Uzmanlar, Güney Çin Denizi sorununun Lahey'deki Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin yargı yetkisi dahilinde bulunmadığını, anlaşmazlığın müzakere yoluyla çözülmesinin en iyi seçenek olduğunu açıkladı.
Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin Güney Çin Denizi hakkındaki kararını açıklama günü yaklaştıkça, sorun yine uluslararası medyada gündeme geldi.
Kısa süre önce Çinli uzmanlar, Brüksel'de yerel düşünce kuruluşlarıyla yaptıkları görüşmelerde, Çin'in Güney Çin Denizi konusundaki tutumunu açıkladı.
Brüksel'de "Çin-Avrupa Reform Forumu"na katılan Çin Güney Çin Denizi Araştırma Enstitüsü Dış Temas Bakan Yardımcısı Yan Yan, Çin'in sorunla ilgili tutumunu açıkladı.
Huangyan Adası Olayı'nın meydana gelmesinden sonra Filipinler 2013 yılı başında Uluslararası Tahkim Mahkemesi'ne 15 maddelik tahkim başvurusu yaparak, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki tutumunun "BM Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi"ne aykırı olduğunu iddia etmişti. Buna karşılık Çinli uzman Yan Yan, Filipinler'in ortaya koyduğu tahkim talebinin adaların egemenliği sorunuyla ilgili olduğunu, fakat toprak egemenliğinin "BM Deniz Hukuku Anlaşması"nın kapsamına girmediğini, dolayısıyla Çin ve Filipinler arasındaki anlaşmazlığın mahkemenin yargı yetkisine dahil olmadığını vurguladı. Yan, bu konuda şöyle konuştu:
" 'Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 288. maddesinde tahkim, anlaşmazlığı çözme mekanizması veya yargı hakkının sadece anlaşmada belirlenen sorunlar karşısında başvurulabileceği bilgisi yer alıyor. Toprak ve egemenlik sorunu, anlaşmanın kapsamı dışında kalıyor, dolayısıyla bana göre uluslararası tahkimin Çin ile Filipinler arasındaki anlaşmazlık için yargı yetkisi bulunmuyor."
"Yeni cumhurbaşkanı müzakereye olumlu bakıyor"
Yan Yan, konuşmasının devamında, Filipinler'in Güney Çin Denizi sorunu için uluslararası tahkim talebinin bölgedeki gerginliği artıracağını ve Çin-Filipinler ilişkilerinin gerileme dönemine girdiğini vurguladı. Duterte'nin Filipinler'in yeni cumhurbaşkanı seçilmesinin de dış dünya tarafından Çin-Filipinler ilişkilerinde dönüm noktası olarak görüldüğünü söyleyen Yan Yan, iki ülkenin üst düzey yetkililerinin ikili ilişkileri iyileştirme niyetlerini belli ettiğine dikkat çekti. Duterte'nin başa geçmesinin iki ülkenin Güney Çin Denizi tartışmaları için temasları ilerletme yolunu açtığını kaydeden Çinli uzman şöyle konuştu:
"Bence iki ülkenin temaslarını bir adım ileri taşıma ihtimali var, çünkü Filipinler Cumhurbaşkanı Duterte, 30 haziranda göreve başlayacak ve bundan önce Çin ile müzakere masasına dönme isteğini açıkça belli etmişti. Duterte ayrıca Çin ile Güney Çin Denizi konusunu istişare etme ve bölgeyi ortaklaşa kalkındırma isteğini de gösterdi. Uluslararası mahkeme Duterte'nin göreve başlamasından önce kararı ilan etse bile, Çin ile Filipinler yine ikili müzakere yoluna dönebilir."
ABD'nin müdahalesi sorunu daha da karmaşıklaştırıyor
Öte yandan, ABD'nin Güney Çin Denizi sorununa müdahalesinin bölgedeki durumu daha karmakarışık hale getirdiğine dikkat çeken Çinli uzman, sözde "seyrüsefer serbestisi" planıyla ABD'nin Çin'in Nansha adaları ve civarındaki adalar ile hava sahalarındaki devriyeyi yoğunlaştırdığını, hatta birçok defa adaların açıklarına girdiğini ifade etti.
Yan Yan, ABD'nin kışkırtma eylemlerine Çin'in anında karşılık verdiğini veya önlem aldığını, böylece Çin'in sorunla ilgili tutumunun açıkça gösterildiğini kaydetti. Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki anlaşmazlığın ilgili ülkeler arasındaki barışçı müzakere yoluyla çözülmesini istediğine dikkat çeken uzman sözlerine şöyle devam etti:
"Bence Çin'in Güney Çin Denizi'ne dair politikaları ve deniz politikaları, öteden beri son derece istikrarlı ve sürdürülebilir nitelikte. Güney Çin Denizi'ndeki anlaşmazlığın esas unsuru, egemenlik sorunu. Biz de başından beri egemenlik anlaşmazlığının, ikili görüşme yoluyla çözülmesini savunuyoruz. Bunun dışında deniz sınırları sorunu da adalarla ilgili sorunun çözülmesinden sonra yine ilgili ülkeler arasındaki müzakerelerle çözüme bağlanabilir. Aslında Çin her zaman Güney Çin Denizi'ndeki seyrüsefer serbestisi ve deniz güvenliğini desteklemiştir. Güney Çin Denizi konusunda Çin'in çıkarları nettir ve diğer ülkelerin çıkarlarıyla aynıdır."