Rusya, Çin, Singapur, Japonya ve ABD gibi birçok ülkeden uzmanlar bir araya gelerek, bölgesel gelişmeler, büyük devletlerarası ilişkiler konularında görüş alışverişinde bulundular.
Trump Çin ile pazarlık mı yapmak istiyor?
Trump, Tek Çin politikasını izlemek için şu ana kadar herhangi bir neden bulamadıklarını açıklamıştı. Bu açıklama, uluslararası toplumda sıcak tartışma konusu haline geldi. Rusya Ulusal Ekonomi Üniversitesi Profesörü Lukin Alexandar, Trump'un açıklamasının bir siyasi pazarlık olduğuna işaret etti. Alexandar bu konuda şunları kaydetti:
"Gerçi Trump, Tek Çin politikasının özünü net bir şekilde anladığını söyledi. Trump'un bu politikayı gerçek anlamda anladığını umuyorum. Buna rağmen, bu yine de çok tehlikeli. Trump açıklamasıyla birlikte Çin ile siyasi pazarlık yapmak istedi. Ancak bu pazarlık Trump'a herhangi bir olumlu sonuç getiremeyebilir. Pazarlık yapmak istediği konu, geçen yüzyılın 70'li yıllarında zaten kesinleştirilmişti. Artık pazarlık yapılamaz. Yani, dış politika, dış politikadır, siyasi pazarlık, sadece pazarlıktır."
Huang: ABD uluslararası toplumdan yeterli destek alamaz
Singapur Ulusal Üniversitesi Lee Kuan Yew Kamu Politika Fakültesi Profesörü Huang Jing, Trump'un Taiwan'ın bağımsızlığını istemesinin bir felaket olacağına işaret ederek, ancak Trump'un bunu yapmayacağını ve bunu yapma kapasitesine sahip olmadığını kaydetti. Huang Jing, Trump'un Taiwan'ın mevcut siyasi statüsünü değiştirmek için uluslararası toplumdan yeterli destek alamayacağını söyledi.
Profesör Huang Jing, Trump'un şu anki tutumlarının sadece iç sorunları çözmek için başvuru yaptığı bir yöntem olduğunu vurguladı. ABD'nin kapasite açısından zayıfladığına dikkat çeken Huang Jing, bu nedenle Trump'un katı politikalarının uygulamasının çok zor olacağını belirtti. Huang Jing bu konuda şunları kaydetti:
"Trump, ABD'yi 2001 yılına geri götüremez. ABD'nin şu anki kapasitesi, 2001 yılının çok gerisinde bulunuyor. Bu nedenle, sizce, George W. Bush yönetiminin bile yapamadığı işleri, Trump yapabilir mi?"
Son seminerde bazı uzmanlar, ABD'nin öz güvenliğinin gitgide azaldığını savundu. Uzmanlara göre son günlerde Rusya'nın ABD'deki genel seçime müdahale ettiği şeklindeki iddiaların öz güven yetersizliğinin bir işareti. Çin Uluslararası İlişkiler Derneği Başkan Yardımcısı Feng Shaolei bu konuda şunları kaydetti:
"Dünyada büyük değişimin yaşandığı bir dönemde, ABD'nin bazı konularda aşırı hassas olması da bu ülkenin zayıflamasının bir göstergesidir. Gerçi kendi demokrasisinin güçlü olduğunu her zaman iddia eden ABD, diğer ülkelerin müdahalesinden korkmamalı, tam tersine başkalarının eleştirilerini olumlu karşılamalı. Gündeme gelen Rusya'nın müdahalesi iddiası, aslında ABD'nin öz güven yetersizliğinin tipik bir örneği."