Çin Komünist Partisi (ÇKP) 18. Ulusal Kongresi 8 Kasım'da yapılacak. Partinin yeni lider kadrosunun belirleneceği kongre öncesinde dünyanın gözü başkent Beijing'e çevrilmiş durumda.
Kongreyi yakından takip edenler arasında ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ve ABD'nin eski Beijing Büyükelçisi Staples Roy gibi isimler de var. ÇKP 18. Ulusal Kongresi'ne büyük ilgi gösteren ABD'nin tecrübeli devlet adamları, farklı mecralarda yaptıkları açıklamalarla, Çin'in yeni dönem liderlerinin, iki ülke ilişkilerinin sağlıklı ve istikrarlı gelişmesine katkıda bulunması arzusunu dile getirdi.
ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Çin-ABD ilişkilerinin gelişmesine bizzat tanıklık etmiş çok önemli bir isim. Kissinger, Çin Halk Cumhuriyeti'nin çeşitli dönemlerindeki liderlerle yakın temasta bulundu. Kısa süre önce düzenlenen bir seminerde konuşan Kissinger, Çin'le diplomatik temaslarda bulunduğu 40 yıllık süre zarfında, Çin'in eski liderleriyle kurduğu bağları ve hatıralarını hatırlattı. Kissinger'e göre, reform ve dışa açılma politikasını izleyen Deng Xiaoping'den başlayarak, nesilden nesilden görevi devralan liderlerin çabalarıyla, Çin aralıksız bir şekilde dünyayla bütünleşiyor.
"Deng Xiaoping büyük bir reformcu"
Kissinger sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deng Xiaoping, büyük bir reformcu. Çin'in geçen 30 yıldaki ekonomik başarıları, Deng Xiaoping'in ileri görüşlülüğüne dayanmakta. Deng Xiaoping, reformları ve piyasa ekonomisini ilerleterek, Çin'i uluslararası sisteme dahil etti. Daha sonra göreve gelen Jiang Zemin, Çin'in uluslararası sistemdeki konumunu güçlendirmek için çaba gösteriyordu. Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao ise, Çin'in küresel sistemin önemli bir üyesi olduğu bir dönemin ilk lideri."
Kissinger, yaptığı konuşmada, 30 yıldan beri Çin'in çehresinde muazzam değişiklikler olduğunu, 18. Ulusal Kongre'nin Çin için iyi bir fırsat sunacağını vurguladı. Gelecekte Çin'in daha da gelişeceğini dile getiren Kissinger, şunlara dikkat çekti:
"Çin'in 40 yıl içinde yaşadığı büyük değişimi, özellikle 1980'li yıllardaki reform ve dışa açılmadan sonra kaydettiği başarıları izledik. Çin ilerleyen yıllarda daha şeffaf bir ülke haline gelecek ve hukuk sistemi daha sağlam olacak. Ancak bununla ilgili düzenleme yapılması gerekir. Tüm ekonomistler, Çin'in ihracatı azaltması ve tüketimi artırması gerektiği konusunda hem fikir. Bu ekonomik sorun, aynı zamanda diplomatik alanı da etkileyecek."
Reform ve dışa açılma yoluyla, Çin ekonomisinde göz alıcı başarılar elde edildi. Çin'in devlet teşkilatı bir hayli güçlendirildi. Çin, artık dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldi. Dünyanın en büyük ekonomisi ve en gelişmiş ülkesi olan ABD, doğal olarak Çin'le ilişkilerinin gidişatına son derece önem veriyor.
Çin'in yeni liderlerine büyük görev düşüyor
ABD'nin Çin'deki eski Büyükelçisi Staples Roy, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ÇKP 18. Ulusal Kongresi'nde belirlenecek yeni liderlerin, Çin-ABD ilişkilerinin gelişmesinde büyük etkisi olacağını belirtti. Staples Roy şöyle konuştu:
"Çin-ABD ilişkilerindeki temel sorun, mevcut ekonomik dev ile yeni yükselen bir ekonomi arasındaki ilişkilerin nasıl ele alınacağı. Tarih boyunca bu tür ilikşilerin ele alınması kolay olmamıştır ve genellikle de kanlı çatışmalara neden olmuştur. Çinli ve ABD'li liderler, bu sorunun bilincine vararak, benzer durumların tekrarlanmaması için, ilgili stratejik hedefleri ve çerçeveyi ortaya koydular. Fakat tüm faaliyet ve hareket modellerini, dengeli bir işbirliği ve rekabet ilişkisi kurulması hedefine dahil etmedik. İki ülkenin yeni liderleri bu sorunu çözmeliler. Bu bağlamda ÇKP 18. Ulusal Kongresi son derece kritik öneme hâiz. Çünkü bu kongrede Çin'in yeni liderleri belirlenecek, ayrıca yeni liderlerin bu sorunu çözmek için gerekli yaratıcılığa sahip olup olmadıkları da görülecek."