CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında dün yapılan olağanüstü Parti Meclisi (PM) toplantısına ilişkin bildirge yayımlandı.
Türkiye'de son dönemde yaşanan gelişmeleri üzüntü ve kaygıyla izleyen tüm yurttaşlara çağrı yapılan bildirgede, Türkiye'nin iyi yönetilmediği savunuldu.
Türkiye'yi 14 yıldır yöneten AK Parti iktidarının, devlet idaresinin her kademesine yerleştirdiği FETÖ elemanlarıyla, ülkeyi bilinçli ve planlı bir şekilde darbe ortamına sürüklediği ileri sürülen bildirgede, halkın, Gazi Meclis'in ve darbeye karşı duran medyanın aldığı ortak tavırla darbe girişiminin başarısız kılındığı vurgulandı.
Parlamenter rejimin, Türkiye'nin demokrasi güçleri tarafından başarıyla korunduğu ifade edilen bildirgede, AK Parti iktidarının, 15 Temmuz'da yaşananlardan hiçbir ders almadığı, toplumsal uzlaşıyı dışladığı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerlerine dönük saldırılarını arttırarak sürdürdüğü savunuldu.
Bildirgede, yargının, siyasetin güdümü altına alındığı iddia edilerek, "Gelinen noktada Türkiye, FETÖ ile mücadele bahanesiyle ortaya konan karanlık ve otoriter Saray darbesini yaşamaktadır. Mevcut siyasi durum halkımızın özgürlüğüne ve ülkemizin bekasına yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır" görüşüne yer verildi.
Bildirgede, şu ifadeler kullanıldı: "FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan bir savcı tarafından başlatılan Cumhuriyet gazetesine yönelik hukuksuz ve akıl dışı dava bir an önce sona ermelidir. Bu dava, hükümetin yönlendirmesi ve desteğiyle açılan siyasi bir davadır. Siyasi iktidar, yalnızca gazetecilik faaliyetleri nedeniyle Cumhuriyet ile yaşıt ve basınımızın simgesi olan Cumhuriyet gazetesinden adeta öç almaktadır. Basına yönelik her türlü baskıya son verilmelidir. Düşünce, ifade ve haber alma özgürlüğünün kullanılmasını engelleyen tüm baskılar ortadan kaldırılmalıdır. Tutuklu gazetecilerin tamamı serbest bırakılmalıdır. Darbe girişiminde yer alan, destek veren askeri, siyasi ve bürokratik tüm unsurlar en kısa sürede ortaya çıkartılmalı ve hukuk çerçevesinde yargılanmalıdır. Öte yandan, OHAL kapsamında tutuklanan, görevden uzaklaştırılan ve ihraç edilen tüm yurttaşlarımıza adil yargılanma hakkı tanınmalıdır. İnsan haklarına aykırı muamelede bulunan ve buna meşruiyet katan tüm sorumlular yargı önünde hesap vermelidir."
İktidarın, TBMM zemininde ve seçimle gelen temsilciler ile yürütülmesi gereken çözüm sürecini, Meclis'i hiçe sayıp doğrudan PKK ile pazarlığa girerek yürüttüğü ileri sürülen bildirgede, şu değerlendirme yapıldı: "Ülkemizin karşı karşıya getirildiği terör ve şiddet ortamı, parlamentoyu yok sayan bu yöntemin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamıştır. Aynı hatayı tekrarlayan AKP, bugün de Meclis'teki milletvekillerini tutuklatarak teröre hizmet etmektedir. Hukuki süreçler tamamlanıp hüküm kesinleşmeden milletvekillerinin tutuklanması anayasaya ve Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarına aykırıdır. Bu hukuk dışı uygulamaya son verilmelidir. Otoriter rejim, yurttaşların ifade, toplantı, örgütlenme ve girişim özgürlüklerini kısıtlamakta, tüm toplum kesimlerini yoğun bir baskı altına almaktadır. Okullara, üniversitelere, emekçilere, kadınlara, sivil toplum kuruluşlarına, iş dünyasına ve yurttaşlarımızın can güvenliğine yönelik tehditler, saldırılar, baskılar derhal son bulmalıdır."
"FETÖ, PKK ve IŞİD terör örgütlerine yardım ve yataklık eden Saray ve AKP yöneticileri, demokrasimize ve ülkemizin bekasına yönelik en büyük tehdittir" görüşü savunulan bildirgede, bu tehdidin, yurttaşlara demokratik direnme hakkını da verdiği belirtildi.
Demokrasiye, birliğe, huzur ve barış ortamına karşı yapılan bu tehdidi önlemek için yapılması gerekenlerin belli olduğuna işaret edilen bildirgede, "Vatanını seven, demokrasiye inanan, temel ve hak ve özgürlükleri savunan her yurttaşımız Cumhuriyetimize yönelen bu büyük tehdidi bertaraf etmek için bir araya gelmelidir. CHP bu yaşamsal özgürlük, demokrasi, birlik ve bağımsızlık hareketinin öncülüğünü yapmaya hazırdır. Hiçbir yurttaşımızın kuşkusu olmasın ki CHP bu mücadelenin bütün gereklerini yerine getirecektir" denildi.
Bildirgede, diktatörlük kurma çabalarının, çok geçmeden özgürlük, hukuk ve demokrasi sevdalısı halkın iradesi tarafından yenilgiye uğratılacağı savunulan bildirgede, şunlar kaydedildi: "Türkiye'yi uçuruma sürükleyenler mutlaka yargıya hesap verecektir. Ne darbe ne dikta, yaşasın tam demokrasi. Güven ve umut, karanlık ve korkuyu yenecektir. Türkiye Cumhuriyeti, daima ileriye gidecektir. Türkiye'yi böldürmeyeceğiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacağız. Vatansever halkımıza saygıyla duyurulur."