Suriye resmi haber ajansında yer alan habere göre, Şam'da Şii Müslümanlar için kutsal olan bir mekanın yakınındaki bir garajda dün sabah bir intihar saldırısı meydana geldi. Bomba yüklü bir araçla gerçekleştirilen patlamada, 14 kişi hayatını kaybetti. Patlama, ayrıca bölgede ciddi mal kaybına yol açarken, garajın çevresindeki araçlar ve bir polis karakolu hasara uğradı.
Suriye'nin kuzeybatısında yer alan İdlib kentindeki bir kontrol noktasına da dün erken saatlerde, bomba yüklü bir araçla saldırıldı. Saldırıda, çok sayıda asker öldü veya yaralandı. Saldırıyla ilgili ayrıntılı bilgi henüz açıklanmadı. Suriye İnsan Hakları Gözlemci Örgütü tarafından yayımlanan açıklamaya göre, Suriye yönetimine bağlı askerler, dün Humus'un Rastan kasabasında, muhaliflerin kontrolündeki bir bölgeyi bombaladı. Bunun yanı sıra, ülkenin güneyindeki Dera kentinde gerçekleşen saldırıda beş kişi ölürken, Hama'daki olaylarda da altı kişi yaşamını yitirdi.
Haffa yerle bir oldu
BM gözlemcilerinden oluşan sekiz kişilik heyet, dün Suriye'nin batısındaki Haffa kasabasına ulaştı. Ordu ile muhalif silahlı güçler arasında, kasabada sekiz gün süren çatışmalar yaşanmıştı. Heyetle beraber Haffa'ya gelen bir muhabirin aktardığına göre, çatışmalar sonrasında kasaba yerle bir halde. Belediye binası, kasaba mahkemesi, su tesisleri ve mağazalar çatışmalar sırasında yakılıp yıkıldı. Caddelerde hiçbir insana rastlanmıyor. Yalnızca, bazı fabrikalarda göze çarpan birkaç işçi, çatışmanın ardından enkazı temizlemeye çalışıyor.
Suriye ordusu ile muhalif silahlı güçler, 5 Haziran'dan itibaren Haffa kasabası çevresinde çatışmaya başladı. Muhalifler, taktik açıdan ihtiyaç duydukları ve daha fazla can kaybını önlemek istedikleri gerekçesiyle, 13 Haziran'da bölgeden geri çekilmeye karar verdiklerini açıkladı. Suriye ordusu ise bölgede faaliyet gösteren "terör örgütünü" yok ettiğini ve bölgenin huzura yeniden kavuştuğunu bildirdi. BM gözlemcileri ise 7 Haziran'da Haffa'ya girmeye çalıştı, fakat başarılı olamadı.
"İç savaş" ifadesine farklı taraflardan tepki
BM'nin barış koruma operasyonları şefi Herve Ladsous, "Suriye'deki şiddetin tırmanmasıyla bu ülkede iç savaşın başladığı söylenebilir" diye bir açıklama yapmıştı. Ancak, hem Şam yönetimi hem de muhalefet bu iddiayı reddetti. Esad rejimi, ülkede iç savaş olmadığını, şu an terörle mücadele operasyonları yapıldığını açıkladı. Muhalifler ise, Suriye halkının sadece "özgürlük ve itibar arayışında olduğunu"nu belirtti.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un sözcüsü Martin Nesirky, BM'nin, Suriye'deki gelişmelerin bir iç savaşa dönüşüp dönüşmediğine karar verme yetkisi olmadığını söyledi. Sözcü, bunun, örgütün görev alanı dışında olduğunu kaydetti. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney de Suriye'de yaşanan çatışmaları iç savaş olarak değerlendirmekten kaçındı. Ancak sözcü, çözüm için fırsat kapılarının kapatılmasıyla, ülkede iç savaş yaşanması olasılığının arttığına dikkat çekti.
Gözlemciler, Suriye krizinin tırmanmasına rağmen, farklı tarafların durumu titizlikle değerlendirmelerinin ardında özel sebepler yattığını düşünüyor. Gözlemcilere göre, hem Şam rejimi hem de muhalefet, kendi eylemlerinin meşru ve adil olarak tanınmasını istiyor. Bu yüzden de, yaşananların "iç savaş" olarak kabul edilmesini istemiyor. Başta ABD dahil olmak üzere Batılı ülkeler ise, Suriye'deki son gelişmeleri kınadıklarını belirtmelerine rağmen, ülkeye askeri müdahalede bulunmaktan yana değiller. BM ve diğer uluslararası örgütlerin, bu konuda rol üstlenmelerini bekleyen bu ülkeler, ayrıca Suriye ordusunun da güçlü olduğunu düşünüyor. Bunun dışında, Suriye'de, Libya'da olduğu gibi, zengin petrol kaynakları bulunmadığından, bu ülkeler, kriz için ne vakit ne de para ayırmayı istiyor.