İnsan yemek yerken, sindirim sistemindeki damarlar genişler, vücudundaki kan da mide ve bağırsaklarda yoğunlaşır, bu nedenle beyininde kan ve oksijen yetersizliğine yol açılır. Eğer iyice doyuncaya kadar yenirse, beyinde kan yetersizliği uzun sürer, bunun da beynin gelişmesine faydası olmaz.
İyice doyuncaya kadar yiyen kişinin beyni erken yaşlanır, ancak bu ne kadar az yerse o kadar iyi olduğu anlamına da gelmez. İnsanın beyin ve zeka gelişimi için kapsamlı besinler gerekir. Protein, nükleik asit, fosfatit ve lesitinin yetersizliği, beyin hücrelerinin azalmasına, sonuçta zeka gelişiminin yavaşlamasına yol açar.
Dünyamızda vejeteryenlerin sayısı çoğalıyor; bu kişiler ete dokunmaz. Bunun sonucu yağ alımı çok azdır. Beyin dokularının içerdiği maddelerin yüzde 60'ını oluşturan doymamış yağlar insanın yediği yemeklerle sağlanır, özellikle balıkların içerdiği doymamış yağlar, insanın beyininde bulunan en yüksek oranlı yağ asidi olarak, beyin hücrelerinin büyümesi ve normal fizyolojik işlevlerinin korunmasını ilgilendirir. Bu nedenle herkes et de, sebze de yemeli, hiçbirini ihmal etmemeli. Bu, çocukların da yetişkinlerin de uyması gereken bir yemek kuralıdır.
Ayrıca yağda kızartma yöntemi kullanılırken, proteinlerin niteliği ve biyolojik hareketliliği kaybolur. Bu nedenle kızartma yemeklerin yenmesi tavsiye edilmez.