Suriye'de arka arkaya yaşanan katliamlar ülkede gerilimi tırmandırırken uluslararası toplum yeni yaptırımlar ve çözüm önerileri için harekete geçti. Gündemde Annan'ın Barış Planı'nı kurtarmak için "Yemen Modeli"ne benzeyen yeni bir öneri var.
Suriye'deki bazı muhalifler dün (7 Haziran) yabancı basına verdiği demeçte, militanların 6 Haziran öğleden sonra ülkenin ortasındaki Hama eyaletinde yer alan bir köye düzenlediği saldırıda, kadın ve çocuk dahil onlarca kişi öldüğünü söyledi. Suriye'nin yurt dışındaki muhalif örgütü Suriye Ulusal Konseyi sözcüsü dün yaptığı açıklamada, bu kanlı olayı Suriye hükümeti ordusu ve hükümet yanlısı militanların düzenlediklerini, olayda 40 kadın ve çocuk dahil yaklaşık 100 kişinin öldüğünü söyledi.
Ancak Suriye hükümeti, kanlı olayın sorumluluğunu reddetti. Suriye Devlet Televizyonu'nda dün bir yerel yetkilinin konuşmasına dayanılarak verilen haberde, bazı basın organlar tarafından olay hakkında verilen haberlerin asılsız olduğu ileri sürüldü. Haberde, silahlı teröristlerin bir kez daha büyük bir suç işleyerek militanların Hama eyaletine bağlı iki köye saldırdığı, bu saldırılarda en az dokuz kadın ve çocuğun öldüğü bildirildi. Haberde ayrıca, hükümet ordusu ve güvenlik kuvvetlerinin yerel sakinlerden haber alınca olay yerine gidip, militanlarla silahlı çatışmaya girdiği, birkaç militanın öldürüldüğü ve bazı silahların ele geçirildiği ifade edildi.
Suriye özel elçisi Kofi Annan'ın barış planı kapsamında, Suriye'ye gönderilen Birleşmiş Milletler (BM) gözlemci heyeti iki aydır çalışıyor. Ancak şiddet olayları devam ediyor. Suriye'deki muhalif gruplar ateşkes anlaşmasını artık kabul etmeyeceklerini açıkladı.
Bu gelişmeler yaşanırken bir BM diplomatı, Annan'ın Barış Planı'nı kurtarmak üzere, Güvenlik Konseyi'ne yeni bir öneriyi sunmayı düşündüğünü bildirdi. Diplomat, bu önerinin ana noktasının ilgili ülkelerden oluşan bir "irtibat grubu"nun kurulması olduğunu dile getirdi. Bu ülkeler arasında, hem Güvenlik Konseyi'ne üye daimi üyeler hem de Suudi Arabistan, Türkiye ve İran gibi Suriye hükümeti veya muhalefet gruplarına etkili ülkelerin bulunması bekleniyor.
Öneriye göre, ilgili taraflar "Yemen Modeli"ne benzeyen bir siyasi geçiş anlaşması hazırlayıp, Suriye Devlet Başkanı Beşar El Esad'dan yetkileri teslim etmesini isteyecek, ardından Suriye'de serbest seçim yapılacak.
Gözlemciler, Suriye'deki gerginliğin tırmanmasıyla birlikte, "Yemen Modeli"nin, Batılı ülkelerin kabul edebileceği bir çözüm olduğuna işaret ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 6 Haziran'da yaptığı konuşmada, yetkinin teslim edilmesine ortam hazırlamak için, Suriye'nin siyasi geçiş sürecinde temsilci niteliğinde geçici bir hükümetin oluşturulması ile adil ve serbest seçimin yapılması gibi konuların da bulunması gerektiğine dikkat çekti.
Rusya da "Yemen Modeli"nin Suriye'de uygulanmasını kabul edebileceklerini, ancak bunun ön şartının Suriye halkından izin alınması olduğunu kaydetti.
Diğer yandan, Batılı ülkeler, Esad'a baskı yapmak için Suriye'ye yönelik yaptırımları güçlendiriyor. İçinde ABD'nin bulunduğu "Suriye'nin Dostları"na üye 55 ülkenin temsilcilerinin katılımıyla 6 Haziran'da Washington'da bir günlük çalışma grubu toplantısı düzenlendi. "Suriye'nin Dostları" toplantısıdan sonra yapılan açıklamada, Suriye'nin üst düzey yetkililerinin varlıklarını dondurma, seyahat yasağı getirme, Suriye Merkez Bankası ve Ticaret Bankası'nın sermayesinin dondurularak ticari girişimlerini sınırlama, Suriye'nin petrol ürünlerini ihraç etmesini yasaklama ve Suriye'ye silah ambargosu uygulama çağrılarında bulunuldu.
Açıklamada, üye ülkeler arasında Suriye'ye daha fazla yaptırım uygulanması gerektiği ve BM Tüzüğünün 7. maddesine göre hareket edecekleri ifade edildi.
BM Tüzüğünün 7. maddesine göre, barışı tehdit eden ve baltalayan girişimlere karşı, ekonomik yaptırım, diplomatik ilişkileri kesme ve silah kullanma gibi önlemler alınabiliyor.