Tayland Prensesi Maha Chakri Sirindhorn ülkesinde büyük saygınlığa sahip olduğu gibi Çin'de de çok tanınıyor. Prenses Sirindhorn, Çin'i ilk kez ziyaret ettiği 1981 yılından bu yana hemen hemen her yıl Çin'e geliyor ve Tayland halkına Çin'in tarihini ve kültürünü tanıtmaya çalışarak, iki ülke arasındaki kültürel değişime ve iki ülkenin halkları arasındaki dostluğun pekiştirilmesine büyük katkılarda bulundu.
1916 yılında kurulan Chulalongkorn Üniversitesi, Tayland'ın en tanınmış üniversitelerinden biri. Üniversitede açılan Konfüçyüs Enstitüsü ise kampusteki Tayland'ın geleneksel mimari tarzını taşıyan Maha Chulalongkorn binasında bulunuyor. Kısa süre önce burada "Çin'de Son 60 Yılda Yapılan Reformlar ve Kaydedilen Gelişmeler Semineri" düzenlendi. Seminere katılan Prenses Sirindhorn bir konuşma yaptı ve konuşmaya Çince başladı:
"Herkese merhaba! Bugün Prof. Fu beni buraya bir konuşma yapmak üzere davet etti. İlk başta biraz endişelendim, çünkü böyle bir faaliyette Çince konuşulması gerektiğini düşünmüştüm. Ancak Çince bir konuşma metni yazmak ve pratik yapmak için vaktim olmadı. Çince konuşursam, kimsenin beni anlamayacağından korkuyordum. Chulalongkorn Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı bana bu faaliyette Taylandlıların Tay dili, Çinlilerin de Çince konuşacaklarını söyledi. Şimdi Tay dilinde konuşacağım. Teşekkürler."
Prenses Sirindhorn, yaptığı konuşmada, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana geçen 60 yıl içinde çeşitli zorlukların üstesinden gelerek, ekonomik bakımdan dünyanın büyük ülkelerinden biri haline geldiğini, 30 yılı aşkın süredir uygulanan reform ve dışa açılma politikasıyla Çin'de tarihi değişiklikler yaşandığını ve dünyanın dikkatini çeken başarılar elde edildiğini belirtti. Prenses Sirindhorn, Çin'in Tayland'ın en önemli ticari ortaklarından biri olduğuna işaret ederek, Çince öğrenmenin ve Çin kültürünü tanımanın da birçok Taylandlının, özellikle de genç neslin hedefi haline geldiğini söyledi.
Aslında Prenses Sirindhorn, Çince öğrenmek ve Çin kültürünü tanımak isteyen Taylandlılar arasında seçkin bir örnek. Tayland'daki Çin Büyükelçisi Guan Mu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Prenses Sirindhorn, uzun zaman boyunca Çin ile Tayland arasındaki dostluğun pekiştirilmesi için büyük çaba harcayarak, iki ülkenin halkları arasındaki dostluğun seçkin elçisi oldu. Prenses onlarca yıl Çince öğrenerek, Çin sanatı ve kültürü alanında üstün başarılar elde etti. Wenchuan depreminin birinci yıldönümünde Prenses afet bölgesini ziyaret etti ve okul yapımına bağışta bulundu. Prenses'in Çin sevgisi, Çin halkı tarafından hiç unutulmayacak."
Çin ile Tayland arasında diplomatik ilişkiler 35 yıl önce kuruldu. İki ülke arasındaki ilişkiler farklı sosyal sistemlerin uygulandığı ülkelerin barış içinde bir arada yaşayarak ortak gelişmelerine örnek oluşturdu. Ancak 35 yıl önce durum çok farklıydı. Chulalongkorn Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü'nün Çin tarafı Dekanı Prof. Fu Zengyou, Çin'in en tanınmış üniversitelerinden biri olan Pekin Üniversitesi'nden geliyor. 1980 yılında Çin hükümeti tarafından öğrenim için Tayland'a gönderilen ilk üç Çinli öğrenciden biri olan Prof. Fu, 30 yıl önce Taylandlıların gözündeki Çin'den bahsederken şunları anlattı:
"Çin ve Tayland eskiden de dost ve komşuydu, ancak farklı sosyal sistemlerin uygulanması ve özellikle Soğuk Savaş döneminde farklı cephelerde yer almalarından dolayı, Taylandlıların çoğu Çin'i hiç tanımıyordu. Buraya ilk geldiğimde bana gübre olarak kullanılmak üzere Çin'de 60 yaşın üstündeki insanların kurşuna dizilip dizilmediği bile soruldu. Buna çok şaşırdım. Prenses Sirindhorn, Çince öğrenmek için Çin'e gitti ve yurduna dönünce de Taylandlılara Çin'i tanıttı."
Prof. Fu, Prenses Sirindhorn'un Tayland'da Çince öğretiminin yaygınlaştırılmasına yaptığı katkılardan bahsederken Prenses Sirindhorn'un bizzat kendisi Çince öğrenmenin yanı sıra, Konfüçyüs enstitüleri ve sınıflarının açılmasına da büyük destek verdiğini söyledi.
Prenses Sirindhorn'un çabasıyla Chulalongkorn Üniversitesi'nde ilk Konfüçyüs Enstitüsü kuruldu. Bunun ardından Tayland'ın çeşitli yerlerinde Konfüçyüs enstitüleri ve sınıflarının açılmasıyla ilgili çalışmalar sorunsuz şekilde devam etti ve Tayland en çok Konfüçyüs enstitüsü ve sınıfının bulunduğu ülke haline geldi. Her yıl 1000'i aşkın Çinli öğretmen Çince öğretmek için Tayland'a gidiyor.
Edebiyata düşkün olan Prenses Sirindhorn, Çince öğrenim sürecinde Wang Meng, Fang Fang gibi tanınmış Çinli yazarların eserlerini Tay diline çevirdi ve Taylandlı okuyucular bu çevrilerle Çin'in modern siyasi ve sosyal yaşamını tanıdı. Prenses Sirindhorn, ayrıca akraba ziyaret eder gibi sıkça Çin'e geldi. Beijing'den Tibet'e, Çin'in doğusundaki sahil bölgelerinden kuzeybatısındaki iç kesimlere kadar, her yeri dolaştı. Prof. Fu, bununla ilgili olarak şöyle konuştu:
"Prenses Sirindhorn, 28 yıl içinde Çin'i 28 kez ziyaret etti. Kendisinin söylediği gibi, biz akraba gibiyiz. Prenses her dönüşünde kitap yazdı. Ayrıca, Tayland'ın bütün televizyonları, ziyaret boyunca Prenses Sirindhorn'u izliyor ve ziyaret programları yayınlıyor. Bu da Taylandlıların Çin'i daha iyi tanımasını sağlıyor. Bazı Çinliler bana Prenses Sirindhorn'u tanıdıkları için Tay dili öğrendiklerini, birçok Taylandlı öğrencinin de Prenses Sirindhorn'un Çince öğrendiği için Çince öğrenmek istediklerini söylüyor. Bu nedenle, Prenses Sirindhorn'un Çin ile Tayland arasındaki kültürel değişimi ilerletmede ve özellikle Çince öğreniminin yaygınlaştırılmasında yeri doldurulamaz bir rol oynadığını söyleyebiliriz."