1 Ekim'de Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 60. yıldönümü kutlanacak. Onlarca yıllık birikim ve gelişmeyle Çin, son yıllarda bir ülkenin kapsamlı gücünü temsil eden havacılık ve uzaycılık alanlarında dünyanın dikkatini çeken büyük başarılar elde etti.
27 Eylül 2008'de yeryüzünden 300 kilometre uzaklıkta Çinli taykonot Zhai Zhigang, Çinlilerin uzay yürüyüşünün ilk adımını attı. Şimdi dinlediğimiz bu ses Zhai Zhigang'ın uzaydan Çin halkına ve dünya halklarına gönderdiği selamdır. Tarihi anlamı büyük olan bu olayla Zhai Zhigang, uzayda yürüyen ilk Çinli oldu ve Çin de Sovyetler Birliği ve ABD'nin ardından uzay aracından çıkma tekniğini elde eden üçüncü ülke oldu.
İnsanlı uzay teknolojisi, birçok bilimi bir arada bulunduran bir teknoloji ve füze, uzay aracı, uzaktan kumanda haberleşme de dahil olmak üzere 7 büyük sistemi kapsıyor. Çin İnsanlı Uzaycılık Projesi Genel Komutan Yardımcısı Zhang Jianqi, son derece gelişmiş bilim ve teknoloji ve bu alanlarda kalifiye eleman olmaması durumunda uzay aracından çıkma faaliyetinin gerçekleştirilemeyeceğini söyledi ve şunları kaydetti:
"Uzay aracımızın havalı fren kabininin basıncı indirme ve basıncı yeniden yükleme teknolojisine sahip olması gerekiyor. Kendi olanaklarımıza dayanarak uzay yürüyüşünde kullanılacak giysiyi geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra mikro-elektro-mekanik teknolojisi, bazı yeni tür malzeme teknolojisinde de atılım gerekir."
Ancak bütün bunlar, 60 yıl önce Çinliler için yalnızca uzak bir hayaldi. O zamanlar Çin'de ne insanlı uzay için gereken füze, ne de uluslararası rekabet gücüne sahip bilim adamı vardı; ülke çapında bilim ve teknolojiyle uğraşan insan sayısı 500'ü bile bulmuyordu.
Çin Halk Cumhuriyeti kurulur kurulmaz, Çin hükümeti bilim ve teknoloji davasının geliştirilmesini ön plana alarak, bu konuda uzun vadeli bir programı hazırladı. 1964 yılında Çin'in kuzeybatısından göğe yükselen büyük mantara benzeyen bulut dünyayı şaşırttı: Çin'in ilk atom bombası başarıyla patlatıldı. Üç yıl sonra Çin'in ilk hidrojen bombası da infilak ettirildi. 1970 yılında Çin'in ilk uydusu başarıyla yörüngeye oturtuldu. Bunlar ülkenin bilim ve teknoloji ve savunma güçlerini pekiştirmenin yanı sıra, Çin'in uluslararası sahnede önemli bir yer edinmesine de sağlam bir temel hazırladı. Çin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerinden Mei Yonghong, "Ülkemiz bilimsel ve teknolojik gelişmede zengin deneyim biriktirdi. Bunun yanı sıra bu alanda son derece zengin insan kaynaklarına da sahibiz" diye konuştu.
1978 yılında Çin'de reform ve dışa açılma politikası uygulanmaya başladı. Bu tarihten itibaren, Çin'de "bilim ve teknoloji birinci üretici güçtür" şeklindeki stratejik düşünce benimsendi ve bir dizi bilim ve teknoloji projesi hayata geçirildi. Bu düşünce sayesinde geçen 31 yıl içinde Çin bilim ve teknoloji alanlarında büyük gelişmeler kaydetti.
İnsanlı uzay projesi 1990'lı yılların başlarında resmen başlatıldı. İlk insanlı uzay uçuşundan önce Çin kendi olanaklarına dayanarak, 50'den fazla uydu 15 çeşit geliştirip fırlattı. Bunun yanı sıra Çin'in araştırıp geliştirdiği 10'dan fazla tipteki "Uzun Yürüyüş" adlı taşıyıcı füzelerle 70'i aşkın yerli ve yabancı uydu uzay gönderildi.
Bütün bunlarla beraber, Çin'in insanlı uzay projesi de şaşırtıcı bir hızla gelişti: 2003 yılında ilk insanlı uzay uçuşu gerçekleştirildi ve Çinli taykonot Yang Liwei, uzayda 21 saat uçtu; 2005'te yapılan ikinci uzay uçuşunda iki Çinli taykonot uzayda 5 gün gezdikten sonra başarıyla yerküreye döndü; Eylül 2008'de 3 Çinli taykonot Sengzhou 7 uzay aracıyla uzayda yaklaşık 3 gün kaldı ve bu süre içinde Zhai Zhigang, Çinlilerin ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi.
Çinliler aynı zamanda gözlerini yerküreye daha uzak olan Ay'a dikti ve Ekim 2007'de Çin'in ilk ay keşif uydusu "Chang'e 1" başarıyla fırlatıldı. Bunu izleyen bir yıl içinde "Chang'e 1" öngörülen çeşitli keşif ve araştırma görevlerini yerine getirdi. Çin Ay Keşif ve Araştırma Projesi Baştasarımcısı Sun Jiadong, Çin Uluslararası Radyosu muhabirine bununla ilgili olarak şunları söyledi:
"Bundan önce bütün uzay faaliyetimiz yerküreye yakın alanda gerçekleştirilmişti. Belli uzay teknolojilerine sahip olduktan sonra daha uzağa gitmemiz gerekiyor ve bunun ilk adımı da Ay'a ulaşılması olacak."
Bunlarla da bitmedi. Yıllardır rafa kaldırılmış olan büyük tip uçakları araştırma ve geliştirme projesi de nihayet 2007 yılında Çin hükümeti tarafından onaylandı. Çin Havacılık Bilim ve Teknoloji Sanayi Limited Şirketi'nden yüksek mühendis Gan Liwei, Çin'in 2020 yılında kendisi tarafından araştırılıp geliştirilen büyük tip uçaklara sahip olmasının beklendiğini belirterek şöyle konuştu:
"2020 yılına kadar büyük tip uçakları araştırıp geliştirebilirsek, ülkemizin kapsamlı gücünün de iyice arttırıldığını söyleyebiliriz. Ayrıca bu, ülkemizin diğer sektörlerinin gelişmesi için de itici rol oynayacaktır."
Dünya halkı, son yıllarda Çin'in uluslararası havacılık ve uzaycılık çevresindeki etkisinin her geçen gün daha da büyüdüğüne tanık oldu: Çin yapımı ARJ 21 kısa mesafeli uçaklar, Avrupa ve ABD piyasalarına girdi; Çin ve Brezilya tarafından ortaklaşa araştırılıp geliştirilen yerküre kaynakları uydusu, Çin ve diğer ilgili ülkelerin toprak kaynaklarını araştırması, geliştirmesi, kullanması ve yönetmesine önemli hizmet sağladı; Çin, Venezuela, Nijerya için ücra bölgelerde yaşayan halka uzaktan sağlık, eğitim hizmetleri veren haberleşme uyduları fırlattı.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 60. yılında Çin'in havacılık ve uzaycılık alanlarında kaydettiği başarıları gözden geçirmek büyük mutluluk veriyor. Ancak Sengzhou 7 Uzay Aracı'nın Başmimarı Zhou Jianping'in söylediği gibi, Çin'in göğe çıkma hayali daha yeni başladı ve Çin'in havacılık ve uzaycılık davası da yeni kalkınmaya başladı. Zhou, şöyle dedi:
"Evreni araştırarak, insanoğlunun yaşama ortamını genişletmek, insanoğlunun uzun vadeli bir arzusudur. Ülkenin ekonomik gücüne uygun gelişme adımlarıyla insanlı uzay faaliyetlerini sürekli geliştireceğiz, insanoğlunun evrende daha uzaklara giderek, daha çok şey keşfetmesini sağlamaya çalışacağız."