Yazıma Uygur yemeklerinin Çin'de ne kadar sevildiğini anlatarak başlamak istiyorum. Beijing'de neredeyse her köşe başında bir Uygur lokantası görmeniz mümkün. Etin bolca tüketildiği bir mutfak olan Uygur mutfağı, Türklerin de damak tadına yakın.
Özellikle ekmekleri yani "nan"ları Türklerin tandır ekmeğine biraz benziyor. Ekmek dediysem bizim somun ekmeği gelmesin aklınıza, Uygurların ekmeği çok daha farklı... Onlar bu ekmekleri "nan" olarak adlandırıyor. Ben de yazımın devamında bu ekmeklerden "nan" olarak söz edeceğim.
Uygurların nanları tandır ekmeği ile Ramazan pidesinin bir birleşimi olarak tarif edilebilir. Ramazan pidesi formundaki nanlar tandırlarda pişiriliyor ve meşhur Uygur nanları ortaya çıkıyor.
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Kuqa (Kuçar) kasabası da büyük nanları ile meşhur. Tıpkı bizim Vakfıkebir gibi bu kasaba da ekmeğiyle biliniyor.
Kuqa'daki nanları Xinjiang bölgesindeki nanlardan ayıran en önemli özellik, buradaki nanların çok büyük olması. Zaten bu kasabanın nanı da "büyük nan" olarak biliniyor. 2.8 metre boyunda nanlar pişirilmiş ama nanların çapı genelde 50 cm civarında oluyor. Diğer özellikleri ise ince ve kıtır olması. Tattığınız zaman farkı kolayca anlayabileceğiniz kadar ince ve kıtırlar gerçekten.
Bu nanların (belki de) en önemli özelliği ise dünya mirası olarak kabul edilmesi.
Daha çok Bijake kasabasında yapılan nanları bölge halkı çokça çeşitlendirmiş. Sade olarak hazırlandığında buğday unu, soğan, yumurta, yağ, süt, tuz ve şeker ile yapılan nanlar başta etli, hurmalı, nohutlu ve sütlü olmak üzere 50'den fazla çeşide sahip.
Nanlar, Kuqa kasabasının kültüründe de özel bir yer tutuyor. Nikahtan sonra damat geline nan ikramında bulunuyor. Ayrıca sofradaki misafire ilk olarak nan ikram edilmesi saygı gösterildiğini anlatıyor, ikram edilmemesi de büyük bir saygısızlık olarak addediliyor. Bölge halkının nanlarını "güneş gibi büyük" olarak tanımlaması da nanların onların kültürlerindeki yerini açıklar nitelikte...