcilik için bazen yetmeyi biliyor. Dolayısıyla bu tip tedirginlik vardı, ama Turfan'ın Türkiye'den daha sıcak ve daha güneşli olması, Ali ve beni çok sevindirdi. Her gün güneşliydi, karasal verdiği bir dengesizliği vardır, yani geceleri çok soğuk, gündüzleri çok sıcaktı, bizim işimiz gündüz olduğu için biz hiç bir sıkıntıya sokmadı. Karızlarda şöyle bir durum vardı, Karız olayı hayatımda ilk gördüğüm için biraz tedirgindim. Yani bu tedirginim biraz ekibime de yansıldı mı, acaba diye biraz da üzüldüm, çünkü yerin 13-14 metre altına iniyorsunuz. Elimizde bir kamera var, çat pat anlaşılan insanlar var, ama bazan yanlış anlaşılıyor da, hani biz başka bir şey söylemek istiyoruz, onlar bambaşka bir şey anlaşıyor, local insanlar Karızlara çok alıştıkları için kendi evleri gibi davranabiliyorlar, ama biz bir yandan malzemeyi korumakla yükümlüyüz, bir yandan yönetmenin istediği görüntü kaydetmekle yükümlü olduğumuz için bu yeterli kadar stresi veriyor. Ama bu projenin heyecanı, ekibime öyle yansımışki, yani gerek Dursun Bey'in hasasiyeti, bize devamlı dikkat edin çocuklar, ilk önce güvenlik, ilk önce sağlık, Ali her zaman öyle dikkat edin arkadaşlar, her şeyi düşünerek yaparak, Mert devamlı olarak benim sağ kolum gibi devamlı yanımdaydı. Karızlarda bir şekilde iyi iş çıkardığımıza inanıyorum. Yani görüntülerde de inşallah sonunda bittiğinde hep beraber izleyeceğiz, yeterli kadar enformasyon verebildiysek yönetmenimizin hayalinde şeyleri karide geçebildiysek, ve görevimi en iyi şekilde yaptığıma inanıyorum.

    CRİ: Aynı soruyu sesci Mert'e yöneltmek istiyorum. Mert de Ulaş'ın beraberinde yer altına gittiniz, bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Mert: Aslında benim bu konuyla sadece tarihin bir şeyin içinde olduğumu hissettim, her defa. Bundan önce bu havuzun kenarında konuştuğumuzda da söylemiştim. Açıkçası benim Ulaş gibi ışıklı olmadığı için. Ben çok rahat çalıştım, ve dedim tarih içinde çalıştığım artı bu yani Uzak Doğu'ya çok büyük merakım var, Çin'i çok merak ediyordum. Benim için çok güzel oldu, güneşli gibi geldim hep 12 gün içinde yaşadık, benim için çok güzel bir tercrübem. Sesci olarak hiç bir problem yok. Turfan zaten sessiz ve sakin bir yer. İstanbul gibi kornalarlı, iniyen bir yer değil, Urumçi'den bahsediyorum, dolayısıyla benim için kolaydı ve çok güzel geçti.

    Ali: Ben şunu eklemek istiyorum. Aslında, zorluk şuradan kaynaklanıyor. Girdiğimiz ortamlar, hem çok tozlu, toprak ortamlar, hem de bir yerden sonra ıslak, çünkü sular içinde. Bu malzeme için çok tehlike yaratıyordu. Orada dikkatli olmamız gerekiyordu. Çünkü bir hatta malzemenin bozulmasına yol açabiliyordu. Zaten yabancı ülkedeyiz. Birde zor oluyor, biraz, bu tipler belgeseller, 8-10 kişiyle çekiliyor en az. Ama bizim imkanlarımız, hem den karızların yapısından dolayı, ben çok küçük, ama pek çok konuda, hem uzman, hem de işi iyi yapabilen insanlar seçmek istedim. Kendi de buna dahilim. Zaman zaman kendi görevlerimizin, aslı görevlerimizin dışında pek çok görevi üstlenmek zorunda kaldık. O yüzde değişik bir ekip oldu yani.

    Mert: Burada da farklı tercrübemizden faydalandık.

    Ali: Mesela iki kamera kullandık. Biz çünkü daha aşağı daha duyalıydı. Karanlık ortamlara diğeri daha hareketli resimleri kaydetmek için.

    Ulaş: Ben şöyle ufak bir anlamı hemen aktarmak istiyorum, Karızlarla ilgili. En son girdiğimiz Karızda, tek başıma girdiğim Karızda, Ali bütün Karız'ı üstündeki deliklerinden itibaren oradan gelen ışık hüzmeleriyle en geriden almamızı istiyordu. Şimdi şöyle bir durum vardı. Karızın içine bize bu büyük bizim kasım çizme değimiz yerekli çizme sağolsun sizin de yardımlarınızda bulundu. Bununla birlikte aşağa indik, içinde Karız suyu ilk başta berak güzel görünüyor, hiç farkında olmadan, tatlı bir akıntıyla gidiyor. İçine girdiğiniz zaman, altındaki çamur doku, o kadar yumuşak ki, çok değişken, yani bazen dizinize kadar çamur içine basıyorsunuz, ama bazen belinize kadar çamur içine girebiliyorsunuz. (Ali:...) dolayısıyla bu çok tedirgin etti sizi. Elimizde bir kamera, bir yandan teknik ayarlama yapıyorsunuz, bir yandan görüntü almaya çalışıyorsunuz, ve dizinize kadar çamurun içindeyken bir yandan belinize kadar çamurun içine giriyorsunuz, baya en son gittiğimiz Karız'da şöyle bir olay olmuştu.

    Ali: bir yadan sessiz olmamız dolayı, yavaş yürümelisiniz.

    Ulaş: Teknik şeyler dediğim bunlar, bir yandan diyafroma ayarlamaya çalışıyoruz, bir yandan tep ışığı ayarlamaya çalışıyoruz, bir yanadan görüntü almaya çalışıyorum. İlk önce indim aşağıya. Yukarıdan kamerayı indireceklerdi. Biraz ilerledim, kafamın kaldığım yukarı baktığımzda aslında ben close klofobi yoktur, kapalı bir alanda kalma korkusu yoktur, daha çok yükseklik korkusu vardı bende. Böyle kafamı kaldırdım da, Karızların yani tavanında çok büyük yarıkların olduğunu gördüm. Ve o anda bir yan böyle Karızların üstüme yıkılıp benim altında kalacağımı ve orada hayatımın artık sona ereceğini ve mezarımda kalacağımı...Yani bunlar gözüm önüne gelmeye başladı. Tam o sırada, ben çamur içinden saplandım. Yani belime kadar çamurun içindeydim, ayakkabımı çekemiyorum dışarıya, o kadar şey ki, bir de hareket ettikçe o kadar yumuşak ki daha da batıyorsunuz. Hareket etmezseniz, orada kalacaksınız. Ama çıkmaya çalıştıkça, daha dibine gidiyorsunuz. Hareket etmedim, durdum, durmam lazım dedim. Ve biraz dengel bozuldu. Dengel bozulunca hemen sağ tarafa eğlimi koydum. Bir baktım, sağ kolum da omzuma kadar çamurun içine girdi. Dedim, bunlar kurtarmam lazım derken sol elim de sağ elime soktum, ve iki elim toprağın içinde belime kadar çamurun içinde ben orada 15-20 saniye kaldım. Bu şekilde nasıl çıkarıyorum diye düşündüm, bir yandan arkadaşım yukarıdan bağırıyor, Mert bağırıyor, Ali bağırıyor. İyi misin? İyiyim, iyiyim diyorum. Kimseyle telaşlandırma anlamı yok, orada, ilk önce sağ kolumu kurtardım. Sonra sol kolumu kurtardım. Sonra orada taşlık bir yer vardır, bunu tutup hafif kendimi çektim ve oradan çıktım. Ama şöyle bir durum hissettim oradan. Oradan çıktıktan sonra, altıdaki toprak artık kayıyor mudur nedir. Bir müddet sonra su böyle hızlanmaya başlıyor. Yani siz oraya aslında baraj gibi bir şey yapıyorsunuz, su arkamızda birikiyor, ve su oradan böyle sıyılıbiri yeraldıktan sonra daha hızlı adım atabiliyorsunuz. Bunu aktarmak istediğim ilginç bir alektör bir karız haberiyle. (Ali: baya ayrıntılı, ama olsun.)

    CRİ: Bambaşka bir ülkede çekim yapıyorsunuz. Burada yerlilerle rahat bir işbirliği yapabiliyor musunuz?

    Ulaş: Ben teknik açıdan aslında felaket derecesinde eksikliğimiz olmadı. En büyük problem şu oldu, elektrik sistemleri bizim yaktığımız ışıkların kilovatlarını kaldırmadı. Yani o da buranın suçu değil, çünkü getirdiğimiz lambaların iki bin kilovat oldu, bir tanesi bir kilovat, iki kilovat yakınca dört kilovat...(Ali: yani bu kırsal kesimde...bütün evlerinden elektronik çektiğimiz için) Evet, Türkiye'de de öyle. Yolun kenarında bir köy vatandaşın çalıştığı ufak telsane gibi demirci gibi bir yerde oradaki vatandaş bize çok yardımcı oldu, tamamen sigorta sistemini aştı bizim kaplolarımızı tahmin etti, birkaç kere şalter altı etti tekrar düzeltti, yani onların olmasa biz aslında bunları yapamazdık. Bu tip şeyler oldu, ama tabii ki, bizim taşladığımız, Türkiye'de de bu var, Anadolu'nun ufak kasabasına gittiğimda orada da elektrikle... ama yerliler gerek Çinliler, gerek Uygur vatandaşı olsun, çok dostça yanlısı, bizim Türkçe kelimemizi duyunca hoşlarıyla geliyorlar ortak kelimeleri yakalıyoruz, hiç bir şekilde engelle ben karşılaşmadım.

    Dursun: Bir de şey çok ilginç burada. Yani gittiğimiz ülkelerde, kendi ülkemizde müzelere gittiğimiz zaman işte fotoğraf çekme, kamerayle çekim yapmak yasaktır diye işaret vardır. Ama sağ olsunlar, gerçekten hem Turfan'da, hem de Urumçi'de bize bütün olanaklaştıra araştırma, bütün yasakları biz verdik. Onun için bu çok anlamlı geldi bana, ilginç geldi. Bir de, bazı şeyler vardı. Eksikliği de vardır, bunu da söylemekte yararlı var. Yani en azından bir başka çalışmamıza, bir başka projemize burada yaşama geçirmede, belki Çin merkezi hükümeti, buradaki bölge özerk bölgesi titizlik davranmak düşünüyorum. Örneğin, bizim önceki büyükelçiliğimiz aracılığıyla yaptığımız yazışmada, bir helikopter talebimiz vardır, bu yerine gelmedi, gelme işinin nedeni de, bu bölgede olağanüstü hal olduğu içindi. Dileriz, bir daha geldiğimizde olağanüstü halde kalkmuş olur, bizim de bu bölge için bütün özveri çalışmalarımıza olanaklar sağlanır diye düşünüyorum.

    Ali: Ben de bir şey eklemek istiyorum. Aslında Ulaş ve Mert hem Avrupa'da çalıştık, projeleri yaptık, Avrupa'dan gelen ve Türkiye'de çekim yapmak isteyen insanlarla da çalıştım. Şimdi Çin tercrübesinde yaşadım. Yabancı ülke olarak Çin'de ben Avrupa ülkelerinden daha rahat ettim. İnsanlarla daha iyi anlaştım. Burayı sanıyorum, herhalde siz de bir doğu topluğunuz için. Ben de Türkiye'yi aslında bir doğu toplumu olarak aldetiyorum, kendi fikrim bu. O yüzden sanırım, daha iyi anlaştık, yani Avrupalardan sizleri anlaştım.

    CRİ: Şimdi bu soruyu özel olarak Dursun Bey'e sormak istiyorum. Dursun Bey 2004 yılında Turfan'a geldi ve beş yıl sonra bir kez daha buraya geldi. Son gelişinizde bu bölgede size farklı görüntüler veriyor mu? Varsa, nelerdir?

    Dursun Bey: 2002'de başlayan ve şimdi halen devam eden bir Karız olayı vardı. O zaman ben tespit etmiştim. Mehmetcan diye Toksun'de bir karızcıydi, 57 yaşında. Onun çok baya büyükçe üzüm bağları ve bahçeliği var. Yine adana aile olarak bütün akrabalarıyla hala karız çalışmasını yedi yılda 5 kilometre kazmışlar. Hala devam ediyor bu. Bir ailenin ve bireylerin çalışması bu. Ama karızları genel olarak düşündüğünü, böyle olmadı. Kolektif bir ürünü olduğuna tanık oluyoruz. Bu çok ilginç, başka bir şey var. Özellikle bu Karız Araştırma Enstitüsü Başkanı Gaful Nuritin Tombik öncülüğündeki bir takım Karızları kurtarma çalışmalarında, her yıl 20 milyon yuan merkezi hükümetin buraya ayrılmasında gerçekten pek çok karızın iyileştiğini gördüm. Mesela, bölgede genelde 1800 karız var iken. Bunların 360'ında su var. Ama olanların da pek çok yavaş yavaş işten çöpmeleri olduğu için bir takım ısı farklarından, yağmur rüzgar gibi onlardan da dolayı çöpme olduğu için buna karşı gerçekten Karız Araştırma Enstitüsü ve Turfan Karız Derneği'nin Karızları için çok hızlı koruma kurtarma çalışmalarına tanık oldum. Bu beni sevindirdi.

    Ali: Şunu söylemek isterim. Ben bugün çok ilginç bir manzarayla karşılaştım, Xinjiang Üniversitesi'ne gittim, çekim için. Öğrenciler bahçede gönüllü olarak karları temizliyorlardı. Ben bunu dünyanın hiç bir yerinde görmedim. Ve özellikle sordum. Öğrenciler çalışan değil, öğrenci bu çalışanlar diye sordum. Evet, dediler. Gönüllü olarak yapıyorlar, hiç sorumlu olarak yok. Bugün şimdi batı dünyası bireycilik, bireycilik diyor. Tabii önemli, bireycilik, kesinlikle. Ama birer bizim dediğimiz gibi bu özellikle çevresel felaket konusunda, insanların birazda bireyciliğin yanında toplumsal iradeyi düşünmesi lazım. kolektimizimi de düşünmesi lazım. Nitekim, Karızlar zaten bir kolektif bilinci sayesinde ortaya çıkmış. Bir kişinin, iki kişinin, üç kişinin biraraya gelip yapabileceği bir şey değil bu. Dursun Bey'in bahsettiğin bu mujice aslında bu. Mehmetcan adlı bir Karız'ı yaptı. Ve şunu araştırdım, Dursun Bey'in kitabında vardır zaten. Karızlar antik dönemde bütün dünyada varmış. Yani Kızıldelilerde var, Amerika'da. Güney Amerika'da var. Bütün Afrika'nın kuzeyinde var. Arabistan Yarımadası Anadolu, İtalia, İspanya, Azerbaycan, İran'ki çok önemli ve Xinjiang. Demek ki Karızlar unutulmuş, bugün olmadı, bugün yok çünkü. Çok az var. Bir dönem gelmiş, karızlar unutulmuş. Niçin, aslında kolektif bilinci yok edildiği rasgele için. Ve aslında belki de bu karızların en büyüğü ve halen de Çin'de var olması bir tesadüf olması gereki diye düşünüyorum. Bu da düşündürücü, değil mi.

    CRİ: Evet hoç haklısınız. Buradaki çekimi bitirdikten sonra proje kapsamında başka neleri çekeceksiniz?

    Dursun Bey: Bu proje kapsamı içerisinde biz İtaliya'da, İsrail'de, Avustrulya'da ve Amerika'da Karız'la ilgili araştırma yapan profesor, doktorlar, batılı uzmanlarla da bu proje kapsamında reportaj yapacağız.

    Ali: Onların Karız hakkında düşünceleri. Yani dünyanın her yerinde çeşitli bilimadamlarının görüşlerini alacağız. Belki bu projenin ardından dünyanın bütün karızları olarak bir belgesel yapmayı düşünüyoruz. Bu proje sadece Türkiye'de yayınlanması değil, gerçekten yaygın, zaten biraz da normaldan daha yavaş çalışmamızın sebebi bu. İstediğimiz kaliteli görüntülerini elde etmek için. Uluslararası standartlarda bir görüntü için.

    CRİ: Ben de böyle bir belgeselin en kısa zamanda ortaya çıkmasını bekliyorum, çalışmalarınıza başarılı diliyorum.

    Evet, sayın dinleyiciler, Türkiye'den Copora çekim heyetiyle yaptığımız söyleşi dinlediniz. Sayın Proje sahibi Dursun Özden, yönetmen Ali Pınır, görüntü yönetmeni Ulaş Ülkler ve sesci Mert Aksuna'ya programımıza katılıp Çin tercrübelerini bizimle paylaşmaktan ötürü teşekkür ederim.

    Biz teşekkür ederiz.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China