2. Çin-Avrasya Fuarı, bugün (2 Eylül) Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi kentinde başladı. Fuara katılan Türkiye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dün (1 Eylül) Urumçi'de Çin Uluslararası Radyosu muhabirine özel röportaj verdi. Babacan röportajda, fuar vesilesiyle iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yeni düzeye taşınmasını arzuladıklarını söyledi.
Türkiye, bu dönem fuarın eş organizatörü konumunda. Ali Babacan, önceki adı Urumçi Dış Ekonomi ve Ticaret Fuarı olan Çin-Avrasya Fuarı'nın dünyadaki etkisinin giderek arttığına işaret etti. Babacan, fuara çok sayıda Türk işadamının ilgiyle katıldığını, dolayısıyla Türkiye ve Xinjiang arasındaki ekonomik ilişkilerin yeni düzeye taşınması için katkı sağlayacağını söyledi. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla Türkiye açısından düşündüğümüzde Türkiye ile Xinjang Özerk Bölgesi arasındaki ekonomik ilişkilere bu fuarın ben katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ama sadece Türkiye'ye değil. Fuarın açılışına biliyorsunuz Kazakistan'dan, Kırgızistan'dan, Afganistan'dan oldukça üst seviye katılımlar var. Cumhurbaşkanları var Başbakanlar var katılan. Dolasıyıla bölgeyle daha yoğun bir ekonomik ve ticari işbirliğini Urumçi açısından Şincan Uygur Özerk Bölgesi açısından sağlayacağını bu fuarın düşünüyorum. Biz de Türkiye olarak elimizden gelen katkıyı, desteği vereceğiz. İleride de Türkiye ile bu bölgenin ekonomik ilişkilerine katkıda bulunacak diye düşünüyorum. "
Ali Babacan, Xinjiang gezisinde Urumçi ve Turfan kentlerini ziyaret etti. Babacan, Xinjiang'daki hızlı gelişmelerin kendisinde derin izler bıraktığını söyledi. Ali Babacan, Xinjiang'ın büyük gelişme potansiyeline sahip olduğuna işaret ederek, Xinjiang'ın geleceğinin parlak olacağına inancının tam olduğunu belirtti. Babacan, şöyle konuştu:
"Öncelikle şunu ifade edeyim. Benim bu bölgeye ilk gelişim. Aynı zamanda Türkiye'nin bölgeyle ortak bir tarihi söz konusu bir ortak kültürü sözkonusu. Bu ekonomik ilişkiler için iyi bir zemin hazırlıyor aslında. Bu zeminin üzerine inşa edebileceğimiz yoğun bir işbirliği olacağını ben düşünüyorum. Ben hem özelde Urumçi'yi ama genelde de bölgeyi-bugün Turfan'a da gittim geldim beklediğimden çok daha canlı çok daha hareketli buldum. Greçekten yoğun sayılabilecek bir nüfusun yaşadığı hem tarımı hem doğal kaynakları ile önemli bir ekonomik potansiyel vaat eden bir bölge. Önümüzdeki dönemin çok iyi olacağın tahmin ediyorum. "
Çin ve Türkiye arasındaki üst düzey temas son yıllarda hızla gelişti, karşılıklı siyasi güven pekiştirildi, böylece iki ülke arasındaki ticari ilişkiler de arttı. İki ülke arasındaki ikili ticaret hacminin 2020 yılına kadar 100 milyar ABD Doları'na ulaşması hedefleniyor. Babacan, bu hedefe ulaşmak için Xinjiang bölgesiyle ticari işbirliğinin pekiştirilmesinin son derece büyük önem taşıdığını söyledi. Babacan'a kulak veriyoruz:
"Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ne Çin Halk Cumhuriyeti'nin özel bir önem vermesi, 5 yıllık kalkınma planında yatırım açısından ön plana çıkartılması, takdir edilecek adımlar olmuş. Ben yerinde de gördüm takdir ettim. Alt yapı konusu da oldukça ilerlemiş durumda. Ama dediğiniz gibi Türkiye'nin bu bölgeye olan ilgisinin artması önemli. Bunu hem sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Çin ziyaretinde hem de Sayın Başbakan Wen'in Türkiye'ye geldiğinde yaptığı ziyarette ele aldık. Aynı zamanda en son Devlet Başkan Yardımcıs Xi Jinping'in bir Türkiye ziyareti olmuştu. Orada da bütün bu konuları ele aldık. Ve şöyle bir ortak görüş var. Türkiye ile bölgenin ilişkilerinin yoğunlaşması bir kazan-kazan sonucunu doğuracak ve Türkiye için buradaki organize sanayi bölgesinde ayrı bir bölge ayrılmış durumda, Türk yatırımcıları için. Biz de Türk yatırımcıları buraya yatırım yapmaya teşvik edeceğiz. Türk firmalarının bu bölgede üretim yapmasını destekleyeceğiz. Aynı zamanda Türkiye ile bölge arasında ticaretin de yoğunlaşması için özel bir gayret göstereceğiz önümüzdeki dönemde. "
Çin halkı, Çin Komünist Partisi liderliğinde ekonomide son yıllarda büyük ilerleme kaydederek gözle görülür başarılar elde etti. Çin ekonomisi artık dünyada ikinci konumda. Çin'de iktidar partisi olan Çin Komünist Partisi'nin önümüzdeki günlerde yapılacak 18. Kongresi dünyada yoğun ilgiyle izleniyor. Çin'in ekonomide dışa açılma ve kaynaşmaya dayalı politika izlemesinin, dünya için büyük önem taşıdığını kaydeden Ali Babacan, Türkiye'nin bu kongreyle ilgili beklentilerini ise şöyle anlattı:
"Çin Komünist Partisi'nin ekonomik politikalar anlamında uygulamakta olduğu çizgiye bakacak olursak gerçekten daha dışa açık ve uluslararası sermayeyi teşvik edici, dünyayla daha entegre bir yaklaşım görüyoruz. Bunun olumlu sonuçlarını da Çin yüksek büyüme oranları ile gerçekten görmüş durumda, yakalamış durumda. Bu önümüzdeki kongre kuşkusuz önemli. Yönetimde bir geçişin bir değişimin yaşanacağı bir kongre olarak görülüyor aynı zamanda. Biz Türkiye olarak ekonomik politikalarda sürekliliği ve öngörülebilirliği destekledik ve kendi açımızdan bunu destekledik, bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Çin'in de dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak öngörülebilirliği ve sürekliliği ortaya koyan bir ekonomi politikası gerçekten sadece Çin için değil dünya için de önemli olacaktır."
