Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün (28 Mart) başladığı İran ziyareti uluslararası basın-yayın organlarının ilgi odağı haline geldi. Uzmanlara göre, Erdoğan'ın bu ziyareti hassas bir dönemde gerçekleştiriliyor: Türkiye bir taraftan, kısa süre içinde yeniden başlayacak olan İran nükleer görüşmelerinde önemli bir rol oynamak isterken; diğer taraftan iki ülkenin son zamanlarda Suriye sorunu üzerinde fikir ayrılığı bulunmasından dolayı, Türkiye, belli bir süredir zarar gören ikili ilişkileri bu ziyaretle iyileştirmeyi arzuluyor.
Seul'deki Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılan Erdoğan, zirvenin ardından dün sabaha karşı Tahran'a ulaştı. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, hava alanındaki karşılama töreninde yaptığı konuşmada, İran'ın ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya'dan oluşan 6 ülkeyle 13 Nisan'da müzakereyi yeniden başlatacağını, müzakere yerinin henüz belirlenmediğini, görüşmelerin adresi olarak İstanbul'un olası bir seçenek olduğunu kaydetti. 6 ülkenin ortaya koyduğu müzakere yeriyle ilgili öneriyi inceleyen İran tarafı, nihai kararını kısa zaman içinde açıklayacak. 6 ülkenin önerdiği müzakere yerinin Cenevre olduğu gelen haberler arasında.
İran, müzakerenin İstanbul'da yapılmasını istiyor
Recep Tayyip Erdoğan'ın İran'daki programına göre, Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı ile ayrı ayrı görüşmeler yapacak. Şu ana kadar Erdoğan'ın sadece İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'yle görüştüğü bildirildi. Rahimi, Erdoğan'la düzenlediği ortak basın toplantısında, İran'ın, Türkiye'nin İran nükleer sorunuyla ilgili müzakereye evsahipliği yapmasını arzu ettiğini belirtti. Rahimi, Türkiye'nin İran'la sıkı bağlantılı bir ülke olarak İran nükleer planının barışçı niteliğini diğer ülkelerden daha iyi anladığını ifade etti.
Erdoğan, İran ziyareti öncesinde ABD Başkanı Barack Obama'yla İran nükleer sorunuyla ilgili bir görüşme yaptı. Bu bağlamda, Erdoğan'ın bu ziyareti dahilinde, Obama'nın İran liderlerine gönderdiği mesajı da aktaracağı tahmin ediliyor. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, bu konu hakkında herhangi bir açıklama yapmazken, Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği, böyle bir olasılığın mevcut olduğunu açıkladı.
İran ve Türkiye, bölgenin büyük ülkeleri arasında. Erdoğan'ın Başbakanlığa seçilmesinden sonra, iki ülke arasındaki ilişkiler, yoğunlaşmaya başladı. Türkiye, iki sene önce de İran nükleer sorununun çözüm sürecine katıldı. Mayıs 2010'da, İran, Türkiye ve Brezilya, Tahran'da nükleer yakıt değişimiyle ilgili anlaşmaya vardı. Haziran 2010'da, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırım kararıyla ilgili oylamada, Türkiye ve Brezilya, ret oyu kullandı. Türkiye'nin İran nükleer sorunundaki tutumu, İran tarafından takdirle karşılandı. Hatta bu nedenle, İran, nükleer sorunla ilgili müzakerenin İstanbul'da düzenlenmesini kararlılıkla istemişti.
Uzmanlar, Türkiye'in İran nükleer sorunuyla ilgili müzakereye aktif bir şekilde katılarak, batılı ülkeler ve İran arasında arabulucu rolü üstlenmek istemesinin, bir taraftan kendisinin bölgedeki dev bir ülke olarak etkisini göstermeyi amaçladığını, diğer taraftan da İran'ın durumunun iyileştirilmesinin Türkiye'nin kendi ekonomik çıkarına olacağını kaydettiler. Şu an İran ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor, Türkiye'nin enerjisinin üçte biri İran tarafından karşılanıyor. Ancak batılı ülkelerin İran'a ugyuladığı yaptırım, Türkiye-İran ekonomik ve ticari işbirliğini olumsuz etkiliyor.
İki ülke arasında Suriye anlaşmazlığı
Öte yandan Türkiye-İran ilişkilerde kısa süre içinde Suriye krizinden ötürü küçük çaplı değişiklikşer de yaşandı. Türkiye, Suriye'deki muhalifleri, İran da Başar Esad yönetimini kararlılıkla desteklemekte. 2011 yılının ikinci yarısından bu yana, İran kamuoyunda Türkiye'ye yönelik eleştiriler artmaya başladı. İran basınında, yeni tur nükleer müzakerenin İstanbul'da düzenlenmemesi gerektiği sesleri yükselmeye başladı; bu talebin sahipleri, müzakerenin İstanbul'da düzenlenmesiyle Türkiye'nin uluslararası etkisinin artacağını, buna karşın İran'ın etkisinin azalacağını düşünüyor.
İran nükleer sorunuyla ilgili müzakerenin, sorunun çözümüne nasıl etki edeceğini öngörmek için henüz çok erken. ABD, şu an için İran'a büyük bir baskı stratejisi uygulamakta. Geçen bir yıldan uzun süre içinde uygulanan yaptırımlar, İran üzerinde ciddi etkiler yarattı. İran'ın para birimi Rial, büyük boyutta değer kaybetti, petrol ihracatı kısıtlandı. Ancak, bu gibi baskıların, İran'ın gelecek müzakerede taviz vermesine yol açıp açmayacağı belirsiz.