G-20 Zirvesi, dün (19 Haziran) Meksika'da sona erdi. Zirvede dünya ekonomisindeki son gelişmelerin yanı sıra, uluslararası finans sisteminin güçlendirilmesi, kalkınma, ticaret ve istihdam gibi konularda fikir birliğine varıldı.
Zirveye katılan liderler, uluslararası toplumun dayanışma içinde, finans krizi, yoksulluk, istihdam ve çevre sorunlarını çözmek için çaba harcaması ve dünya ekonomisinin, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir şekilde büyümesini hızlandırması gerektiğini belirtti. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, zirvede yapıcı tavrıyla kendi görüşlerini ve gündemini sundu. Çin'in görüşleri, zirveye katılan liderler ve uluslararası kamuoyu tarafından övgüyle karşılandı.
Hu Jintao'dan kritik öneriler
Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao, zirvede yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin toparlanma sürecinde istikrarsız ve belirsiz unsurlar bulunduğunu hatırlattı. Hu, bu koşullar altında, istikrarlı bir toplumsal gelişme korunurken, ekonomide sağlam adımlarla ilerleme sağlanması, yeni fikir arayışlarında bulunulması ve yeni çıkan sorunlara karşı önlemler alınması gerektiğine işaret etti. Hu Jintao, sürdürülebilir kalkınma arayışında bulunan ülkelere örnek olması için, bu konuda dört öneri ortaya koydu. Hu, aynı zamanda zirvede Çin'in ekonomik büyüme modelindeki değişimin hızlandırılması taahhüdünde bulundu. Çin Cumhurbaşkanı, diğer ülkelerin krizden kurtulmalarına ve sürdürülebilir kalkınma sağlamalarına destek için, Çin ekonomisindeki istikrarlı ve hızlı büyümeyi koruma sözü verdi.
Çin'den IMF'ye 43 milyar dolar kaynak
Uluslararası finans piyasasının istikrara kavuşması, kalkınmanın önkoşulu. Çin, ABD ekonomisinin toparlanmasına yardımcı olmak için dolar cinsinden döviz rezervini artıracak. Çin, Avrupa borç krizinin çözülmesi için uygulanan yardım planına da aktif bir şekilde katılıyor. Bu destek, AB'nin stratejik işbirliği ortağı olarak, Çin'in samimiyetini de gösteriyor. Çin hükümeti, kendi işletmelerine, yurtdışına doğrudan yatırımları artırmalarını ve G-20 Zirvesi'ne evsahipliği yapan Meksika'ya yatırım yapmalarını tavsiye ediyor. Bu, Meksika ekonomisinin toparlanması ve ülkede istihdamın artırılması için likidite desteği sağlıyor.
Zirve sırasında Çin hükümeti, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) 43 milyar dolarlık kaynak aktaracağını açıkladı. Beijing, bu destekle, IMF'nin uluslararası finans piyasasını istikrara kavuşturmasını ve acil yardım becerilerini yükseltmesini bekliyor.
Çin'den dünyaya güven desteği
Ticaret, dünya ekonomisinin büyümesindeki temel itici güç. Çin, uluslarararası toplumun Doha Görüşmeleri'ni sürdürerek, özgür, dışa açık, adil ve eşit bir küresel ticaret ortamı kurulması için çaba harcaması ve ticarette her tür korumacılığa karşı çıkması gerektiğini düşünüyor. Bunun yanı sıra, büyük bir ticaret ülkesi olan Çin, ulusal ekonomik yapıdaki düzelme sürecini hızlandırarak, iç talebi artırma ve dünya ekonomisine olumlu değişiklikler getirme taahhüdünde bulundu. Ticaret ve yatırımlar yoluyla, dünya ekonomisinin büyüme potansiyelini yükseltecek Çin yönetimi, ticaret ortağı ülkelerin, enflasyon sorununu çözmeleri ve ekonomik büyümeleri için de katkıda bulunacak.
Çin, ayrıca kendi somut koşullarından hareketle, toplum, çevre ve ekonomik büyüme gibi konularda üstlendiği sorumlulukları devam ettirerek, dünya ekonomisinin büyümesi için güven desteği sağlamayı sürdürecek. Bu politika, Çin'in "barış ve işbirliği içinde ortak gelişme" anlayışlarını da yansıtıyor.
Çin, krizlerden ilk kurtulan ülke oldu
Çin, diğer ülkelerin krizlerden kurtulmalarına ve küresel ekonominin toparlanmasına katkısını, çok da kolay koşullarda yapmıyor. 2008 yılından beri, Çin ekonomisi de ekonomik krizlerden olumsuz etkilendi. Ancak Çin, krizler karşısında etkili önlemler aldı. Ekonomik krizlerden ilk kurtulan ülke olan Çin, dünya ekonomisinin toparlanma sürecini hızlandıran temel itici güç haline geldi.
Geleceğe bakıldığında, dünya ekonomisi büyüme için yeterli güce sahip görünmüyor. Finans ve borç krizleri devam ediyor. Çin, bu zorlu koşullar altında, gelecekte de diğer ülkelerle eşgüdüm halinde ortak kalkınma için çaba sarf edecek.