2016 ABD Başkanlık Seçimleri dün sona erdi. Cumhuriyetçi Parti Adayı Donald Trump seçimden galibiyetle çıktı.
ABD yönetimindeki değişiklikle birlikte, Çin-ABD ilişkileri de yeni bir dönemece girdi. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, dün Trump'ı tebrik ederek, ikili ilişkilerin yeni bir başlangıçta daha büyük ilerlemeler kaydetmesi için onunla beraber çaba harcamaya hazır olduğunu belirtti.
Önümüzdeki yıl "Shanghai Ortak Bildirisi"nin yayımlanışının 45. yıldönümü. Donald Trump de ABD-Çin ilişkileri açısından önemli bir dönemde başkanlık görevini üstlenecek. Böylece iki ülke, ikili ilişkilerin yeni bir düzeye taşınmasına elverişli bir fırsat yakalamış olacak.
"Shanghai Ortak Bildirisi", Çin-ABD ilişkilerinin normalleşme sürecini başlatmıştı. İkili ilişkiler, yaklaşık 45 yıldır genel olarak iyiye gidiyor ve elde edilen başarılar tüm dünyanın dikkatini çekiyor.
Ekonomik ve ticari temaslar, diyalog ve değişim, bölgesel ve uluslararası tehditlerle ortaklaşa mücadele gibi alanlarda, Çin ile ABD arasındaki somut ve gerçekçi işbirliği günden güne derinleşiyor. "İşbirliği iki tarafa yararlı; çatışma ise zararlı" anlayışı artık Çin ile ABD arasında ortak bir görüş haline geldi.
Dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi Çin ile en büyük gelişmiş ülkesi ABD, aynı zamanda dünyadaki en büyük iki ekonomik topluluk. İki ülke, dünyada barış ve istikrarın korunması ile küresel kalkınma ve refahın hızlandırılması konularında özel sorumluluklara ve geniş ortak çıkarlara sahip. Öte yandan, Çin-ABD ilişkilerinin, uzun vadede sağlıklı ve istikrarlı gelişmesi, iki ülke halklarının çıkarlarına uymanın yanı sıra, uluslararası toplumun da bir beklentisi olarak görülüyor.
Ancak Trump'ın başkanlık seçimleri sırasında ortaya koyduğu "ABD öncelikli" görüşü ve savunduğu küreselleşme karşıtı politikaların da incelenmesi gerekiyor. Ancak ekonomik ve ticari işbirliği, rasyonel insanların gözünde artık Çin-ABD ilişkilerinde en parlak nokta haline geldi. Karşılıklı yarara dayalı ikili ekonomik ve ticari ilişkilerde, işbirliği alanlarının sürekli genişletilmesi, işbirliği boyutunun giderek artırılması ve işbirliği düzeyinin durmadan yükseltilmesi eğilimi görülüyor. Ekonomik ve ticari ilişkiler, Çin-ABD ilişkilerinin denge noktası ve motoru olarak kabul ediliyor.
Öte yandan, Trump'ın seçimlerde açıkladığı bazı diplomatik ve askeri politikalar, ABD'nin mevcut diplomatik ve askeri müdahale stratejisinde yapılacak düzenlemeler hakkında bazı fikirler sunuyor. Dünya tarihinde, ABD'nin yurtdışı askeri müdahalelerinin ciddi siyasi ve ekonomik bedellere neden olduğu kanıtları mevcut. Dolayısıyla, ilgili bölgesel sıcak konularda ve küresel tehditlerde Çin ve ABD'nin, eşgüdüm ve işbirliğini güçlendirerek, uluslararası toplumla birlikte ilgili meselelerin uygun bir şekilde çözümünü hızlandırması ve dünya barışı, istikrarı ve refahının ilerletilmesi için olumlu rol oynaması gerekiyor.
Çin ile ABD arasındaki işbirliği hem iki ülke, hem de tüm dünya için yararlı. Çin ve ABD'nin el ele vererek "büyük devletlerin her zaman hegemonya peşinde koşması" anlayışını kırması, hem tarihin hem de çağın bir gereği. Bu nedenle, yeni ABD yönetiminin, çağın gerekliliğine uyup, Çin'le beraber çatışma karşıtı, karşılıklı saygı, işbirliği ve ortak kazanç ilkelerinde ısrar ederek, işbirliğini genişletme ve anlaşmazlıkları kontrol altına almanın yanı sıra, ikili ilişkilerdeki istikrarı koruyarak, gelişmeyi hızlandırması bekleniyor.